Okullarda bilgisayarlar bozulur diye laboratuvarların kilitlendiği dönemler artık gerilerde kaldı. Türkiye'de henüz her kesime ulaşmasa da bilgisayar ve internet pek çok okula girdi.
Kara tahtaların yerini elektronik tahtalar birbir alıyor. Artık öğrenciler ev ödevleri için interneti kullanıyor. Anne ve babalar olarak yanıtlayamadığınız sorular karşısında çocuklara 'Google'a sor' der hale geldik. Elektronik öğrenme, mobil öğrenme gibi kavramlar hayatımızın bir parçası haline geldi.
IDC'nin son raporuna göre dünyada e-öğrenme pazarı 17.2 milyar doları aşıyor. Türkiye'de de e-öğrenme pazarı her geçen gün büyüyor. İstanbul, önümüzdeki günlerde eğitimde yeni teknolojilerin konuşulacağı "e-öğrenme" konferansına ev sahipliği yapacak.
ETKİNLİKLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİYE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ
İstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümü, Türkiye Bilişim Vakfı, İstanbul Kültür Üniversitesi ve Türkiye Bilişim Derneği "Üçüncü Uluslararası Gelecek İçin Öğrenme Alanında Yenilikler: e-öğrenme" konferansını gerçekleştiriyor. Konferans, 10-14 Mayıs 2010 tarihlerinde İstanbul Kültür Üniversitesi'nde
düzenlenecek.
Türkiye Bilişim Vakfı'nın (TBV) Ankara Temsilcisi Dr. Aydın Kolat, "Türkiye'de e-öğrenme uygulamalarının üniversitelerde 2000'li yıllardan bu yana yapıldığına işaret ederek, "Kimi üniversiteler özellikle de bilgisayar mühendisliği bölümlerinde hayata geçti. Ayrıca büyük şirketler de e-öğrenmeden uzun yıllardır faydalanıyor.E-Öğrenme için bilgisayar ve internet bağlantısı olması yeterli" diye konuşuyor.
Gelecekte özellikle mobil teknolojilerin öğrenme için çok faydası olacağına dikkat çeken Dr. Aydın Kolat, "e-Öğrenme, öğrenmeyi heyecanlı, çekici ve ilgi uyandıran hale getirdir. Öğrenme, doğası gereği, sosyal bir etkinlik.E- öğrenme, çok güçlü ve kalıcı öğrenme deneyimlerinin yalnızca içerik ile değil, çevrimiçi topluluklar ve ağlar ile başarılabileceğini gösterdi. E-öğrenme, öğrenmeyi iş süreçlerine entegre etmeyi de sağlar. Günümüzün rekabetçi dünyasında, kurumlar elemanlarına, sınıf eğitiminin yanında e-öğrenmeyi de kullanarak daha kalıcı ve daha ucuz bir eğitim sağlamakta. Bu çağdaş yöntem sayesinde öğrenme okul sınıflarından, klavyelere hatta mobil cihazlar yolu ile, cep telefonlarımıza kadar geldi. Cep telefonundan matematik öğrenimi alacağımız günler de gelecek" değerlendirmesini yapıyor.
Zaman ve mekandan bağımsız olarak bilgiye erişebilmenin büyük olanaklar sağladığını vurgulayan Dr. Aydın Kolat, "İlköğretim ve liselerde de e-öğrenmenin yaygınlaşması bekleniyor. Artık insanlar için yaşam boyu öğrenme var. Öğrenciler kendi kendilerine çalışıp öğreniyorlar. Deneyler yapıyorlar. Simülasyonlar kullanılıyor. Ancak dünyadaki eğilimlere göre sadece web üzerinden eğitim doğru bulunmuyor. Yüzyüze eğitimle desteklenmesi öneriliyor" açıklamasını yapıyor.