Yüksek zümredeki kişiler tarafından eserlerin üretildiği Divan Edebiyatı daha çok bireysel konuların işlendiği, Fars ve Arap Edebiyatının etkisi altında eserlerin bulunduğu bir edebi dönemdir. Aşktan ve kaderci bir anlayış ile yazılan eserleri bünyesinde barındıran divan edebiyatındaki temel nazım biçimi ise aruz veznidir. Dönemin uzunluğu nedeniyle 3 farklı dönemde incelenen Divan Edebiyatını başlıklar halinde inceleyelim.
Divan Edebiyatı Özellikleri Nelerdir?
Divan Edebiyatı bir başka adıyla Klasik Türk Edebiyatı olarak da tanımlanan ve diğer kaynaklarda "Yüksek Zümre Edebiyatı", Eski Türk Edebiyatı", Saray Edebiyatı" veya "Havas Edebiyatı" olarak da geçen bu dönem, dönem şairlerinin eserlerini topladığı kısma "divan" demesinden kaynaklı daha çok Divan Edebiyatı olarak adlandırılmıştır.
Daha çok yüksek zümredeki veya devlet erkanındaki kişilerin yazdığı veya ürettiği eserler olan Divan Edebiyatının genel olarak özelliklerini sıralayacak olursak;
- 13. Yüzyıl ile birlikte başlayan bu edebiyat 19. Yüzyılda başka edebiyat çevrelerinin ortaya çıkması ve batının da etkisi ile zayıflamıştır.
- Anadolu coğrafyasında din dışı şiir anlamında ilk örneği 13 yüzyılın ortalarında görmekteyiz; Hoca Dehhani.
- Divan şiiri konuları genel olarak; aşk, şarap, kadın, tasavvuf ve din ile alakalıdır.
- Dönem şairleri toplumsal konulara hiç değinmeyerek bireysel konulara değinmişlerdir. Yapılan eleştiriler toplumsal gidişata yönelik değil doğrudan kişinin kendisine yapılmıştır.
- Divan edebiyatında Farsça, Arapça ve Türkçe'nin karışımından oluşan Osmanlıca yazı dili kullanılmıştır. Bu sebeple ortaya çıkan eserlerin dili fazlasıyla ağırdır.
- Kuralları katıdır. Konunun kendisinden ziyade konunun anlatım biçimi ön planda tutulmuştur. Birçok mesele farklı farklı kimseler tarafından farklı farklı biçimlerde anlatılmaya çalışılmıştır.
- Kalıplar oldukça fazla kullanılmıştır. Kullanılan bu kalıplara ise "mazmun" denilmektedir.
- Söz sanatlarından oldukça fazla yararlanılan bu edebi dönemde sözü farklı biçimlerde aktaranlar usta sayılmıştır.
- Şiirlerde nazım biçimi olarak daha çok beyitler kullanılsa da bentler ve dörtlüklere de zaman zaman yer verilmiştir.
- Tek dizeden oluşan şiirin parçasına "azade mısra" yani bağımsız mısra denilmektedir.
- Parçanın kendisinin güzelliğinden ziyade beyitin güzelliği ön plandadır. Nitekim beyitler kendi başlarına da anlam taşımaktadır.
- Kaside, gazel, müstezat ve mesnevi gibi Arap ve Fars edebiyatından alınan nazım biçimleri şiirde kullanılmıştır.
- Divan şiirine Türklerin de katkısı olmuştur. Tuyuğ ve şarkı adlı nazım biçimleri Türkler tarafından sonradan eklenen biçimler olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Aruz ölçüsü öncelikle Arap şiirinden kullanılmış sonrasında Fars edebiyatına geçmiş ve son halini alarak Divan edebiyatında yerini bulmuştur.
- Aruzdan ziyade Nedim, Aşık Paşa ve Şeyh Galip bir defaya mahsus olmak üzere hece ölçüsü ile şiir denemesi gerçekleştirmişlerdir.
- "Göz için uyak" anlayışı eserlerde yerini almıştır.
- Çoğunlukla zengin ve tam uyak kurallarını şiirlerde görürüz.
- Şiirlerin özel bir adı yoktur. Yazılan eserler nazım biçimleri ile adlandırılmaktadır. Ör. Kaside, Gazel…
- Bu edebi dönemde kaderci bir anlayış vardır.
Divan Şiiri Özellikleri Nazım Biçimleri
Daha çok güzelleme ya da bireysel anlamda şikayeti dile getiren yüksek zümredeki şairlerden oluşan Divan Edebiyatı nazım biçimleri Arap ve Fars edebiyatlarından alınsa da Türklerin de katkısından bahsetmek mümkündür. Divan şiiri nazım biçimlerinden sırasıyla bölümler halinde bahsedecek olursak;
Beyitlerde;
- Kaside
- Gazel
- Müstezat
- Kıt'a
- Mesnevi
Dörtlüklerde;
- Tuyuğ
- Rubai
- Şarkı
- Murabba
Bentlerde;
- Terkib-i Bent
- Terci-i Bent
- Musammat
- Tahmis
- Muhammes
Divan Edebiyatı Şairleri
Divan edebiyatı uzunca dönemler varlığını sürdürmüş bir edebi dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim padişahlardan, devlet erkanındaki kişilere kadar birçok kişi veya kişiler bu dönem içerisinde eserler çıkarmıştır. Bu sebeple Divan Edebiyatını üç dönem halinde inceleyecek ve bunu başlıklara taşıyacağız.
Oluşum Dönemi; 13. Yüzyılın son dönemlerinden 14. Yüzyılın son dönemlerine kadar sürer.
- Aşık Paşa
- Şeyhoğlu Mustafa
- Gülşehrî
- Ahmedî
Birinci Klasik Dönem; 15. Yüzyılın ilk dönemlerinden 17. Yüzyılın ilk dönemlerine kadar sürer.
- Zatî
- Necatî
- Ahmed Paşa
- Fuzulî
- Nev'î
- Bakî
- Taşlıcalı Yahya
- Hayalî
İkinci Klasik Dönem; 17. Yüzyılın ilk dönemlerinden 19. Yüzyılın ortalarına kadar sürer.
- Nâ'ilî
- Fehîmi Kadîm
- Nef'î
- Nedîmi Kadîm
- Şeyh Galib
Divan Edebiyatı Nedir?
Divan Edebiyatı 13. Yüzyıldan 19. Yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdüren ve daha çok yüksek zümrelerin eseler çıkarttığı bir edebi dönemdir. 19. Yüzyıla doğru etkisi yenilikçi politikalar ve aydınlıkçı hareket ile birlikte azalan Divan Edebiyatı şairlerinin dili oldukça ağırdır.
Halktan uzak ve toplumsal sorunlara hiçbir şekilde değinmeyen divan şairleri daha çok bireysel konular ve bireysel şikayetleri tema olarak kullanmışlardır.