Bağlaçlar, bir dilin yapı taşlarından biridir ve yazılı ve sözlü iletişimdeki akıcılığı sağlamak için hayati bir rol oynar. Doğru bağlaç kullanımı, bir cümlenin anlamını belirleyebilir ve ifadeler arasındaki ilişkileri netleştirebilir. İngilizce bağlaçlar konu anlatımı sayesinde cümleler uzatılabilir, iletişimin kalitesini arttırabilir, bağlaçlar listesi ve kullanımları sayesinde dil kullanımı geliştirilebilir.
İngilizce Bağlaçlar Listesi ve Kullanımları
Or (Veya):
"Or" bağlacı, iki veya daha fazla seçenek arasında bir tercih yapma durumunu ifade eder.
Örnekler:
- Do you want tea or coffee? (Çay mı istersin, kahve mi?)
- You can choose or I can decide for you. (Sen seçebilirsin ya da ben senin için karar verebilirim.)
- Is the book on the shelf or the table? (Kitap rafta mı, masada mı?)
Because (Çünkü):
"Because" bağlacı, bir nedeni veya sebebi ifade etmek için kullanılır.
Örnekler:
- I am staying home today because I am not feeling well. (Bugün evde kalıyorum çünkü kendimi iyi hissetmiyorum.)
- They canceled the event because of bad weather. (Etkinliği kötü hava nedeniyle iptal ettiler.)
- She is happy because she passed the exam. (O, sınavı geçtiği için mutlu.)
Although (Gerçi, -e rağmen):
"Although" bağlacı, iki zıt fikri birleştirir, "even though" şeklinde de kullanılır.
Örnekler:
- Although it was raining, they decided to go for a walk. (Yağmur yağıyor olmasına rağmen yürümeye karar verdiler.)
- I like him, although he can be a bit annoying. (Biraz sinir bozucu olabilmesine rağmen onu seviyorum.)
- Although the movie was long, it was very interesting. (Film uzun olmasına rağmen, çok ilginçti.)
So (Bu yüzden):
"So" bağlacı, bir sonuç veya nedenin açıklanması için kullanılır.
Örnekler:
- She studied hard, so she passed the exam. (Çok çalıştı, bu yüzden sınavı geçti.)
- It's raining, so we should take an umbrella. (Yağmur yağıyor, bu yüzden bir şemsiye almalıyız.)
- He woke up late, so he missed the bus. (Geç kalktı, bu yüzden otobüsü kaçırdı.)
If (Eğer):
"If" bağlacı, bir koşul veya olasılık ifade etmek için kullanılır.
Örnekler:
- If it rains, we will stay at home. (Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağız.)
- I will go to the party if I finish my work on time. (İşimi zamanında bitirirsem, partiye gideceğim.)
- What will you do if you miss the train? (Eğer treni kaçırırsan ne yapacaksın?)
While (İken, -iken):
"While" bağlacı, iki eş zamanlı olayı veya durumu ifade etmek için kullanılır.
Örnekler:
- She sang a song while playing the guitar. (Gitar çalarken bir şarkı söyledi.)
- I can listen to music while I work. (İş yaparken müzik dinleyebilirim.)
- He ate dinner while watching TV. (Televizyon izlerken akşam yemeğini yedi.)
Unless (Değilse, -mediği sürece):
"Unless" bağlacı, bir şartın gerçekleşmemesi durumunu ifade eder.
- Örnekler:
- You won't pass the exam unless you study. (Çalışmazsan sınavı geçemezsin.)
- I won't go out tonight unless it stops raining. (Yağmur dinmezse bu gece dışarı çıkmam.)
- We will be late unless we leave now. (Şimdi gitmezsek geç kalacağız.)
Moreover (Ayrıca, Üstelik):
"Moreover" bağlacı, bir konuya ek bir bilgi eklemek için kullanılır.
Örnekler:
- She is not only intelligent but also hardworking. Moreover, she is very friendly. (O sadece zeki değil, aynı zamanda çalışkan. Üstelik, çok dost canlısıdır.)
- The movie was not only entertaining but moreover, it had a great soundtrack. (Film sadece eğlenceli değil, ayrıca harika bir jeneriğe sahipti.)
- I have a lot of work to do, and moreover, I have a meeting in the afternoon. (Yapacak çok işim var ve üstelik, öğleden sonra da bir toplantım var.)