Alican Cingöz 1991'de orta gelirli bir ailenin ilk çocuğu olarak İstanbul'da doğdu. 3.5 yaşında arkadaşlarıyla sokakta oynarken bir anda bacakları tutmamaya başladı. Hastaneye yetiştirilene kadar his kaybı bütün vücudunu sardı, bilincini kaybetti. Hastalığın teşhisi hemen bulunamadı. O dönemin Türkiye'sinde MR cihazı olan, ileri görüntüleme cihazlarının bulunduğu bir hastane bulmak neredeyse imkansızdı. Alican İstanbul'da özel bir hastaneye yatırıldı. Hastalığının kas güçsüzlüğü, duyu kaybı ve normal reflekslerin kaybına neden olan Guillain Barre Sendromu (GBS) olduğu ortaya çıktı. Solunum yeteneğini de kaybeden Alican tam 4.5 ay yoğun bakımda kaldı. Ancak aile özel hastane masraflarını karşılamakta zorlanmaya başladı. O günlerde dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın eşi Berna Yılmaz hastaneye bir yakınlarını ziyarete gelmişti. Berna Yılmaz, Alican'ın durumunu tesadüfen öğrendi, bütün tedavi masraflarını üstlendi. Uzun süre sonra konulan teşhis neticesinde Alican, doktorların uyguladığı 23 günlük ağır bir tedavi programıyla iyileşme gösterdi.
28 YIL SONRA AHDE VEFA
Alican uzun ve zorlu tedaviden sonra yürümeye başladı. Ancak kasları hala çok güçsüzdü. Bu nedenle özel bir eğitim almalıydı. Berna Yılmaz, Alican'ın ilkokuldan üniversiteye kadar olan eğitim sürecinde de yanında oldu. Özel durumuna uygun bir eğitim almasını sağladı. Hatta üniversite tercihlerini bile beraber yaptılar. Alican okullarını başarıyla bitirdi. Hukuk kazandı. Berna Yılmaz o gün Alican'a "Sen günün birinde iyi bir iş insanı olacaksın ve sen de benim gibi insanlara dokunacaksın" dedi.
Alican üniversiteden de dereceyle mezun oldu. Kendi hukuk bürosunu kurduktan sonra eğitim ihtiyacı olan herkese yardım etmek için Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı Berna Yılmaz'ın yürüttüğü Engelsiz Eğitim Vakfı'nın (ENEV) başına geçti. İhtiyacı olan 120'den fazla gence üniversite bursu sağladı. Dezavantajlı bölgelerdeki binlerce çocuğa bilgisayar, okul, kırtasiye ve giyecek yardımı yaptı. SABAH'a konuşan Cingöz "Hayat benim önümdeki engeli kaldırdı. Ben de 28 yıl sonra insanların eğitimlerinin önündeki engeli kaldırmayı amaç edinen bir noktaya geldim" dedi. Cingöz'ün en büyük hedeflerinden biri de vakfın iştiraki olan İstanbul Kent Üniversitesi'ndeki tüm öğrencilere yüzde 100 eğitim bursu sağlamak.
"ÖMÜR BOYU BERABERİZ"
SABAH'a konuşan ENEV Yönetim Kurulu Başkanı Berna Yılmaz ise "Alican'la 1994 yılı Ekim ayında tesadüfen çok yakın dostumuzun rahatsızlığı sırasında hastanedeyken karşılaştım. Kendisi de maalesef küçücük yaşında GBS denilen bir bağışıklık hastalığı ile boğuşuyordu. Eğer bir ailenin bu tedaviyi devam ettirebilme şansı yoksa veya kısıtlıysa, bu hastalığı geçiren kişi ya eksik, engelli olarak yaşama devam etmek durumunda kalıyor ya da hayatını kaybediyor. Ben o güzel küçük oğlanı çeşitli tıbbi aletlere bağlı masum bir şekilde yatakta yoğun bakımda görünce çok duygulandım. Tedavisini devam ettirmek istediğimi bildirdim ve o gün beraberliğimiz başladı. Bugüne kadar da sevgi ile devam etti, ömür boyunca da birlikte hayatı paylaşacağız" dedi. Yılmaz, ENEV'in çalışmalarıyla ilgili olarak da; "Benim için vakfımızın katkıların sürdürülebilmesi ve toplum için ne kadar fayda sağlayabiliyorsak bunun eksilmeden devam etmesi çok önemli. Bu nedenle vizyonumuzdan hiç ödün vermeden var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. İnşallah çok uzun yıllar daha nice gençlerimizi yetiştirebilme şansımız olsun." diye konuştu.
ÖĞRENCİLER DE İYİLİK PEŞİNDE
ENEV Yönetim Kurulu Üyesi Ceren Yılmaz ise "Vakfımızın iştiraki olan İstanbul Kent Üniversitesi öğrencilerinin eğitimlerine ve yaşamlarına sağlanacak burslarla onların değişimlerini görmek bizleri çok mutlu ediyor. İyi ki bu vakfın bir parçası olmuşum diyorum. İnsana ve dünyaya hizmet eden projelerle vakfımızın ismini birleştirmek bizim için çok önemli. ENEV olarak sadece eğitimde değil hayattaki engellerde de ihtiyaç sahiplerinin yanında olduk. Ülkece bizi üzen Elazığ ve İzmir depremleri ile Marmaris orman yangınında yardımlarımızla afetzede vatandaşlarımıza ulaştık. ENEV'in burs desteği ile eğitim gören İstanbul Kent Üniversitesi öğrencileri de sosyal sorumluluk duyguları ile kurucu vakıflarının yanında oldular." dedi