2018-2019 eğitim ve öğretim döneminin 1. dönemi çok kısa bir süre sonra sona erecek. Milyonlarca öğrenci okullarında son sınavlarına girerken, veliler de çocukları ile birlikte tatil hayali kurmaya başladı. Bu doğrultuda, '15 tatil ne zaman başlayacak?' sorusu en çok öne çıkanlar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayımladığı iş takvimi neticesinde sömestr olarak da bilinen yarıyıl tatilinin başlangıç tarihi açıkladı.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2018-2019 iş takvimine göre, okullarda birinci eğitim ve öğretim dönemi 18 Ocak 2019 Cuma günü sona erecek. Bu tarihte karnelerine kavuşan öğrenciler, 3 Şubat 2019 Pazar gününe kadar sömestr tatilinde olacak.
İkinci dönem ise 4 Şubat 2019 Pazartesi günü başlayacak ve 14 Haziran 2019 Cuma günü son bulacak.
Sömestr tatilinin her çocuk için verimli hale dönüştürebileceğini dile getiren Klinik Psikolog Dila Özçelik, ailelerin sömestrde okul zamanındaki kuralları esnek tutarak çocuklar için olumlu sonuçlar oluşturabilecek durumlara dönüştürme imkânlarının olduğunu söyledi.
Altınbaş Üniversitesi Çocuk Gelişimi Programı Başkanı Uzman Klinik Psikolog Dila Özçelik, sömestr tatiliyle birlikte uyku saatleri değişimi, oyun saatlerinin uzaması gibi birçok düzende belirli düzeyde esnemelerin çocukların gelişimi açısından olumlu etkilerinin olabileceğini vurguladı. Özçelik, "Oyun saatlerinde çocuklara sunulabilecek yeni hobiler, spor ve sanat etkinlikleri çocuğun farklı alanları tanımasına ve kendi yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, çocuklara onların ilgi alanlarına uygun ev dışı etkinlikler sunulabilir. Böylece ev dışında da aileyle birlikte kaliteli vakit geçirebilen çocuk, paylaşım ve iletişim açısından daha tatmin olabileceği bir noktaya gelecektir" ifadelerini kullandı.
BAKAN SELÇUK'TAN AİLELERE "TATİLDE ÖDEV BASKISI YAPMAYIN" UYARISI
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, çocuklara ara tatilde ders çalışmaları konusunda baskı yapılmaması gerektiğini belirterek, "Anne babalar, ara tatilde çocuklarına ödev yapmaları ya da ders çalışmaları için baskı kurarlarsa bilin ki yeni dönem başladığında çocuğun huzursuzluğu artacak ve verimi düşecektir." dedi.
Bakan Selçuk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, cuma günü başlayacak yarıyıl tatiline ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İki haftalık tatil sürecinin "eğitime ara vermek" şeklinde algılandığına ama bu dönemin eğitsel bir yanının bulunduğuna işaret eden Selçuk, tatilin, hiçbir şey yapılmayan bir dönem olmadığını vurguladı.
"Biz teneffüsleri bile eğitimin en yüksek veriminin alındığı bir süre ve süreç olarak görüyoruz." diyen Selçuk, çocukların teneffüs sürelerinde, aynı zamanda davranış, iletişim, problem çözme konusunda beceriler kazandığına dikkati çekti.
Selçuk, "Bundan dolayı tatil kavramını da aslında yeniden düşünmemizde yarar var. Tatil, çocuğun kendisini farklı açılardan beslediği ve duygusal dengesini biraz daha yükselttiği bir dönem olmalı. Karne meselesi de 'Aslında karne kimin?' sorusunu gündeme getiriyor. Karne sadece çocukların karnesi mi, öğretmenlerin, velilerin karnesi mi? Aslında bu hepimizin karnesi. Her ne kadar karnenin üzerinde çocuğun ismi yazıyorsa da hepimizin karnesi." ifadelerini kullandı.
Karnelerin sol ve sağ tarafı arasındaki ilişkiye de dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Selçuk, "Bir çocuğun başarılı ya da başarısız olduğu doğrudan doğruya karnenin sol tarafıyla ilişkilendiriliyorsa o zaman biz öğretimin peşindeyizdir. Ama çocuğun karnesinin sağ tarafındaki bazı davranışlar, özellikler de dikkate alınıyor ve çocuk bütünsel olarak değerlendiriliyorsa o zaman çocuğun bütünsel gelişimine hürmet ediyoruz, saygı gösteriyoruz demektir." diye konuştu.
- "BAŞARIYI NOTA İNDİRGEDİĞİMİZDE ÇOCUKLAR EĞİTİMİN HİZASINI KAYBEDİYOR"
Bakan Selçuk, çocuklar açısından "başarı" kavramının da gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Annemin benim için kullandığı 'Allah muvaffak etsin' ifadesini çok seviyorum. Çünkü muvaffakiyet kelimesi etimolojik olarak içinde vakıf olmak, vukuf sahibi olmak, içselleştirmek, kalıcı olarak bir öğrenme değeri oluşturmak anlamına geliyor. Öğrendiğimiz bilgiler bize hayat yoldaşlığı yapıyorsa, işe yarıyorsa ve hayatla bağlantılıysa bir anlamı oluyor. Diğer türlü sınav sonuna kadar unutulmayan bilgi, kısıtlı bir başarıyı tanımlamaya başlıyor.
Bu anlamda başarılı ya da başarısızlık sadece karnedeki notlarla açıklanamaz. Bundan ziyade çocuğun arkadaşlık ilişkilerindeki, problem çözmedeki, sosyal, duygusal alandaki başarısı, öğrenmeden haz duyup duymadığı, yeni bir şey öğrendiğinde zevk alıp almadığı gibi konularla da ilgili. Başarı aslında bütün bunların toplamından oluşuyor. Bunu bir nota indirgediğimizde Türkiye gibi sınavın çok baskın olduğu ülkelerde çocuklar eğitimin hizasını kaybediyorlar ve eğitimin dengesi bozuluyor."
- "ÖNEMLİ OLAN ÇOCUĞUN TALEP ETTİĞİNİ ÖĞRENMESİ"
Bakan Selçuk, ebeveynlerin, çocuklarının başarı ya da başarısızlığı konusunda sadece karneye bakarak yargıya varmaması gerektiğini vurguladı.
Tatilde ödev yapmanın, ders çalışmanın veya çalışmamanın çocuklar açısından bütünüyle bireysel bir faktör olduğunu anlatan Selçuk, "Bir çocuk, ödev yapmayı seviyorsa ara tatilde yapacaktır, kitap okumayı seviyorsa 'yapmayın' deseniz de okuyacaktır. Dönem içinde ödev yapmakta güçlük çeken çocuklarımız ara tatilde de yapmakta güçlük çekecektir." dedi.
Selçuk, tatil dönemlerinde, çocuğun kendi talep ettiği öğrenmelere yönelmesinin önemli olduğunu belirterek, "Önemli olan öğrenme hazzına hizmet edebilecek herhangi bir şeyi öğrenmesi. Bu konuda da aşırı bir baskıyla 'şunları oku' ya da 'şunları okuma' biçiminde yaklaşmak uygun değil. Çocuğun, merakını yeşertecek alanlarda, ilgisinin ve yeteneğinin buluştuğu konularda okumasında fayda var." diye konuştu.
Çocuğun ilgi duymadığı ama zorunlu olduğu bir konuda çalışmasının kalıcı değer oluşturmayacağını vurgulayan Selçuk, "Çocuk, yeteneğinin olduğu bir alanda ilgisi de varsa o zaman doruk noktada, çok üst seviyede bir öğrenme hazzı yaşayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.