Bu din doğu dünyasının büyük bölümünün inanç, kültür ve toplum yaşamında önemli rol oynamıştır. Ayrıca 20. yüzyılda Batı'dan da destek almıştır. Bu düne göre önemli dört tane kural vardı. Bu kurallar şunlardır:
1) Yaşam temelde düşkırıklığı ve elem demektir.
2) Elem, kişinin haz, iktidar ve kalıcı bir varoluş arzusunun sonucudur.
3) Düşkırıklığı ve eleme son vermek için arzu duymaya son vermek gerekir.
4) Arzu duymaya ve eleme son vermek için izlenecek sekiz aşamalı yol doğru düşünmek, doğru niyet etmek, doğru konuşmak, doğru davranmak, geçimini doğru yoldan sağlamak, doğru caba harcamak, bilincini doğru tutmakve son olarak zihnini doğru yoğunlaştırmak.
Budizm'e göre dinsel yaşamın amacı, dünya işlerinin ayak bağından kurtulmak, öncesiz ve sonrasız bir benlik olmadığı gerçeğini kavramak. Bunu başaran kişi, yeniden doğuş döngüsünün üstesinden gelebilir. Ve aydınlanmaya ulaşabilirdi.
Fakat bazı insanların Nirvana'yı bir tür hiçlik biçiminde kabul etmesi yüzünde Budizm çoğu zaman ateist bir din gibi görülüp bilindi. Bu dinin çeşitli kaynaklarda onun İ.Ö 560-480 yılları arasında yaşadığı belirtilmektedir.
Gautama'yı Himalayaların eteklerinde Lumbini ormanında dünyaya getiren annesi, doğumdan yedi gün sonra ölmüştür. Çocukluk ve gençlik çağını sorunsuz bir şekilde yaşayan Buddha, çevresindeki acılardan etkilenerek ailesini bırakıp çok sıkı bir çileye girmiştir.
Yavaş yavaş etrafında bir cemaat oluşmuştur. Bundan sonraki yıllarda, öğretisini yoğun bir şekilde, Hindistan'ın kuzey doğusundaki Ganj havzasında yaymaya çalışmıştır.
Seksen yaşına bastığı gün, Kuşinagara'da hiç hastılık yüzünden değil yaşı nedeniyle ölmüştür. Hint adetlerine göre, cesedi yakıldıktan sonra külleri yakıldıktan sonra sekiz kişi tarafından paylaşılmıştır.
Düşünceleri, ölümünden sonra dört ayrı şekilde ele alınmıştır. Buddha'ya göre "akıl, gelip geçici olaylardan temizlenmelidir. Düşünce zinciri, kontrole imkan olmayan girdaplarda mahvolur gider." Mutlak Yaratıcı için "hiçbir fani göz O'nu görememiştir, O'nu görmek için açılan perdenin arkasında, kendisini saklayan bir başka perde çıkar; fakat perdeler sonsuzdur." İfadelerini kullanır ve şöyle devam eder:
"Mutlaka, karanlıklar aydınlanacaktır; ama kurbanlar, armağanlar vererek güçsüz tanrıların himayesini aramaya kalkışmayınız. Göklerde melekler bile geçmiş zamanların meyvesini toplamaktadır. Cehennemin en geniş çukurlarında da şeytanlar cezalarına katlanıyorlar. Kainat ise durup dinlenmeden doğmasına devam ediyor. Sizi bu aleme bağlayan zincirleri koparın! Eşyanın ruhunu ve özünüzü tadın, göksel bir rahatlığa kavuşun
"Ben ki, kardeşlerimin ızdıraplarına ağlarım ve bu alemin tüm acıları ile yaralanmış olan Buddha'yım." derdi.