1980li Yıllardan İtibaren Türkiyede Değişen İletişim Ortamı
Gündelik yaşam içinde kullandığımız, kullanmasak bile sık sık karşılaştığımız araçlar, çevremizde çok önemli gelişmelerin yaşandığı hissini vermeye yetiyor.
Mevcut araçlar farklı donanımlar ve görünümlerle tekrar karşımıza "çıkarken bunlara yemleri de eklenmiştir. Bugün Türkiyede en ücra sayılacak köylerde bile dünyanın öbür ucu ile anında telefon bağlantısı kurmak mümkün.
Bilgisayar, faksimile, çağrı cihazı, teleteks, video ve çok kanallı televizyonlar gibi yaygın olarak kullanılan bir çok aracın ülkemizde on yıllık geçmişi yoktur. On yıl öncesinde bulu¬nan araçlar ise bugünkü yaygınlıkta kullanım, alanı bulamıyordu.
Türki¬yenin son dönemde yaşadıklarını iletişime indirgeyenleyiz. Fakat ile¬tişimden kopuk ve bağımsız bir değişimden söz etmek de çok güçtür.
"Gerçekle görüntünün ya da düşselin iç içe geçtiği hatta çoğu zaman görüntünün gerçeğin yerini aldığı özgünlüğün (originality) tarihe karıştığı postmodern bir dünya var karşımızda. Zihinlerimizin işgal edildiği, özgürlüğümüzün elimizden alındığı bir illüzyonlar ya da Baudrillardın deyişiyle bir simulasyonlar dünyasına pattadak bırakılmışlığın şaşkınlığı içerisindeyiz".
Oysa unutmamak gerekir ki uygarlığın evriminde bir dönüm noktası olarak enformasyon çağı/devrimi/patlaması aynı zamanda gelişme ve ilerlemeyi ifade etmektedir.
Bütün dünya için ortak izafet çerçevesinin hergün biraz daha genişlediği bir zaman¬da evrensel değerlerin de önemi artmaktadır. Dünyayı daha küçük bi¬rimlere bölen sınırların önemi azalıyor, yerel ayrımların karşıtlığı yumuşuyor, bir çok alanda tüm dünyayı kucaklayan kurumlar ortaya çıkıyor.
Bu durumu mümkün kılan öğelerden birinin modern iletişim teknolojileri olduğu kesin."
Türkiyede 1980-90 döneminde iletişim alanında olup bitenlere girmeden önce Türkiyenin 1980-90 döneminin genel karakteristiğine bakmak zorundayız.
1980 yılı Türkiyede yeni bir siyasi dönemin başlangıç tarihidir. 12 Eylül askerî darbesiyle demokratik siyasi otorite tüm kurum ve kuruluşları ile askıya alınırken siyasal, toplumsal hare¬ket de yeni bir yönelime itilmiştir.
Bu amaçla bir dönemin siyasî eleştirisinden çok iletişim alanını doğrudan ilgilendiren siyasal/toplumsal belirleyicilerini özetlemekte yarar görüyoruz.
Askerî darbe ile başlayan zorunlu istikamet tam anlamıyla siyasî/toplumsal bir yönelimi de içermiyordu. Çünkü siyaset toplumu uçurumun kenarına getiren tehlikeli bir oyundu.
İşte bu yeni dönemde kitle iletişim araçları ordunun gözetimi ve denetimi altında zararsız yayınlarına devam edebileceklerdi. 1982 Anayasası bu şartlar altında hazırlandı ve halkoyuna sunuldu.