İlk kez 1965 yılında okurlarla buluşan Kuvayi Milliye Destanı, Nâzım Hikmet tarafından kaleme alınmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'undan etkilenerek eseri kaleme alan şair, destanında Kurtuluş Savaşı kahramanlarına yer verir.
Kuvayi Milliye Destanı, Türk edebiyatının usta şairlerinden Nazım Hikmet'in epik türdeki şiir kitaplarından biridir. Kitap, şairin ölümünden sonra okurlarla buluşan eserleri arasındadır. Şairin ölümünden 2 yıl sonra, 1965 yılında, Yön Yayınları tarafından ilk kez basılmıştır. İlk baskısında adı Kurtuluş Savaşı Destanı olarak verilmiştir.
1968 yılında ilk kez Kuvayi Milliye Destanı adıyla basılan destan, sonraki dönemde bu isimle anılmaya başlanmıştır. Şaire özgü mısra dizilimiyle meydana gelen şiir, sekiz bölümden meydana gelir. En başında ise şiirle özdeşleşen onlar başlıklı kısa bölüm yer alır.
Kuvayi Milliye Destanı'nın konusu Kurtuluş Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda mücadele veren kahramanlardır. Şair, kitabın en başında yer alan onlar bölümünde yalnızca kahramanların mücadelelerine yer verdiğini vurgular. Kitabın devam eden 8 bölümünde mısralar halinde savaşın hikayesi yer alır. Hikâye, 1918-1919 yılında yurtta oluşan direniş hareketleriyle başlar. 9 Eylül 1922 İzmir'in düşman işgalinden kurtulmasıyla sona erer.
Şair kitabın sonunda ilk başta yer verdiği dizeleri yineleyerek kitabın kahramanlara adandığını vurgular. Ara bölümlerde savaşın cepheleri, dönüm noktaları, kahramanları yer alır. Savaşın kahramanı erkek, kadın, çocuk fark etmeksizin mücadele veren herkestir. Kitapta yer alan mekânları ise, Antep'ten İzmir'e, mücadelenin verildiği noktalar oluşturur.
Kuvayi Milliye Destanı, Türk edebiyatına biçim ve içerik açısından büyük yenilik getiren usta şair Nâzım Hikmet'in mahkûm olduğu yıllarda yazdığı eserlerden biridir. Edebiyat tarihçileri eserin 1938-1950 yılları arasında, 12 yıllık süreçte, yazıldığını düşünmektedirler.
İstanbul Tevfikhanesi'nde kaldığı sırada şair, arkadaşlarından Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk kitabını alır. Bu kitapta yer alan bilgileri kendi yazınsal becerileriyle harmanlayarak şiiri ortaya çıkarır. Türk milletinin verdiği tarihi kurtuluş mücadelesini yazın alanına taşıdığı için şiir, yapay destan olarak kabul edilir. Bunun yanı şiir, tiyatroya da uyarlanmıştır. Bugün çeşitli tiyatro sahnelerinde oyun olarak yer almaya devam etmektedir.