IB'nin kuruluşunun 50. Ve Türkiye'deki 25. yılı dolayısıyla Türkiye'de bulunan Kumari'ye ziyareti esnasında NUN Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Esra Albayrak, Yönetim Kurulu Üyeleri Tamer Yılmaz, Fatih Nida Üye, Gökçe Kalyoncu ve NUN Okulları Akademik Direktörü Nur İpek eşlik etti. Vakıf olarak toplumsal adalet ilkesine önem verdiklerini ve bununla uyumlu bir öğrenci destek programını okullarında sürdürmeye gayret gösterdiklerini vurgulayan Esra Albayrak, Uluslararası Bakalorya (IB) programının da toplumların dezavantajlı kesimlerince erişilebilir hale getirilmesi için yapılacak değerlendirmelerin faydalı olacağını ifade etti.
"NUN OKULLARI HUZUR VEREN BİR ORTAMA SAHİP"
Okulun mimarisinden etkilendiğine dile getiren Kumari, "NUN Okulları sade bir mimariye ve huzur veren bir ortama sahip. Ülkelerin kendi kültürel değerlerini eğitime entegre etmesi oldukça önemli. IB eğitiminin temelinde de kendi kültür değerlerini benimseyerek, tam biz özgüven içinde farklı kültürler ile iletişimde olmak önemli bir yer alıyor." dedi. Albayrak, NUN Okullarının mimarisinde Selçuklu unsurlarına yer verilirken, doğa dostu bir kampüs olmasına özen gösterildiğini belirtti. Albayrak, NUN Okullarında disiplinlerarası ve karşılaştırmalı yaklaşımın okul hayatının her safhasında kendini gösterdiğini işaret ederek, edebiyat derslerinde incelenen eserlerin yalnızca edebi özellikleri ile değil, eserin ortaya çıktığı sosyolojik, tarihi ve coğrafi arka planların da ele alınarak işlenmesini örnek gösterdi. Böylece daha sorgulayıcı, dinamik ve kalıcı bir öğrenmenin mümkün olabildiğini ifade etti.
"NUN OKULLARININ EĞİTİM DİLİ OLARAK TÜRKÇE'Yİ SEÇMİŞ OLMASI MEMNUNİYET VERİCİ"
IB eğitim sisteminin uluslararası okullara ortak müfredat ihtiyacından ortaya çıktığını belirten Kumari ise, "IB bugün artık devlet okullarında da uygulanmak istenen bir sistem haline geldi." diye konuştu ve öğrenen bir organizasyon olarak bu değişime ayak uydurabilmek adına kendilerini güncellemeye gayret ettiklerini vurguladı. IB eğitim programlarının zorlayıcı olduğu vurgulanan görüşmede bu zorluğun öğrencilerin öğrenme gelişmelerine olumlu etki yaptığı belirtildi. Kumari, "IB derslerinin öğrencilerin ana dilinde verilmesinin öğrencilerin kavramsal anlayışı daha iyi yakalamasına, sorgulamayı daha rahat yapabilmesine yardımcı oluyor. Bu bağlamda NUN Okullarının eğitim dili olarak Türkçeyi seçmiş olması, bunu yaparken yabancı dil eğitimine de gereken önemi göstermiş olması memnuniyet verici." şeklinde konuştu. NUN Eğitim ve Kültür Vakfı yöneticileri Kumari'ye yüksek öğretimini Türkiye'de sürdürmeyi planlayan gerek Türkiye'deki devlet okullarında devam eden lise düzeyi öğrenciler için ve gerekse Türkiye'nin dünyanın farklı coğrafyalarında var olan okulları için IB programları hazırlanırken Türkçe'nin de öğretim dili olarak tasarlanmasının faydalı olacağını vurguladılar.
Görüşmede, Türkiye'ye özel IB derslerinden olan 20.yy'da Türkiye (TITC) müfredatının bir standart seviye dersin ötesinde; sosyoloji, tarih ve coğrafyayı barındıran zengin bir içeriğe sahip olduğu NUN Okulları tarafından ifade edildi. Bu dersin yüksek seviye ders grubunda olması gerektiği vurgulandı. Öte yandan IB'nin ortaokulu kapsayan Orta Yıllar Programı (MYP) öğrencilerinden toplum için çok dikkat çekici projeler geldiğini ve bunların daha görünür olması için bazı çalışmalar yapıldığını belirten Kumari, bir MYP öğrenci proje platformu oluşturacaklarını ifade etti. IB sistemini eğitimde evrensel anlamda kabul görmüş üst bir kalite standardını ifade ettiği için tercih ettiklerini vurgulayan Tamer Yılmaz'ın, NUN Okullarındaki bütün öğrencilerin IB sistemine dâhil edildiğinin hatırlatması üzerine Kumari "IB sisteminin temel ilkelerinden biri de bütünselliktir. NUN Okullarında bunun yakalanması çok sevindirici olduğunu belirtti. Türkiye'nin kendine özgü bir eğitim modeli geliştirmek konusundaki gayretlerini takdirle karşıladıklarını söyleyen Kumari, IB'nin bulunduğu ülkelerdeki amacının bütün okullarda uygulanmak değil, eğitime alternatif bir çerçeve sunarak katkıda bulunmak olduğunu vurguladı.
Yeni Zelanda'da 50 Müslümanın Cuma namazı sırasında öldürülmesini üzüntüyle karşıladığını vakıf yöneticileriyle paylaşan Kumari, "eğitimciler olarak bu meseleyi titizlikle değerlendirmeli ve insanlığı tehdit eden bu gibi tehlikeli eğilimlere karşı tedbirler almalıyız." dedi. Albayrak bu tip saldırıların pek çok açıdan değerlendirilmesi gerektiğini vurgularken, eğitimciler olarak kültürlerin birbiri ile eşitler olarak iletişim kurabileceği bir zemini oluşturmaya çabalamak ve bilim ve sanatın insanlığın ortak birikimini ifade ettiğini asla unutmamak gerektiğini vurguladı. Fatih Nida Üye de NUN Okullarında öğrencilere kazandırmaya çalıştıkları mukayeseli, sorgulayıcı ve kavramsal düşünme biçimlerinin insanlığı tehdit eden radikal eğilimlere karşı etkili bir koruma kalkanı olduğunu belirtti.
NUN Eğitim ve Kültür Vakfı yöneticileriyle gerçekleştirilen sıcak görüşmenin ardından ortaokul ve lise öğrencileriyle birlikte NUN Okulları Beykoz Kampüsünü gezen Kumari, bazı derslere katıldı. Gençlerle kısa bir söyleşi yaptıktan sonra okuldan ayrıldı.