Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silahını bir kenara bırakıp siyaset sahnesine çıktığı zaman temeli sağlam bir ülke kurmanın bazı inkılaplarla mümkün olacağını düşünmüş ve Türkiye Cumhuriyeti'ni bu ilke ve inkılaplar üzerinden şekillendirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün, devletin temelini oluşturan 6 ilkesinden biri de inkılapçılık ilkesidir. İnkılapçılık ilkesine dair merak edilenlere haberimizde ulaşabilirsiniz.
Bilindiği gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla birlikte başlayan Atatürk inkılapları süreci Gazi Mustafa Kemal Paşa hayatını kaybedene kadar devam etmiş ve Türk ulusunun refah seviyesini arttıracak her adımın denenmesinin önü açılmıştır.
Atatürk'ün inkılapçılık ilkesi tam da bu inkılapların korunmasının, yaşatılmasının ve geliştirilmesinin kanun karşısında güvence altına alınmasını sağlayan ilkedir. Atatürk'ün inkılapçılık ilkesi sayesinde Atatürk'ün inkılapları ile ülkeye kazandırılan pozitif değerler korunmaya ve ülkenin menfaatine olacak yeni inkılapların da kabul edilmesinin kolaylaştırılmasına olanak sağlanmıştır.
İnkılapçılık ilkesinin temel özelliği ülkeyi ve halkın refah seviyesini ileriye götürecek, her geçen gün gelişimin ve güçlenmenin arttırılacağı adımların benimsenmesidir. İnkılapçılık ilkesi devlet politikalarında sürekli bir gelişme halinde olmayı önceler. Ülke menfaatine olmayan, ülkenin gelişimini sürdürmeyen herhangi bir uygulamayı desteklemez ve önünü açmaz.
Atatürk'ün inkılapçılık ilkesi atılacak adımların bilimin ve aklın süzgecinden geçirilmesini ister. Bilimden ve akıldan uzak herhangi bir kararı uygulamaya yanaşmaz. Atatürk'ün inkılapçılık ilkesi muasır medeniyetler seviyesine ulaşmada çağdaşlaşma düşüncesini temele alır.
Mustafa Kemal Atatürk bir söylevinde toplumda köklü değişiklikler yaşanmasına neden olan inkılapçılık ilkesine dair "Hakiki inkılâpçılar onlardır ki, ilerleme ve yenileşme inkılâbına yöneltmek istedikleri insanların ruh ve vicdanlarındaki gerçek eğilime sızmasını bilirler.
Bu münasebetle şunu da ifade edeyim ki, Türk Milletinin son senelerde gösterdiği harikaların yaptığı siyasî ve sosyal inkılâplarının gerçek sahibi kendisidir. Sizsiniz… Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun ve bütün mana ve biçimi ile medeni bir toplum haline ulaştırmaktır.
İnkılâplarımızın temel ilkesi budur. Bu gerçeği kabul edemeyen zihniyetleri darmadağın etmek zaruridir" ifadelerini kullanmıştır. Bu da demek oluyor ki, Mustafa Kemal Atatürk'ün düşünce sisteminde inkılaplar olmadan bir milletin aydınlanması ve yükselmesi mümkün olmayacaktır.