Amasya görüşmeleri, birçok önemli kararların alındığı bir protokoldür. Bu görüşmelerde uzlaşmacı bir tutum sergilenmiş, Osmanlı Devleti Temsil Heyeti'ni resmen tanımıştır. Birçok gelişmeye de imza atan Amasya görüşmeleri 22 Ekim'e kadar sürmüştür. Taraflar bu görüşmelerin sonucunda birtakım kararlar üstünde anlaşmışlardır.
Amasya görüşmeleri, 22 Ekim 1919 yılında İstanbul Hükümeti ile Temsil Heyeti arasında gerçekleşen bir protokoldür. Mustafa Kemal, Bekir Sami Bey ve Rauf Orbay gibi isimler 18 Ekim 1919'da Amasya'ya gelmiştir. Daha sonra burada Salih Paşa ile görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmedeki temel mesele, Sivas Kongresi'nde kabul görülen esaslar üzerinde detaylı görüşmelerin yapılmasıydı. Bu görüşmeler 22 Ekim tarihine kadar devam etmiş ve her iki taraf için uygun kararlar alınmıştır. Temsil Heyeti'nin adına Mustafa Kemal Paşa'nın katıldığı bu görüşmede, Osmanlı Hükümeti'ni Salih Paşa temsil etmiştir.
Ali Paşa'nın yeni hükümeti kurması ve Millî Mücadele hareketine ılımlı yakınlaşması, Anadolu ve İstanbul arasındaki gerginliği azaltmıştır. Sonrasında iki taraf arasında görüşmeler gerçekleşmiştir.
Amasya Görüşmelerinin ardından birçok önemli sonuçlar karşımıza çıkmıştır. Böylece İstanbul Hükümeti, milli mücadele ile birlikte Temsil Heyetini, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'ni hukuki anlamda tanımıştır. Bu görüşmelerin sonucunda her iki taraf arsındaki ilişkiler yumuşamıştır. Aynı zamanda İstanbul ili Anadolu'ya bağlanmıştır. Mebusan Meclisi'nin toplanması bu görüşmeyle birlikte kesinliğe kavuşmuştur.
Amasya görüşmelerinin nedenleri çeşitlilik göstermektedir. Millî Mücadele'ye olan desteğin alınması gerekliliği, İstanbul Hükümeti'nin Ankara olmadan karar alamayacağını anlaması bu nedenlerin başında gelir.
Görüşme öncesinde Anadolu'nun birçok yerinde baskılar ortaya çıkmıştır. Bu zamanda Damat Ferit Paşa yerine Ali Paşa Hükümeti kurulmuştur. Bu gibi karışıklar yüzünden yeni İstanbul Hükümeti'nin gücünü arttırmak istemesi bilinen sebeplerdir.
Amasya görüşmelerinin ardından İstanbul Hükümeti ilk defa Millî Mücadele'yi ve Temsil Heyeti'ni tanımıştır. İstanbul Hükümeti'nin Millî Mücadele'ye karşı olumsuz tavırları, bu görüşmenin ardından bir süre boyunca engellenmiştir. En önemli sonuçlarından birisi de Meclis-i Mebusan 'ın toplanmasının kesin bir karara bağlanmasıdır. Böylece bu önemli karar, Misak-ı Milli Meclisi'nin onayından geçmiştir. Bu görüşmelerin ardından Anadolu hareketi, İstanbul Hükümeti'ne karşı siyasal bir başarı kazandı.
Sivas Kongresi'nde kabul edilmiş esaslar üzerindeki çalışmalar 22 Ekim tarihine kadar devam etmiştir. Bu görüşmelerin sonucunda ise birtakım kararlar ön plana çıkmıştır.
Bu kararlar arasında, Türk vatanının bağımsızlığının korunması gerekliliği ön planda tutulmuştur. Hükümet, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'ni tanımalıdır. Mebusan Meclisi karar doğrultusunda Anadolu'da, güvenli bir yerde toplanmalıdır. Hiçbir manda ve himaye kabul edilmeyecek ve vilayetin terk edilmesine izin verilmeyecektir. Azınlıklara da ülkenin siyasi hakimiyetini ve sosyal dengesini bozacak ayrıcalıklar verilmeyecektir.
Osmanlı Devleti, Mebusan Meclisi'nin İstanbul'da toplanmasını güvelik açısından uygun bulmamıştır. Bu maddede geçen hususa göre; meclisin İstanbul'da toplanması sonucunda, meclis görevlerinin doğru düzgün yerine getirilmeyeceği düşünülmüştür. Bir diğer kararda ise, her iki tarafın arasında barışın sağlanması noktasında kurulacak konferansta Temsil Heyeti'nin de yer alacağı söz konusudur.