Türk İslam sosyal yaşamı ve mesleki toplulukları için çok önemli bir şahsiyet olan Ahi Evran eserleri, günümüze kadar ulaşmış olan bir takım bilgileri de içinde barındırıyor. Peki, yaşamı boyunca büyük işler başarmış olan Ahi Evran neden öldü? Ahi Evran hayatı ve çalışmaları hakkında merak edilenler…
Gerçek isminin, Nasıruddin Mahmud Ahi Evran bin Abbas olduğu bilinen Ahi Evran, 1171 senesinde Azerbaycan'ın Hoy kentinde doğduğu ve 1262 senesinde ise Kırşehir kentinde vefat ettiği bilinmektedir. Ahi Evran, ilk eğitimini Hoy kentinde alıp ve Ahmet Yesevi'nin öğrencilerinin sohbetlerine dahil olmuştur. Ahi Evran, Hacı Bektaş veli ve Mevlana ile aynı dönem içerisinde yaşamış olan bir şahsiyettir. Kayıtlara, Nasir üd-din EbüI-Hakäyik Mahmud El Hoy ismiyle geçen Ahi Evran, ''Evran'' ismini, her insanın korkarak kaçmakta olduğu evran diye anılan büyük bir yılanın, kendisini gördüğü vakit itaat etmesi ve sakinleşmesi sebebi ile almıştır. Orta Asya'dan Anadolu kısmına geçen alperenlerden bir tanesi olan Ahi Evran; Konya, Denizli ve Kayseri gibi kentleri gezip, Ahilik teşkilatının yayılması ve kurulması aşamasında çok mühim bir rol üstlenmiştir. Asıl kendi mesleği debbağlık yani deri işleme sanatı olan Ahi Evran, Moğol istilası ve zulmünden kaçıp Anadolu'ya geçen tüccar ve sanatkâr dayanışmasına vesile olmuştur. Ahi Evran, bu kimseler arasında çok sağlam temelli bir birlik ve beraberlik yaratarak, oldukça kaliteli mal üretmelerini heveslendirmiştir. Daha sonra Kırşehir'e yerleşmeye karar veren Ahi Evran, vefatına değin burada yaşamını sürdürmüştür. Amaçladığı inanç düzeniyle esnafı örgütleyen Ahi Evran, sosyal ve ahlaki kurallar ile dayanışmayı sağlamıştır ve de ekonomik yaşamı oldukça canlandırmıştır.
Ahilik teşkilatının kurucu şahsiyeti olan Ahi Evran, 1171 senesinde Azerbaycan'ın Hoy kasabasında doğduğu bilinmektedir. Ahi Evran ilk öğrenimini Hoy'da aldıktan hemen sonra, Maveraünnehir'deki Horosan'a geçerek, orada bulunan ünlü âlimler tarafından Kur'an-ı Kerim tefsirlerini ve de felsefeyi öğrenmiştir. Ahi Evran'ın hocası olan Fahreddin Râzi, Horosan bölgesinde "Farâbî" ve "İbni Sina"ya ait olan tüm eserleri okumuştur ve bu ünlü kişilerin vermiş olduğu bilgileri daha da geliştirip, astronomi, tıp, astroloji, edebiyat ve lisan alanlarında kitaplar yazmıştır. Ahi Evran da İbni Sina ve Farâbî'nin etkisinde kalmıştır. Gençlik zamanlarında Ahmet Yesevî'nin öğrencilerinden almış olduğu tasavvuf terbiyeleriyle olgunlaşmış ve yetişmiş olan Ahi Evran, o dönemin mutasavvıflarının toplanma konumu olan Bağdat'a geçmeye karar vermiştir. Bağdat'a geçmeden evvel, Hac vazifesini de yerine getiren Ahi Evran, dönüş yolu üzerinde müstakbel kayınpederi olan "Evhadü'd Din Kirmanî" ile tanışıklık yaşamıştır. Bu üstadın yardımları ile halife "Nâsır Li-di-nillah" ile tanıştırılan Ahi Evran, halifenin kurmuş olduğu Fütüvvet Teşkilatı'na dahil olmuştur. Ahi Evran Bağdat'ta bulunduğu sırada, Fütüvvet teşkilâtının önemli isimleriyle de tanışarak bu kimselerden faydalanmıştır. Ahlak ile sanatı birleştirmeyi başaran Ahi Evran, Ahi teşkilatını kurmuş ve tüm Anadolu'ya yaymayı başarmıştır. Ahi Evran 92 yaşına geldiğinde Kırşehir kentinde vefat etmiştir. Ahi Evran'ın bilinen çalışmaları ve eserleri ise şu şekilde örneklendirilebilir;