Aile Hayatındaki Değişimler
Osmanlı toplumu Tanzimat'la birlikte belki çok köklü bir değişim geçirmiyordu. Ama Modernleşme olgusu ve Batılılaşma hevesi zamanla toplumun her kesitine ve her toplumuna sıçradı. Osmanlı ailesi de bu değişim sürecinden etkilenen bir kurum oldu.
19. yy.'da Osmanlı ülkesinde tarımda, eğitimde görülen bazı yapısal gelişmeler ve bütün dünyanın Osmanlı topraklarına da yansıması, klasik aile yapısında, değişikliklere yol açtı. Batı düşüncesinin etkisindeki Tanzimat aydınları geleneksel aile yapısındaki aksaklıklara değindikleri yazılar yazmışlardır. Tanzimat'la birlikte aileyi Batılılaştırmak eğiliminde olan ve "yuva ailesi ahlakını savunan hürriyetçi bir zihniyet ortaya çıkmıştır.
Özellikle Namık Kemal bu zihniyeti savunanların başında yer alır. İbret gazetesinde yazdığı makalelerinde, eski ailede ana,baba ve çocuk ilişkilerini ve çocuğun yetiştirilme tarzını eleştirerek, buna karşı modern batı ailesinin çocuk yetiştirme ve aile mutluluğu noktasından üstünlüğünü açıklar ve savunur. Aslında Namık Kemal'in yazdığı makaleleri yalnızca onun şahsi görüşüymüş gibi algılamak yanlış olacaktır.
Çünkü O'nu bu eleştirileri yapmaya iten, memleketin hiç değilse büyük şehirlerinde başlayan toplumsal değişmenin akisleridir.
İmparatorluğun İzmir, Beyrut, Selanik gibi liman şehirlerinde ve Rumeli'deki bazı merkezlerin nüfusunda göze çarpan büyüme, yeni iş dalları dolayısıyla aile yapısında da modernleşmenin başlamasına yol açtı.
Çukurova ardından Ege bölgesinde başlayan monokütlesel tarımın yarattığı toprak işçiliği kırsal kesimdeki ailenin geçimini ve yapısını etkilemiştir. Özellikle 1845'te çıkarılan Arazi Kanunnamesi ile özel mülkiyet düzenine geçilmesi, işlenen toprakların tapulandırılması ve miras yoluyla intikal kırsal kesimdeki büyük aileyi parçalayacak süreci başlattı.
Tarımdaki bu değişiklikler Osmanlı ülkesindeki "köyden göç" olgusunda da yapısal bir değişikliğe neden oldu. Önceleri yalnızca bekar erkeklerin göç ettiği ve bir süre mevsimlik işçi olarak kaldığı büyük kentlere, artık aile göçleri de başladı.
Bu durumun hiç kuşkusuz ileride kentlerin yapısının bozulması, kırsal kesimde işgücü eksikliği gibi bir takım sosyal sorunlar yaratacağı ise kaçınılmaz bir gerçektir.
Kadının Toplumsal Bir Varlık Olarak Algılanması
Tanzimat Fermanı'nda kadınlarla ilgili herhangi bir hüküm bulunmamakla beraber yaşanan toplumsal değişim ve batılılaşma çabalarıyla Osmanlı kadınının hayatında kayda değer gelişmeler başlamaktadır.
Bu gelişmeler yalnızca günlük yaşamdan modadan tüketim kalıplarındaki farklılaşmadan ibaret değildir.orta doğu ülkelerinde kadının modernleşmesi sorunu bu dönemin modernleşme ideolojilerinde önemli yer tutar.