Hem İslam aleminde hem de dünya tarihinde derin izlere sahip olan bir hadise olan Hicret, Kur'an-ı Kerim'de Cihad'ın ardından gelen en önemli vakıa olarak bilinmektedir. Mekke'de yaşayan Müslümanların putperestler tarafından yaşadıkları baskılar sonucu Mekke'den Medine'ye göç etme durumunda kalmaları ile hicret olayı gerçekleşmiştir. 622 yılında Peygamber Efendimiz ve Müslümanlar yaşadıkları zorluklar karşısında yılmadan yeni bir çözüme ulaşmış ve hicret olayı ile İslam dininin görevlerini özgürce yerine getirmiş ve yayılmasını sağlamıştır.
HİCRET NE DEMEK?
Hicret hangi anlama gelir sıklıkla merak edilmektedir. Sözlük anlamı ile Hicret, ayrılmak, terk etmek, ilgisini kesmek hecr (hicran) masdarlarından isim olan hicret "kişinin herhangi bir şeyden bedenen, kalben ve lisanen uzaklaşması" demektir. Öte yandan hicret kelimesi genellikle "bir yerin terk edilerek başka bir yere göç edilmesi" şeklinde kullanılmaktadır.
HİCRET OLAYI NEDİR?
Hicret Peygamber Efendimizin ve ashabının Mekke'den Medine'ye göç etmesi olayıdır. Müslüman birey ya da topluluğun, inançları nedeni ile baskıya maruz kalmalarından dolayı bir yerden başka bir yere göç edilmesi anlamına gelir.
Hicret edenler kimlerdir dendiğinde ise yanıt olarak, Mekke'den Medine'ye göç etmiş olan Muhacirleri verebiliriz. Muhacirler Medine'de sıcak karşılanmışlardı. Medineli Müslümanlar, Muhacirlere kapılarını açarak onların kendilerini sanki kendi vatanlarında hissetmelerini sağladılar. Medine'de muhacirleri misafir ederek onlarla her şeyini paylaşan Müslümanlara ise "yardım eden" anlamına gelen "Ensar" adı verilmiştir. Peygamber Efendimiz Mekke'den Medine'ye göç etmiş olan Muhacirler ve Medineli Ensar'ı kardeş ilan etmiştir.
HİCRET NE AMAÇLA YAPILMIŞTIR?
Hz. Muhammed cahiliye olarak bildiğimiz öyle bir devirin içine bulunmuştur ki, o günlerde Arap cemiyeti, tarihinin en karanlık dönemi içerisindeydi. İnsanlar putlara tapıyor ve haklılık kuvvetli kişiler için geçerli görülüyordu. Kanun ve nizam namına hiçbir şey yoktu.
Peygamber Efendimizin getirmiş olduğu bu yeni din insanları fakir, zengin, köle, efendi, soylu, soysuz gibi ayırımcı muamelelere tabi tutulmasını onaylamıyor, bütün insanların eşit olduğunu ilan ediyor ve herkesin kendi haklarının olduğu ilkesini getiriyordu. Yeni bir dini benimsemek istemeyen Mekke halkı Müslümanlara karşı zorba ve katı bir duruş sergilemiştir.
Bu durum karşısında Müslümanlar, İslamiyet'in yayılması için gizli yollardan buluşmaya başlamışlardır. Buluşmaların neticesinde İslam dinine inananların sayısı da artmıştır. İslam dininin yayılması üzerine rahatsız olan Mekke halkı, Müslümanlara zulüm ve zorbalığın dozunu giderek arttırmıştır.
Müslümanlar ibadetlerini sorgulanmadan, baskı altında kalmadan yerine getirmek istiyordu. Peygamber Efendimizin en büyük isteği ise Müslümanlara ulaşmak ve İslamiyet'in hızla yayılmasıydı. Tüm bu yaşananların sonucu olarak hicret başlamıştır. Müslüman olan Mekkeli halk, Medine'ye 15 gün sonunda ulaşmıştır. İslam'ın burada yayılması ile ibadet, iman, ahlak ve sosyal dayanışma açısından Müslümanlar bu göç olayı ile huzura kavuşmuşlardır.