Çogu aday sınava iyi bir hazırlık yapmasına ragmen tercihlere aynı oranda iyi hazırlanamıyor. Sürecin basında tercihi nasıl olsa yaparız, önemli olan matematigi, fizigi, Türkçeyi yapmak diye düsünüyorlar. Ancak sınav bitip is tercihe gelince adaylar bocalıyor. Puanını ve sıralamasını heba etmeden en saglıklı tercihi nasıl yapabilirim telasına düsüyorlar. Iste bu noktada hatalar zinciri de baslıyor. Kültür Egitim Kurumları Egitim ve Rehberlik Direktörü Salim Ünsal adayları yanlıs tercihlere götüren hataları söyle sıraladı:
-Tercih listelerinin ilk sıraları çok özenle doldurulurken sonlara dogru aynı özen ve dikkat sergilenmeyebiliyor. Listede yer alan her programın kazanıldıgı taktirde mutlaka gidilip okunabilecek yerler olması gerekiyor. Bu gelmez diye bir tercih yapılmamalı.
-Puanı ve sırası yüksek diye daha az istenen bir yeri daha çok istenen bir programın üstüne yazmak dogru bir tercih stratejisi degil. Listenin en üstündeki program en çok istediginiz, en altındaki program ise digerlerinden daha az istediginiz bir program olmalı. Ancak tamamı da isteklerinizden olusmalı.
-Tercih için 24 hak verilirken çogu aday bu hakkın tamamını kullanmak istemiyor. Sistemin degismedigi yıllarda bu çok kaygı verici bir durum olmasa bile sistemin köklü degistigi yıllarda adayların tüm tercih haklarını kullanmaları kazanma sansı bakımından önem arz ediyor.
-Bazı adaylar tek tercihle isi noktalamak istiyorlar. Evet bu da bir tercih belki ama tek tercihle sansınızı en aza indirgediginizi de unutmamalısınız.
-Bir diger tercih hatası ise ek yerlestirmenin genel yerlestirmeden daha kolay oldugunu düsünüp genel yerlestirmede rasyonel seçimler yapmayıp isi ek yerlestirmeye bırakmak. Tarihin hiçbir döneminde yerlesme sansı bakımından ek yerlestirme, genel yerlestirmeden daha kolay olmadı ve yine olmayacak. Üstelik pek çok program genel yerlestirmede doldugu için daha az tercih alan sıradan bölümler ek yerlestirmeye kalacak. Bunu da dikkate alarak tercih yapmak gerekiyor. -Tercihlerinizi girislerin basladıgı ilk gün de yapabilirsiniz, girisin tamamlanacagı son güne de bırakabilirsiniz. Ancak her ikisi de çok istenen bir tercih davranısı degildir. Özellikle son dakikaya bırakmak bazen geri dönüsü imkânsız hatalara da sürükleyebilir sizleri.
-Tercihi sadece puan ve sıra ile yapılan matematiksel bir olgu olarak görmek de ikinci önemli hatalardan biri. Tercihin bir matematigi var ama daha da önemlisi ilgi, istek, yetenek gibi pek çok vasfı da içinde barındırması gerekiyor.
ÖNYARGILI OLMAYIN
-Ülkemizde hemen her ilde en az bir devlet üniversitesi ve çok sayıda vakıf üniversitesi var. Bu üniversitelerin bazıları eski ve köklü, bazıları ise sisteme sonradan eklemlenmis yeni üniversiteler. Hiçbir üniversite türüne de önyargılı yaklasmamak gerekiyor -Geçmiste egitim niteligi ile popüler olmus üniversitelerin bazıları hala aynı performansını sürdürürken bazılarının ise kan kaybettikleri gerçegini dikkate almak gerekiyor. Anne veya babamızın gittigi dönemin en popüler üniversitesi bugün aynı popülerlikte olmayabilir. -Üniversitenin sisteme yeni girmis olması da bu üniversite seçilmez anlamına gelmiyor. Ögrencinin gelecegini ve kariyerini sekillendirecegi yerleri imkânı ölçüsünde gidip görmesi, ögrenci ve akademisyenleri ile görüsmesi, üniversite ile ilgili objektif gözlem yapması ve bilgi alması gerekiyor.
BARINMAYI DİKKATE ALIN
-Kazandıgınız programın bulundugu yerlesim yerinde yurt, sosyal yasam, kiralar, ögrenciye uygun yasam alanlarının bulunup bulunmadıgı da gözden geçirilmeli. Bazen adaylar bu ayrıntıya dikkat etmiyorlar ve kısa bir süre sonra egitim sürecini kesintiye ugratıyorlar. -Üniversite egitimi hakkında fikri olmayan adaylar bölümden mezun olunca yüksek ücretlerle yönetici pozisyonunda ise baslayacakmıs gibi bir hevese kapılabiliyorlar. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada böyle bir meslek alanı ne yazık ki yok. Meslekte iyi bir pozisyon alabilmek alınan egitime ve ondan da önemlisi iyi bir çalısma ve zamana fazlasıyla baglı. Seçilen hiçbir meslekte is garantisi beklentisi ile hareket edilmemeli.