Hititler, MÖ. 1650 ile MÖ. 700 yılları arasında Anadolu ve Suriye topraklarında hayat sürmüştür. O dönemlerde Anadolu'da yaşayan toplulukları teker teker himayesine alarak bir imparatorluk kurmayı başarmışlardır. Kafkasya üzerinden Anadolu'ya geldikleri tahmin edilen Hititler birçok yeniliğin öncüsü olduğu için tüm dünya tarihi açısından önemli kabul edilir. Peki, Hititler kimdir, Hititler ne zaman yaşadı ve Hititlerin başkenti neresi?
Hititler Kimdir, Ne Zaman Kuruldu?
İlk çağ Anadolu uygarlıkları arasına girmeyi başarmış olan Hititler MÖ. 1650 yılından Anadolu topraklarında kurulmuştur. Bünyesine kattığı topluluklarla imparatorluk olmayı başaran Hititlerin başkenti Hattuşaş şehridir. Günümüzde bu şehir Çorum ilimizin sınırları içerisinde yer alır ve en önemlisi UNESCO Dünya Mirasları listesine girebilmiştir. Kızılırmak yakınına yerleşerek uygarlığın oluşmasına zemin hazırlayan Hititlerin Kafkaslar üzerinden Anadolu'ya geldiği düşünülüyor. Birçok kültürel miras bırakan bu uygarlığın çok hızlı büyümesi o dönem Anadolu'da hakimiyetini kaybeden Asurlular etkili olmuştur.
Hititlerin Özellikler Nelerdir?
MÖ. 1650 ile MÖ. 700 yılları arasında imparatorluğa dönüşen Hititler birçok icat ve buluşla diğer uygarlıkları da etkilemiştir. Anadolu'da yürütülen birçok arkeolojik kazıda bu uygarlığa ait bulunan kalıntılar hüküm sürdükleri dönemlerde ne kadar ileri görüşlü bir medeniyet olduklarını gösterir. Buna göre Hititlerin özellikleri şu şekilde listelenebilir:
Merkezi otorite sağlayarak imparatorluk kurmayı başaran ilk Anadolu uygarlığıdır.
Tarihteki ilk yazılı anlaşmanın sahibi Hititlerdir. MÖ. 1274 tarihinde Mısır ile imzalanan Kadeş Anlaşması bu ilklerin bir tanesidir.
Kralın yetkilerini denetmek adına bir danışma meclisi kurmuşlardır. Pankuş ismiyle anılan bu meclis tarihteki ilk danışma meclisi olarak karşımıza çıkar.
Kraldan sonraki en yetkili kişi olarak kraliçeler görülmüştür. Hatta gerekli görüldüğü anlarda kraliçelerin kral adına ülkeyi yönetme yetkisi verilmiştir.
Çivi yazısını kullandıkları gibi kendilerine ait bir alfabe de geliştirmişlerdir.
Hayvancılık ve tarımla uğraşmışlardır ve kendi aralarında 5 farklı sınıfa ayrılırlar. Bu sınıflar soylular, tüccarlar, zanaatkarlar, köylüler ve köleler olarak ayrılır.
Heykel ve kabartma sanatında oldukça gelişmiş yetenekleri vardır.
Oldukça medeni uygarlıkların başında gelirler. Bu durum evliliklerde resmi nikahın ilk defa kullanılmasıyla başlamıştır.
Çok tanrılı din inanışına sahiptirler.
"Anallar" isminde yıllıklar hazırlamışlardır. Bu yıllıkların asıl amacı tanrıya hesap verme anlayışı olsa da kronolojik olarak yazıldıkları ilk tarihteki ilk metodolojik tarih yazıcılığı olarak kabul edilir.