Mardin'in Artuklu ilçesine bağlı Eskikale köyünde oturan, küçüklüğünden beri bilime ve teknolojiye ilgisi olan Acar, ailesi dar gelirli olduğu için köyden öğrenim gördüğü fen lisesine yürüyerek gitmek zorunda kalıyordu. Okuldan arta kalan zamanlarında tarlada çalışıp ailesine yardımcı olan Acar, Çin'den 2 ve Şili'den 3 öğrenci arkadaşıyla CERN'in 12 Eylül 2019'da lise öğrencileri arasında düzenlediği ve farklı ülkelerden 500 projenin katıldığı 'CERN Beamline' yarışmasında finale kalarak büyük bir başarıya imza attı.
BİLGİSAYARI OLMADAN YARIŞMALARA KATILDI
Ailesinin maddi durumu bir bilgisayar almaya yetmediği için 2 yıl önce arkadaşından aldığı ödünç bilgisayar ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen Bilim Kampı Proje Yarışması'nda Türkiye üçüncüsü olan Acar, "Şartlar ne olursa olsun fırsat ve imkan buldukça aralarında sosyal projelerin de olduğu birçok bilim ve teknoloji tabanlı projelere katılmaya çalıştım. Hepsinden derece aldım. Bilgisayarım olmadan lise 2'nci sınıfı okurken akıllı şehir planlaması üzerine bir arkadaşım ile geliştirdiğimiz proje ile Türkiye üçüncülüğüne layık görüldük. İlk defa o zaman bilgisayar sahibi oldum. Sonraki katıldığım projelere ise Mardin Valiliği tarafından bana hediye edilen bilgisayar ile devam ettim. Ülkem ve dünya için nitelikli insan kaynağına dahil olabilmem için eğitimim ve kariyerim boyunca elimden geleni yapacağım" dedi.
'BİRİNCİ OLACAĞIMIZA İNANIYORUM'
Finalde birinci olacaklarının inandığını aktaran Acar, "Hazırladığımız e-dedektör projesi ile ilk 20'ye kaldık. Finallerde de birinci olacağımıza inanıyorum. Geçen yıl da bu yarışmaya katılmıştım ama başarılı olamamıştık. Bu yıl Türkiye adına kazanan ilk takım olarak CERN'e gitmek istiyorum. Takımımız SIMES Science Academy olarak 6 öğrenci ve bir koçtan oluşmaktadır. Aslında böyle uluslararası bir takımı kurmanın ilk adımlarını Çin'den arkadaşım Jimmy ile sosyal medya üzerinden tanıştıktan sonra yaptık. Sonrasında Şili'den Manu arkadaşımızın başarılı ekibi ile birleşerek takımı tamamladık. Projemiz kısaca düşük maliyetli olan etkili transistör tasarımına dayalı Grafen katmanları kullanarak CERN ve DESY gibi parçacık fiziği merkezlerinde kullanılabilecek bir e-dedektör oluşturmak ile ilgili bir proje. Finalde birinci olmamız halinde İsviçre'deki CERN tadilatta olduğu için Almanya'da bulunan CERN'e bağlı DESY LAB'da deneyi gerçekleştirmek için Eylül ayı gibi gideceğiz" diye konuştu.
'EVRENİN SIRLARINI AYDINLATMAYA YARDIMCI OLMAK İSTİYORUM'
Hazırladıkları dedektörün gerek boyut, gerek maliyet açısından CERN'de şu an kullanılan dedektörlerden çok daha avantajlı olduğuna dikkat çeken Acar, "Evrenin yeniden oluşumunu, Big Bang'ı canlandırmak için on binlerce dolar değerinde ve metrelerce büyüklükteki parçacık çarpıştırıcı dedektörler yerine bizim önerimiz yaklaşık 100 dolar değerinde bir dedektörle bunu yapabileceğimiz. Bilgisayar ortamında hazırladığımız ve ilk denemelerimizde başarı sağladığımız projemiz sayesinde evrenin oluşumundaki sırları aydınlatmaya yardımcı olacağımızı düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
UZAY ALANINDA SES GETİRECEK BİR ÇALIŞMA YAPIYOR
Süryanice, Arapça, Kürtçe ve İngilizceyi iyi derecede bilen, son dönemde de Almanca ve Çinceyi öğrenen, bağlama çalan, resim yapan ve tenis oynayan Acar, başarısını düzenli ve belirlediği bir hedefinin olmasına bağlıyor. Son zamanlarda uzay sektöründe ses getirecek bir çalışma yaptığını anlatan Acar, şunları kaydetti:
"Evrenify isimli girişimimiz ile ilgilenmekteyim. Evrenify, Avrasya'daki en güçlü ve fonksiyonel roketleri tasarlamak ve inşa etmek hedefiyle yola çıkan bir grup girişimcidir. İlk hedefimiz alçak dünya yörüngesinde sürdürülebilir çalışmalar yürütebilen roket programını tamamlamaktır. Bu hedeflere 'Milli teknoloji hamlesi' sloganına destek vererek çıkan Evrenify, uzay teknolojileri alanında maksimum yetkinlikte, dinamik bir mühendis ekibi oluşturmayı da hedefliyor."
'OĞLUMLA GURUR DUYUYORUM'
Markus Acar'ın babası Acar Acar (44), oğlu ile gurur duyduğunu belirtirken anne Roza Acar da kendisi hiç okula gidemediği için oğlunun eğitimine çok önem verdiğini kaydetti. Anne Acar şöyle konuştu:
"Zor şartlar altında yaşıyoruz. Köyde kalmamıza rağmen oğlum fen lisesini kazanınca ona yakın olmak için Mardin merkeze bağlı bir köye yerleştik. Köye servis gelmediği için oğlum her sabah okula gitmek için 15 dakika yürümek zorunda kalıyordu. Her okula gidip geldiğinde yüreğim ağzımda kalıyordu, ama çok şükür bu yıl okulu bitiriyor. Kendisi ile gurur duyuyorum. Başarısı ile de Mardin'in de Türkiye'nin de gururu oldu."