Aşk, edebiyat ve sanatta daima güçlü bir tema olarak yer almıştır. Antik çağlardan bugüne kadar aşk üzerine yazılmış sayısız eser, şiir ve hikâye, bu duygunun insan yaşamındaki önemini vurgular. Fakat, bu evrensel duyguya dair kullanılan kelimelerin her birinin, ortaya çıktığı dilde ve kültürde kendine özgü bir yolculuğu vardır. Aşk kelimesinin kökeni ne, hangi dilden geçmiştir gibi sorular da dili daha iyi öğrenmek ve dil hakkında daha çok bilgi sahibi olmak adına gerekli sorular arasındadır.
Arapça ˁşḳ kökünden gelen ˁişḳ عشق "şiddetle sevme, şiddetli ve yakıcı sevgi" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ˁaşaḳa عشقة "1. sarmaştı, sıkıca sarıldı, 2. aşık oldu" sözcüğünün masdarıdır. Bu sözcük Aramice/Süryanice ˁāşaḳ עָשַׁף "karışma, haşır neşir olma, bir şey ile uğraşma" sözcüğü ile eş kökenlidir.
Aşk kelimesi, Arapçadan Türkçeye geçmiştir. Osmanlı döneminde Arapçanın yaygın bir ilim ve sanat dili olarak kullanılmasının sonucu olarak, birçok Arapça kökenli kelime dilimize dahil olmuştur. Arapçadan gelen aşk kelimesi de hem divan edebiyatında hem de halk arasında sıkça kullanılan bir sözcük haline gelmiştir. Bu etkileşim, aşk kelimesinin Türkçede oldukça kapsamlı bir anlam kazanmasını sağlamıştır.