"EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR"
İnkılapçı doktriner karakteriyle tarihin akışını değiştiren, bir devir kapatıp bir devir açan Ulu Önder Atatürk'ün en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türkiye Cumhuriyeti demek, halk devletinin egemen olduğu, yani Türk devletinin ve ulusunun kendi iradesinin hakim olması demektir. Atatürk " Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü ile inkılapçı bir mesaj vererek bu fikrinin devamını ve cumhuriyetin korunmasını geleceğin genç uşaklarına emanet etmiştir.
Atatürk inkılapları dediğimiz reformlar, Türk ulusuna, ulusal birliğini, ulusal benliğini kazandırma ve kendisine güven duymayı öğretme, modern çağın imkanlarından yararlanma esaslarına dayanmaktadır. Atatürk ilkeleri de bu reformların dayandığı temel düşünce ve inançların özüdür. Türk ulusunu ayakta tutacak ve çağdaşlaşmasının durmadan gelişip süreceğini özetleyen Atatürk ilkeleri 1924 ve 1961 Anayasalarında da açık seçik olarak yerini bulmuştur. Türk ulusunun ve toplumsal yapısının gereklerinden çıkmış olan bu ilkelerden birisi de halkçılıktır.
Halkçılık; " Bireyler arasında hiçbir fark görmemek, topluluk içinde ayrıcalık kabul etmemek, halk adı verilen tek ve eşit bir varlık tanımak görüş ve tutumu" olarak tanımlanmaktadır. Halkçılık halk yönetimi, halkın halk tarafından halk için idaresi, yani siyasi demokrasi olarak kabul edilir. Halkçılıkta devletin siyasi rejimi, halk tarafından ve halkın menfaatine kullanılır.
Halkçılık, cumhuriyetçilik ve milliyetçilik fikrinin bir sonucudur. Böylece cumhuriyet rejimi bir halk rejimi olmaktadır. Aynı zamanda halkçılık, milliyetçiliğin sosyal politika bakımından da bir gerekçesidir. Milliyetçilik idealleri etrafında Türk toplumunun mutluluğunu sağlam, ortak geçmişe ve geleceğe halkla birlikte bağlanma vasıtasıdır. Gerçek anlamda milliyetçilik halkçılığa dayanır, halkçı bir nitelik taşır.
HALKÇILIK, OSMANLI TOPLUMSAL YAPISINA BİR TEPKİDİR
Atatürk'ün anlayışında ise halkçılık; siyasi, ekonomik ve toplumsal uygulamalarda halkın çıkarlarının ön planda tutulmasını öngörür. O'na göre halkçılık; ulusu oluşturan bireylerin siyasal bakımdan eşit olmaları, bireylerin hukuk önünde eşit olmaları ve hiçbir bireyin, sınıfın ve grubun ayrıcalığının olmaması demektir. Atatürk'ün halkçılık anlayışı; ülkenin düştüğü kötü durumdan kurtarılması ve yaşamasını sağlamak için çalışmayı ve emeği ilke edinen bir görüşü ortaya koyar. Bu anlamda halkçılık ilkesi, Osmanlı toplumsal yapısına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır denilebilir.
Türk inkılabının halkçılık anlayışı, liberal kapitalizmin bireyselciliğine karşı olarak konulduğu gibi Marksist teorinin halkçılık anlayışından da farklıdır. Çünkü, Atatürk "Biz sınıfsız ve kaynaşmış bir toplumuz" demişti.