Akdağ, Sağlık Yöneticileri Toplantısı'ndan ayrılırken okullardaki süt dağıtımı sonrası bazı çocuklarda görülen rahatsızlıkla ilgili soruları yanıtladı.
Zehirlenme iddiaları sorulan Akdağ, süt dağıtımının dün okullarda başlamasının hemen ardından Sağlık Bakanlığı olarak meseleyi çok yakından takip ettiklerini söyledi.
Sağlık kuruluşlarına başvurular olduğunu hatırlatan Akdağ, şunları söyledi:
''Halk Sağlığı Kurulumuz, her bir kuruluşumuzu yakından takip ederek, tek tek meseleyi şu saate kadar takip etmiştir. Geldiğimiz nokta şu, hastanelerimizde bu meseleden dolayı yatan herhangi bir hasta yok. İkincisi de olaylar çocukların süt içmesini takiben hemen ilk ikinci saat içerisinde meydana gelmiştir. Bütün bunlar, bu başvuruların genel anlamda, süt hassasiyeti ya da süt şekerine karşı hassasiyet diyebileceğimiz ya da süt hazımsızlığı diyebileceğimiz bir sebeple meydana geldiği hususunda birleşiyor. Bilim adamlarımızın ortak görüşü bu. Hastanelerimizde bu çocuklarımızı takip eden çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarının ortak görüşü de bu. Süt hassasiyeti ya da süt şekerine karşı hazımsızlık diyebileceğimiz şey aslında toplumda oldukça yaygın. Şöyledir, bunu bütün vatandaşlarımız ben söyleyince bilecekler, bazı insanlar süt içemez, içtiğinde midesi bulanır ya da hazımsızlık, gaz olur. Dolayısıyla kendisini ona karşı tedbir alarak korur. Bir kahvenin üzerindeki krema da bunu yapabilir. Bazen de süt çok içildiğinde böyle belirtiler ortaya çıkar.''
Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı'nca ailelere daha önce anketler gönderilerek, çocuklarda süte karşı böyle bir hassasiyet olup olmadığının sorulduğunu hatırlatan Akdağ, bunun çok ağır bir rahatsızlık olmadığını ama çocukları ve aileleri rahatsız ettiğini söyledi.
''Bulaş olduğuna dair bulgu yok''
Okullardaki öğretmenlerin bu anketler doğrultusunda bir takım önlemler aldığını anlatan Akdağ, şunları belirtti:
''Ama takdir edilmeli ki 7 milyon çocuğa süt dağıtılıyor. Ne kadar anket çalışması yapsanız aileleri uyarsanız, öğretmenleri eğitseniz bunların içinde bir kısmının yine de bu hassasiyeti bilememesi mümkündür. Bizdeki şu andaki veriler genel anlamıyla bu süt hassasiyetine, süt şekerine karşı hazımsızlığa işaret ediyor. 7 milyon kutu süt dağıtılmış, bunların içinde çok az bir miktarında acaba sütün kontamine olması yani bir şekilde bir bulaş ihtimali olamaz mı? Tabii ki olabilir. Ama elimizde şu ana kadar böyle bir bulgu yok.''
Zehirlenme değil
Sağlık Bakanı Akdağ, ''Yeni zehirlenme haberleri geldi'' denilmesi üzerine, ''Bakın hala zehirlenme diyorsunuz. Şimdi algıyı doğru yönetmek lazım. Elimizdeki bilimsel veriler bütün hastanelerimizden Halk Sağlığı Kurumumuzun topladığı veriler, süt şekerine karşı hassasiyet ya da hazımsızlık diyebileceğimiz bir meseleyle bunların ilgili olduğudur'' diye konuştu.
Hassasiyeti olduğu tespit edilen çocuklara süt verilmeyeceğini açıklayan Akdağ, ''Başından beri zaten verilmemesi gerekirdi, tedbirler ona göre alınmıştı. Ama söylediğim gibi belli sebeplerden dolayı ailenin de önceden bilemediği, fark edemediği ya da öğretmeni, okulu bilgilendiremediği durumlar olabilir'' şeklinde konuştu.
''Türkiye'de süt çok az tüketiliyor''
Türkiye'deki süt tüketiminin yetersizliğine de işaret eden Akdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Türkiye'de süt az tüketiliyor. Süt çok önemli bir protein kaynağıdır. Dolayısıyla bu protein kaynağını çocuklarımızla sağlıklı bir biçimde buluşturan Tarım ve Milli Eğitim Bakanlıkları doğru bir iş yaptılar. Bunun üzerinde de odaklanmalıyız bence. Basınımız bunun üzerine de odaklanmalı.'
Aileleri ve öğretmenleri süte karşı hassasiyeti olan çocuklarla ilgili uyaran Akdağ, ailelerin bu durumu okulla paylaşmalarını, öğretmenlerin de çocuklardaki bu hassasiyeti dikkate alarak süt içirme gayreti içine girmemelerini istedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile bu konuyu görüştüğünü belirten Akdağ, süte karşı hassasiyeti olan çocuklara yoğurt ya da ayran verilebileceğini, üç bakanlığın bunun üzerinde çalıştığını bildirdi.
Analiz sonuçları
Sağlık Bakanı Akdağ, ''Analize gönderilen sütlerle ilgili sonuçların ne zaman çıkacağı'' sorusu üzerine, ''Normalde laboratuvar sonuçları 2-3 gün içinde çıkıyor. Çünkü bir kontaminasyon var mı, mikrop üreyecek mi diye bakılıyor. Bu vakaların içinde bu kadar yaygın kullanımı olan bir durumda çok az sayıda bulaş da olabilir. Zehirlenme denilince hepimizin aklında farklı bir algı oluşuyor. Bu çocuklarımıza süt verilmemesine yol açabilir ki bundan hiçbir çocuğun yarar görmesi mümkün değil'' diye konuştu.
''Süt dağıtımında erteleme olabilir mi?'' sorusu üzerine ise Akdağ, bu tür olayların 1-2 gün içinde minimuma inmesinin beklendiğini söyledi.
Başlangıçta fark edilemeyen çocuklara artık süt verilmeyeceği için bu tür problemlerin ortaya çıkmayacağına işaret eden Akdağ, ''Dolayısıyla ben önümüzdeki günlerde vakaların çok azalacağını düşünüyorum. Bu bir tahmin tabii. Kesin bir şey söyleyemem'' dedi.
Akdağ, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın da dağıtılan sütleri çok yakından takip ettiğini kaydederek, ''Süt kolay kontamine olan bir maddedir. İçinde mikropların kolayca üreyebildiği bir maddedir. Tarım Bakanlığımız bu nedenle bu programda UHT sütlerle, son derece iyi şartlarda mikroplardan arındırılmış ve dayanıklı sütlerle yola çıktı'' şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanı Akdağ, bu programın çocukların yeterince protein alması açısından doğru bir program olduğunu, ailelerin ve öğretmenlerin daha dikkatli davranması gerektiğini sözlerine ekledi.