edreseler, mimari açıdan büyük önem taşımaktadır. Genellik ile kare avlu etrafında düzenlenen medrese yapıları, derslikler, öğrenci odaları, mescit ve kütüphanelerden oluşur. Özellik ile Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde inşa edilen medreseler, taş işçiliği, çini süslemeler ve zarif mimari detayları ile dikkat çeker. Çifte Minareli Medrese nerede, nasıl gidilir gibi sorular medreseye gitmeden önce karşımıza çıkabilir. Erzurum Çifte Minareli Medrese tarihi ve özellikleri ise geçmişi daha iyi anlamamızı sağlar.
Erzurum ilinde yer alan Çifte Minareli Medrese aynı zamanda Hatuniye Medresesi olarak da bilinmektedir. Çifte Minareli Medrese 1253 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat'ın kızı Hüdavend Hatun tarafından yaptırılmıştır.
Çifte Minareli Medrese Erzurum Merkezde İnönü Bulvarı'nda ve Selçuk Parkı Caddesi üzerinde yer almaktadır.
Merkez Cumhuriyet Caddesi güzergahından yaya olarak gidilebileceği gibi, Şehrin her noktasından özel araçlar ile ulaşım sağlanabilmektedir.
Erzurum Çifte Minareli Medrese Tarihi:
Erzurum şehir merkezinde, Tebriz Kapı'da yer alan Çifte Minareli (Hatuniye) Medresesi, Anadolu'nun açık avlulu en büyük medresesi olup yakınında; Erzurum Ulu Camii, Erzurum Kalesi, Narmanlı Camii, Üç Kümbetler, Ebu İshak K. Türbesi, Cimcime Hatun Türbesi, Eski Erzurum Evleri ve Üç Kümbetler bulunmaktadır.
Tarihi boyunca çeşitli dönemlerde kullanılan medrese, Osmanlı döneminde 4. Murad tarafından onarılmış ve bir süre "tophane" olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi olarak hizmet vermiş, sonrasında ise müze ve resim sergi salonu olarak kullanılmıştır. Bugün ziyaretçilerine tarihî bir yolculuk ve sanat dolu bir deneyim sunan Çifte Minareli Medrese, Erzurum'un en önemli simgelerinden biridir.
Erzurum'un tarihî ve kültürel dokusuna önemli bir katkı sunan Çifte Minareli Medrese, Türkiye'nin eşsiz tarihî miraslarından biri olarak hala ayakta durmakta ve ziyaretçilerini büyülemektedir.
Erzurum Çifte Minareli Medrese Özellikleri:
Anıtsal boyuttaki medrese üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Taç kapı üzerinde kitabe için ayrılan bölüm ise boştur. Bunun sebesi ise Medrese ve kümbetin kapılarındaki bazı taşların, Erzurum'un 1878 yılındaki Rus işgâli sırasında yerlerinden sökülerek St. Petersburg'a götürülmüş olması belirtilmektedir. Anadolu'daki en yakın örneği olan Sivas Çifte Minareli Medrese (1271) ile plan ve süsleme açısından karşılaştırıldığında 13. yüzyılın sonu 14. yüzyılın başlarına tarihlendirilmektedir.
Medresenin doğu tarafında üçgen olarak gösterilen alan ise şehir surlarına ait bir kuledir. Şehir surları ile bitişik durumdaki medrese ayrıca Osmanlı Rus harbinde cephanelik olarak kullanılmıştır.
Medrese plan açısından, dört eyvanlı, açık avlulu, revaklı ve iki katlı bir özellik sergilemektedir. Kuzey-güney istikametinde uzanan medrese, basık yuvarlak kemerli ve 13 sıra mukarnas dizisi olan bir taç kapı ile girilmektedir. Kapının hemen arkasında giriş eyvanına ulaşılır. Eyvanın doğu kenarından bitişik dikdörtgen planlı oda kuzey-güney yönünde uzanan sivri beşik tonozla örtülü olup, batı kenarına bitişik kareye yakın dikdörtgen planlı mekân ise üçgenler ile geçilmiş bir kubbe ile örtülüdür; her iki oda da birer kapı vasıtası ile giriş eyvanı ile irtibatlandırılmıştır. Kıble duvarında mihrap nişi bulunan batı kanattaki kubbeli oda, medresenin mescididir.
Medresenin doğu ve batı yönlerinde bulunan revakların hemen arkasında dikdörtgen olarak yerleştirilmiş öğrenci odaları bulunmaktadır. Giriş eyvanının hemen karşısında, türbe ile birleşik olan ana eyvan bulunmaktadır. Oldukça büyük ve yüksek olan bu eyvanın arkasında yapı, Anadolu'nun en büyük türbesidir. Altta haçvari planda cezanelik bölümü bulunan türbenin, gövde bölümü çokgendir. Üstte ise pramidal bir külah ile kaplanmıştır. Türbe içerisi, açılan nişler ile hareketlendirilmiş olup mermer malzemesi ile dikkat çekmektedir.
Medrese üst örtü sisteminde beşik tonoz, çapraz tonoz, yıldız tonoz ve kubbe kullanılmıştır.