Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM'in 'Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi ETCEP'e ilişkin yaptığı kamuoyu açıklaması şöyle:
KADEM olarak biz, kadın erkek rollerine ilişkin toplumsal düzenlemelerin adalet ilkesiyle biçimlendirilmesini gerekli görüyoruz. Kadın erkek arasındaki hakkaniyete aykırı eşitsiz konumların ancak herhangi bir tarafın mağduriyetine izin vermeyen adalet ilkesiyle dengeye kavuşacağına inanıyoruz.
ETCEP, eğitimde fırsat eşitliği sağlanması adına yürütülen çalışmalar kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2014-2016 yıllarında, toplam 10 il ve 40 pilot okulda uygulanmış bir projedir. KADEM'in paydaşı ya da destekleyicisi olmadığı bu proje, UNESCO'nun 2009 yılında cinsiyete duyarlı okulların sahip olması gereken kriterleri göz önünde bulundurularak hazırlanmış ve ülkemizin toplam 10 il ve 40 pilot okulunda uygulanmıştır. ETCEP Projesi'ne ilişkin yayınları inceleyerek oluşturduğumuz değerlendirme raporunda olumlu bulduğumuz unsurlar olmakla birlikte, proje ile ilgili kaygılarımızı da kamuoyuyla paylaşmayı uygun buluyoruz.
Projede yer alan; eğitim süreçlerine erişim, eğitimden etkin faydalanma ve karar mekanizmalarına katılım gibi konularda kadın ve erkeğin eşit fırsatlara sahip olmasına ilişkin görüşleri anlamlı buluyoruz. Ancak projenin benimsediği cinsiyetler arasındaki farklılıkları tamamen yok sayan anlayışın, kadın ve erkek cinslerinin kendilerine özgü niteliklerini anlamsız kıldığı, dolayısıyla bu anlayışın cinsiyetsizlik algısını pekiştirdiğini düşünüyoruz. Ayrıca proje kılavuzunun "Veliler arasında dil, din, ırk, kültür, cinsiyet, cinsel yönelim vb. hiçbir ayrım yapılmaz" maddesinde geçen 'cinsel yönelim' ifadesinin insan tabiatından doğan niteliklerle birlikte anılmasını, farklı cinsel tercihleri meşrulaştırmaya yönelik bir davranış olarak görüyor ve kesinlikle kabul etmiyoruz.
Öte yandan rapordaki ölçeklerde 'eşitlikçi görüş' seçeneğinin karşısına 'geleneksel görüş' kavramının yerleştirilmesini, kültürel zenginliğimiz açısından kuşatıcı olmaktan uzak buluyoruz. Bu iki yaklaşım arasındaki mutedil düzlemin ancak, cinsiyet adaleti ile sağlanabileceği görüşünü savunuyoruz. Avrupa tarihinde yaşanan deneyimlerin bir sonucu olarak farklı kültürlere sirayet eden toplumsal cinsiyet eşitliği terkibinin, bizim toplumumuzun kadın erkek ilişkilerinin düzenlenmesinde belirleyici bir rol üstlenebileceği düşüncesini taşımıyoruz.
KADEM olarak biz, kadın erkek rollerine ilişkin toplumsal düzenlemelerde cinsiyet adaleti ilkesini benimsiyor ve bu alanda ortaya koyduğumuz bütün çalışmaları bu ilkeden hareketle gerçekleştiriyoruz.
Eğitim süreçlerinde kadın ve erkeklerin eşit fırsatlara erişimle ilgili yaşanan sorunlara da benzer şekilde cinsiyet adaleti anlayışının çözüm getireceğine inanıyoruz.