Osmanlı Devleti 1. Dünya savaşından yenilgi ile ayrılmasının ardından Mondros Ateşkes Anlaşması ile Anadolu'nun işgaline karşı dirençsiz kalmıştır. Süreç sonrasında işgale karşı olarak siyası ve bölgesel mücadele vermek üzere Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmuştur. Bunlardan biri olan Kuvayi Milliye 1918-1921 tarihleri arasında faaliyetlerini sürdürmüştür.
Osmanlı Ordularının terhis edilmesi ardından meydana gelen askeri boşluğun doldurulmasını hedefleyen halk, tüm işgallere karşı mücadele etme isteği gösterdiği için Kuvayi Milliye birlikleri kurulmuştur. Kuvayi milliye özellikleri itibariyle işgalci orduları yavaşlatmak ve yıpratmak adına mücadele vermiştir. Tamamen halk tarafından kurulan bu birliğin eylemlerine ise Kuvayi Milliye hareketi ismi verilmektedir. Kuvayi milliye hareketinin özellikleri şu şekilde sıralanabilir;
Kuvayi Miliye özellikle kurtuluş savaşı sürecinde çok önemli bir yere sahiptir. Halkın düşman işgalinden kurtulması noktasında çok önemli rolü vardır. Türk halkı tarafından gönüllülük esası ile kurulmuştur.
Tarihsel kaynaklardan da yola çıkacak olursak, halkın içinden çıkarak vatanı için canını hiçe sayan kahramanların isimleri Kuvayi Milliye kahramanları olarak bilinmektedir. Polat Bey, Şehit Sakıp Bey, Müslüman Bey, İslam Bey, Aslan Bey bu kahramanlardan bazılarıdır. Aynı zamanda Şerife Bacı, Onbaşı Halide Edip ve Kara Fatma gibi kadın kahramanlar da tarihte çok özel bir yere sahiptir.
Osmanlı Devleti yenilgiye uğradıktan sonra imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması ile Yunanlılar İzmir'i işgal etmeyi hedeflemiştir. Dağıtılan Osmanlı ordusu ve devlet tamamen savunmasız bırakılmıştır. İşgalci devletlerin Anadolu'da istedikleri gibi sömürü yapmaları için gerekli zemin oluşturulmuştur.
İşgaller sonrasında ilk tepki ve isyan Kuvayi Milliye adımı olarak 19 Aralık 1918 tarihinde Hatay Dörtyol'da Fransızlara karşı başlamıştır. Kuvayi Milliye 1921 senesine kadar faaliyetlerine devam eden bir direniş örgütü olarak tanımlanabilir.