Çirkin ördek yavrusu masalı da tıpkı diğer masallar gibi içerisinde hayata dair mesajlar barındıran, çocukluk ve ergenlik yıllarında olanların sağlık bir şekilde gelişimini sağlayan masallar arasındadır. Çirkin ördek yavrusu masalını oku ödevi özellikle ilkokul çağında çocuklara öğretmenleri tarafından verilmektedir. Okuması çok keyifli olan çirkin ördek yavrusu masalını sizler için derledik.
Bir yaban ördeği karısının yanındadır. Ani bir şekilde anne ördek yumurtaları çatlamaya başlar ve yumurtalardan dört adet minik ördek yavrusu doğar. Bunların hepsi muazzam şekilde güzeldirler. Fakat son çıkan beşinci yavru diğerleriyle uyumsuzdur ve beyaz renktedir. Ördek babaannesiyle konuşur ve onu dışlama kararı alırlar. Baba, anne ördeğin bir kuğu ile ilişki yaşayıp başka bir türü doğurduğuna dair şüphe duyar ve öfkelenir.
Çirkin ördek yavrusu gelişmeye başlar ve diğer ördeklerle kaynaşmak ister fakat diğer ördekler onu aralarına almayıp dışlarlar. Ördek yavrusu bütün bu olanlar üzerine o kadar çok üzülür ki ağlamaya başlar. Daha sonra anne bir kuğu ördeklerin yanına yavrularıyla birlikte yaklaşır. Ördek yavrusu onlara benzemektedir ve kendine çok yakın hisseder.
Ortada bir yumurta karışıklığı olmuştur. Ördek zannedilen aslında çok ama çok güzel bir kuğudur. Kendi ördek ailesinden ayrılır ve kendine yeni bir kuğu ailesi bulur. Çirkin ördek yavrusu, üvey anne ve babasıyla vedalaşır, hayatının sonuna dek mutlu mesut yaşar…
Bu masaldan çıkarılması gereken en temel mesaj, farklılıklardan utanmamak ve ait olmadığını hissettiğin bir yerde kalmakta ısrar etmemektir.
Çirkin ördek yavrusu gelişim için en önemli masallardan bir tanesidir. Kişinin ileride kendini sevmesi, farklılıklarından utanmaması ve özgüveni yüksek bir birey olarak yetişebilmesi için bu tarz masallar son derece etkilidir. Ebeveynler çocuklarına okuma alışkanlığı kazandırmak istiyorsa bu tarz masalları okutarak başlamaları pedagoglar tarafından da yaygın şekilde önerilmektedir.
Çirkin ördek yavrusu farklı olduğu için kendini güzel bulmayan ve bu sebeple üzülen bir karakterin öyküsüdür. Fabl türünde olan bu masal aslında hayata dair yetişkinler için de önemli mesajlar vermektedir.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde uzak diyarların birinde bulunan bir ülkenin güney ormanının kenarında yaşayan bir anne ördek varmış.
Bir gün anne ördek yumurtaların üzerinde oturmuş, sabırsızlıkla yavruların yumurtalardan çıkmasını bekliyormuş.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra yumurtalardan çatırdama sesi duyan anne ördek sevinç içerisinde, kanatlarını çırpıp "vak vak vak" diyerek yumurtaların üzerinden kalkmış.
Yumurtalara bakan anne ördek, yumurtalarından bir tanesinin çatlamadığını görünce, kanat çırpmayı bırakıp, canı sıkılmış bir şekilde yumurtaya bakmış.
Diğer yavrularına bakınca içi sevinç dolan Anne Ördek, çatlamayan yumurtaya bakınca da hüzünleniyordu.
Anne Ördek için tüm yavruları değerli olduğundan, yumurtadan çıkan yavruları ile ilgilenirken, diğer bir taraftan da o yumurtanın üzerinde oturmaya devam etmiş.
Bir süre sonra anne ördek, çatlamayan yumurtadan da çatırdama seslerini işitince, hemen yerinden kalkarak sevinçle yumurtaya bakmış.
Bu sefer de yumurtadan diğer yavrulara göre daha iri ve çirkin bir ördek yavrusu çıkmış.
Anne ördek, sonradan çıkan yavrusuna bakınca epey şaşırmıştı. "Bu yavru diğer yavrularımdan çok farklı" diye düşünmüş, sonrasında da "Her neyse nasıl olsa benim diğer yavrularımın hepsi de güzel." diye düşünmüş.
Bir süre sonra çiftlikte bulunan yuvalarına gitmek için yavrularını peşine takan anne ördek, çiftliğe gitmek için çiftlik ile aralarında bulunan dereden geçmek zorundaydılar.
Derenin içine giren Anne Ördeğin peşinden giden yavruları da sırayla dereye girmişler.
Anne Ördek, zaman zaman arkasından gelen yavrularına bakıyormuş. Çirkin ördek yavrusunun diğerlerine göre daha iyi yüzmesi onun daha çok dikkatini çekmişti.
Kendi kendine: "Bari çirkin olan yavru, diğer yavrularıma göre daha iyi yüzüyor. Başka bir ördeğin yumurtası ile karışmış olamaz. Nasıl olsa oda büyüdükçe güzelleşir." demiş.
Çirkin Ördek Yavrusu, da diğer yavrularla beraber büyümüş, büyümesine ancak gittikçe diğer yavru ördeklerden daha da farklı bir hale gelmişti.
Çiftlikte bulunan diğer tüm hayvanlar da ona farklı lakaplar takarak, alay etmekte ve neredeyse hiç rahat bırakmamaktaydılar.
Öyle ki kardeşleri bile vak, vak, vak ederek, çoğu zaman kafasını şişiriyorlar, hatta bazı zamanlarda "Bir kedi onu yakalasa da kurtulsak." diyorlarmış.
Tavuklar, onun yanlarına gitmesini istemiyordu. Hatta her gün sabah akşam tavuk ve ördeklere yem veren kız çocuğu da çoğu zaman onu ayağıyla ittirerek, yemlerin yanından uzaklaşmasını sağlıyordu.
Kendisine farklı davranılmasına üzülen çirkin ördek yavrusu, o kadar çok üzülüyormuş ki, bazen kimsenin olmadığı bir köşede gizlice ağladığı bile oluyormuş.
Günler bu şekilde geçip giderken, güneşin etkisini iyice hissettirdiği sıcak bir yaz gününde sıkılan Çirkin Ördek Yavrusu, çitlerin üzerinden uçarak çiftlikten epeyce uzaklaşmış. Genelde yaban ördeklerinin yaşadığı bölgeye gelene kadar da hiç durmadan bir yürümüş, bir uçmuş.
Yaban ördekleri de onu gördükleri vakit, ondan uzaklaşarak, onunla arkadaşlık yapmak istememişlerdi.
Kimselerin kendisini kabul etmemesi üzerine, tek başına ortada kalmıştı. Onu gören küçük kuşlar dahi onun çirkinliği yüzünden, yanında durmamakta hemen uzaklaşmaktaydılar.
Tek başına yaşamaya karar veren çirkin yavru ördek kendisine bir yuva yaparak yalnızca yaşamaya başlamıştı.
Aradan aylar geçmiş, sonbahar mevsiminin gelmesiyle beraber, ağaçların yaprakları sararıp, solmaya, sonrasında ise dökülmeye başlamıştı.
Bir gün güneşin batmasına çok az bir süre kalmıştı ki, Çirkin Ördeğin yuvasının üzerinden beyaz renkli, büyük ve güzel kuşlardan oluşan bir sürü kuş uçuyordu. Havadayken adeta oyunlar oynarcasına süzülmeye başlamışlar.
Bu kuşlar hem çok zarif hem de uzun boylu kuşlarmış. Onların arkasından hayretle bakan Çirkin Ördek, onlara hayran kalmıştı. Birden onların peşinden gitmek aklına gelmiş ve hemen peşlerinden koşmuş.
Güzel kuşların ardından koşarken ne kadar bağırsa da bir türlü sesini onlara duyuramamış, çünkü onlar kocaman kanatlarını çırpar çırpmaz hızla uzaklaşmışlardı. Oda onlar gibi kanatlarını çırparak uçmaya çalışmış, ama çok kısa bir mesafe uçabilmiş.
Ertesi sabah uyanan ördek yavrusu bir yamacın kenarına giderek aşağılarda bulunan dereyi izliyormuş. Derede o beyaz tüylü kuşların yüzdüklerini görünce sevinmiş.
Hem kanatlarının ne kadar güçlü olduğunu denemek, hem de onların yanına gidebilmek için hiç düşünmeden "Bende beyaz tüylü kuşlar gibi aşağı uçabilirim, ne kadar çirkin olsam dahi, onların yanlarına gitmeliyim." düşüncesiyle kendini yamaçtan aşağı bırakarak, o büyük kanatlarını açıp süzüle süzüle dereye doğru uçmuş.
O esnada kıyıda bulunan iki erkek çocuk derede yüzen beyaz kuşlara yem atıyorlarmış. Kısa bir süre sonra dereye konan Çirkin Ördeği gören çocuklardan bir tanesi annelerine dönerek,
"Anne, anne şuraya baksanıza! Orada bir kuğu yavrusu daha var. Hem de diğer kuğulardan daha güzel." demiş.
Çirkin Ördek çocuğun söylediklerini işitmiş, ama çocukların kimden bahsettiğini bir türlü anlamamış. Çünkü etrafında başka kuğu da yokmuş. Çocuğun bağırışları üzerine derede bulunan beyaz kuşların hepsi, arkalarına dönerek çirkin ördeğe bakmaya başlamışlar. O ise utancından başını önüne eğerek şöyle demiş.
"Dilerseniz sizler de diğerleri gibi bana Çirkin Ördek Yavrusu diyerek, alay edebilirsiniz. Nasıl olsa artık o isme iyice alıştım." demiş kendi kendine.
Başını yukarı kaldıran ördek suda kendi yansımasını görünce şaşırmış. Uzun bir boynu bembeyaz tüyleri varmış. "Bu da kimin görüntüsü yoksa ben miyim?" diye kendi kendine sormuş.
Suda gördüğü yansımanın kendisine ait olduğundan uzun bir süre emin olamamıştı.
Onun yanına gelen beyaz tüylü kuğu kuşlarının ona "Ne kadar güzel ve zarif bir kuğu olduğunu söyledikleri vakit" ne diyeceğini bilememişti.
İlk başta kendisiyle alay etmek için şaka yapıldığını düşünmüş. Sonrada gerçekten kendisinin de bir kuğu olduğunu görünce, hayretler içinde kalmış. Artık çirkin bir ördek yavrusu değilmiş.
O günden sonra onu gören herkesin, güzelliği karşısında hayran olduğu bir kuğuymuş, Artık hayatını mutlu ve huzurlu bir şekilde geçirmeye başlamış.