Karagöz hacivat Türk gölge oyununun tek temsilcisi olarak kabul edilen Karagöz oyununun kökeni konusunda değişik görüşler vardır. Kimi kaynaklara göre Orta Asyadan, İrandan ya da Hindistandan batıya göç eden Çingeneler aracılığıyla Anadoluya gelmiştir. Bir görüşe göre Bizans,
İtalya ya da Yunan kökenlidir. Türkiyeye Portekiz ya da İspanyadan göç eden Yahudiler aracılığıyla geldiğini savunanlar da vardır. Ancak bu görüşleri kanıtlayacak yeterli belge yoktur. Oysa Yavuz Sultan Selim döneminin güvenilir kaynaklarından İbni İlyas, gölge oyununun Türkiyeye
XVI.yy.da Mısırdan geldiğini ortaya koymuştur. İlk zamanlar Mısır gölge oyununun etkisi altında olan Karagözün, kesin biçimini XVII.yy.da aldığı ve tiplemelerin de bu dönemde ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Karagöz ve Hacivatın gerçek kişiler olduğuna dair halk arasında yaygın bir efsane vardır. Buna göre Karagöz B.Trakyada yaşayan bir demirci ustasıdır. Orhan Gazi Bursayı alınca buraya gelir, Demirtaş Köyüne yerleşir.
Orhan Gazinin emriyle inşa edilmekte olan caminin bağlantı demirlerini yapmakla görevlendirilir. Caminin ustabaşısı Hacı İvaz(Hacivat) ile Karagöz arasında bir süre sonra eğlenceli söyleşmeler başlar. Öteki işçiler işi gücü bırakıp onları izlediklerinden işler yarım kalır. Durumu öğrenen Orhan Bey, Karagözün başını vurdurtur; olanları görüp ürken Hacivat da hacca gitmek üzere yola çıkar, eşkıyalar tarafından öldürülür.
Tüm olanlardan pişmanlık duyan Orhan Bey, Şeyh Küşteri adlı birinin Karagözle Hacı İvaz arasında geçen söyleşmeleri bildiğini öğrenir. Çağırtıp anlatmasını ister. Şeyh Küşteri de aydınlatılmış bir perdeye yansıttığı görüntülerle Hacı İvaz ve Karagöz arasındaki söyleşmeleri canlandırır. Orhan Bey çok beğenir ve bu oyunun sürdürülmesini ister. Böylece Karagöz oyunu ortaya çıkmış olur. Halk arasında yaygın bir efsane olmasına karşın, yapılan araştırmalar bu efsanede kimi tarih tutarsızlıklarının olduğunu ve gerçekle pek ilintisi olamayacağını ortaya koymuştur.
Karagöz oyunları dört bölümden oluşur: mukaddime (öndeyiş,giriş), muhareve (söyleşme), fasıl (oyunun kendisi) ve bitiş. Oyunun mukaddime denilen bölümünde, ilkin perdeye göstermelik yansıtılır. Göstermelik çoğu kez oyunun içeriğiyle ilintisi olmayan bir görüntüdür (bir dalyan,vakvak ağacı, gemi, denizkızı, kediler, Burak vb.). Bu görüntü müzik eşliğinde perdeye yansıtılarak izleyicilerin ilgisi oyuna ve perdeye çekilir.
Görüntü nareke adı verilen cırtlak bir düdük sesiyle kaldırılır ve tefin tartımına uygun hareketlerle perdeye Hacivat gelir, bir semai okur. Bunu kimi kez, bir ara semaisi izler. Ardından Of hay Hak diyerek perde gazeline başlar. Bu gazel, öndeyiş bölümünün en önemli öğesidir. Bunda Karagöz perdesinin bir öğrenek yeri olduğu, felsefi ve tasavvufi anlamı, kurucusunun Şeyh Küşteri olduğu belirtilir.