Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da ilgili her platformda dile getirdiği mesleki eğitimin geliştirilmesine yönelik akademik dünyadan seferberlik çağrısı geldi. 120'den fazla mesleki eğitim programı uygulayan İstanbul Aydın Üniversitesi'nin (İAÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın güçlü bir ekonominin üretimle olabileceğini belirterek "Üretim de ancak mesleki eğitimle olur. Bu konuya topyekûn önem vermemiz gerek. Acilen mesleki eğitim seferberliği ilan etmeliyiz" dedi. Meslek okullarını cazip hale getirmek için eğitim kalitesini artırmak kadar toplumdaki olumsuz algının da önüne geçilmesi gerektiğini söyleyen Aydın "Meslek okullarına genellikle orta ya da alt gelir düzeyindeki ailelerin çocukları gidiyor. Meslek okul mezunlarına mutlaka bazı alanlarda pozitif ayrımcılık yapılmalı. Bu sınavsız geçiş hakkı olur, askerlikle ilgili kolaylıklar olur, istihdam önceliği olur. O zaman daha üst gelir düzeyindeki aileler de çocuklarını bu okullara yönlendirir" diye konuştu. Aydın mesleki eğitimin neden hala istenen noktaya gelemediğine yönelik SABAH'a şu tespitlerde bulundu:
SAHA TECRÜBESİ ŞART: Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde oldukça önemli işler yapılıyor. Ancak üst karar mercilerinin yaptığı işler alt karar mercilerinde uygulanmalı. Çocukların daha öğrencilik yıllarında sektörle tanışması lazım. Sahada eğitim şart. Bu konuya en küçük esnaftan şirket CEO'larına kadar her kesim destek vermeli.
POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMALI: Bu gençlere bazı konularda pozitif ayrımcılık yapılırsa mesleki eğitim daha cazip hale gelir. İstihdamda ilgili alanların mezunlarına öncelik tanınmalı, iş kurma teşvikleri artırılmalı. Kendi alanlarındaki üniversite programlarını seçenlere ek puan verilmeli.
STATÜ TAKINTISINDAN KURTULALIM:
Türkiye'de maalesef bir statü takıntısı var. Üniversite mezuniyet hala bir sosyal statü olarak görülüyor. Bunun kırılması lazım. Gençler mezun olur olmaz hemen bir masa bir asistan arayışına giriyor. Bu da çok yanlış. Onların da sahaya girmesi lazım. Tulum giymeleri, makinelere dokunmaları gerek.
İŞSİZLİK YOK: Türkiye'de kesinlikle işsizlik sorunu yok. İş var ama uygun eleman bulunmuyor. Çünkü herkes fakülte mezunu. Masa başı iş istiyor. Sektörün buna ihtiyacı yok. Ülkenin hukukçu, iktisatçı işletmeci kapasitesi belli. Dolu olan bir kapasiteye nasıl yeni istihdam yapılsın. Maalesef bu statü takıntısı nedeniyle gençler işsiz bulamıyor.
ONLAR ANA ELEMAN: MYO mezunları için "ara eleman" tanımı yapılıyor. Kesinlikle yanlış. Bu da tanım da aslında olumsuz bir algıya neden oluyor. Onlar ana eleman. Her iş onların elinden çıkıyor. Üretimin kalbinde bu gençlerimiz var.
PROF'LAR DA DERSE GİRSİN: Çoğu akademisyen meslek yüksekokullarında ders vermek istemiyordu. O konuyu biraz aştık ama biraz daha çaba lazım. Bir profesörün o sınıflarda ders anlattığını düşünün. Çocuklar için ne kadar önemli. Sektör kadar akademinin de elini bu işin altına koyması lazım. Acilen topyekun bir çalışma başlatmamız lazım.