The, a ve an, belirli bir objenin varlığını vurgulamayı ve belirtmek amacıyla kullanılır. Bunlar İngilizcede, "article" olarak adlandırılırlar ve bazı isimlerin başlarına getirilmeleri mümkün değildir. A, an ve the ifadelerini yanlış yerde kullanmamak için bunların öğrenilmesi gerekir. Articles arasında bulunan a, an, the ile a few farkı nedir, nerelerde kullanılır ve hangi kelimelerde kullanılmaz öğrenmek isteyenler olabilir.
Articles (a, an, the), isimleri tanımlamak ve vurgulamak için kullanılırlar. Eğer bir isim sessiz bir harf ile başlıyor ise başına "a" getirilir. Bunun tam tersi olarak, başında sesli bir harf bulunuyor ise "an" eklenir. A ile an, cümlede "herhangi" anlamında kullanılırlar. Bunlar yalnızca tekil olan isimlerin önüne eklenir. Çoğul sözcüklerin başında kullanılmaları yanlıştır.
A few, "birkaç" anlamına gelir ve sayılabilen isimler ile birlikte kullanılır. Örnek olarak, a few people, a few cars ve a few friends verilebilir. The ise herhangi bir nesneyi vurgulamayı sağlar. A ve an'in aksine, hem çoğul hem de tekil isimlerin önüne getirilebilir. Hava durumu, zaman, doğa, dağlar, nehirler ve denizler gibi coğrafi ifadelerin başında, the kullanılır. Öte yandan, article almayan bazı kelimeler bulunur. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
1.Can you stretch the apple on the table? (Masanın üstündeki elmayı uzatabilir misin?)
2.Where are the forks? (Çatallar nerede?)
3.The Black Sea is located in the north of Turkey. (Karadeniz Türkiye'nin kuzeyinde yer alır.
1.I'm going to be a doctor after I finish university. (Üniversite bittikten sonra bir doktor olacağım.)
2.He has a red car, but he is thinking of selling it. (Onun kırmızı bir arabası var, ancak satmayı düşünüyor.)
3.Can you give me a pencil? (Bana bir kalem verebilir misin?)
1.Yesterday I saw an elephant at the zoo. (Dün hayvanat bahçesinde bir fil gördüm.)
2.He has been working hard for 2 years to become an actor. (O bir aktör olmak için 2 yıldır çok çalışıyor.)
3.She loves tea so much, she must definitely be an English. (Çayı o kadar çok seviyor ki, kesin bir İngiliz olmalı.)
1.There are only a few apples left in the kitchen. (Mutfakta sadece birkaç elma kalmış.)
2.I only have a few dresses in my wardrobe. (Gardırobumda yalnızca birkaç elbisem var.)
3.When I lived in Paris, I made a few friends. (Paris'te yaşadığım dönemde birkaç arkadaşım oldu.)