İzmir'in Seferihisar açıklarında 30 Ekim saat 14.51'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem nedeniyle Bayraklı ve Borova'da çok sayıda binada hasar meydana geldi. 114 kişinin hayatını kaybettiği bin 35 kişinin yaralandığı deprem anında 17 bina çöktü. Ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı ekipler, bölgedeki binalarda yaptığı hasar tespitin ardından depremin binalarda yarattığı bilancoda netleşti. 15 bin İzmirli'nin evsiz kaldığı depremde acil yılıkması gereken 200'e yakın binada ağır hasar oluştu. Evlerine dönen vatandaşlara uyarılarda bulunan uzmanlar, duvarlardaki tüm çatlakları yetkilelere bildirmelerini söyledi. Toplamda ise binin üzerinde bina hasar aldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı TOKİ'ye bağlı GEDAŞ ekipleri, laboratuvar test sonuçlarına göre binanın yıkılma riski olup olmadığını tespit ediyor.
1999 ÖNCESİ ÖNEMLİ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Riskli Yapılar Daire Başkanı Serdar Cenikli, "Sayın Bakanımız Murat Kurum'un talimatıyla hemen afet sonrasında hızlı bir şekilde olay yerine intikal ettik. Hasar tespit ekiplerimiz bir yandan hasar tespit işlemlerini yürütüyorlar. Bizler de riskli yapı tespit işlemlerini yürütüyoruz. Bir an önce riskli olan yapıların tespitini yapıp, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin temini için gayretle çalışıyoruz. Riskli yapı tespit işlemlerini yapmak üzere bakanlığın yetkilendirdiği lisanslı kurum ve kuruluşlar var. Bu kurum ve kuruluşlar riskli yapı işlemlerini yürütüyorlar. Hasar tespitinden farklı olarak daha detaylı incelemeler yapıyoruz" dedi. Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Yönetim Kurulu Üyesi İnşaat Yüksek Mühendisi Mustafa Koçak, "Binanın yaşı, kaç yıllık olduğu çok önemli. Özellikle 99 depremini görmüş binalarda daha sık hasar görülebilir. Özellikle binanın taşıyıcı sistemi kolon, kiriş çok kritik yapılar. Buralarda hasar meydana gelip gelmediğine bakmak lazım. Sadece deprem nedeniyle değil, binanın eskimesinden dolayı da hasar meydana gelebilir" dedi.
ANALİZ YAPTIRIN
Binada hasar olduğu düşünülüyorsa izlenmesi gereken yolu anlatan Mustafa Koçak, "Dairelerde boya, badana gibi çalışmalar olduğu için hasarlar çok fazla belli olmayabiliyor. Bunun için binalardaki bodrum katlardaki kolon ve kirişlere bakmak gerekiyor. Eski binalarda pas payı dediğimiz yerlerde dökülmeler meydana geliyor ve demirler ortaya çıkıyor. Bu demirlerin paslanma durumuna, incelmesine bakılabilir. Kolon ve kirişlerdeki çatlakların kontrol edilmesi gerekir. Şüphelenilen bir durum söz konusu ise DASK tarafından hasar tespit çalışması yapılması istenebilir. Eğer çok daha fazla endişesi varsa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yetkilendirdiği kurumlar tarafından riskli yapı tespiti yapılabilir. İki çeşit tespit çalışması var. Bunlardan ilki hasar tespit çalışması. Hasar tespiti DASK tarafından yapılan ve özellikle deprem kaynaklı hasarların incelenmesidir. Binanın az, orta veya ağır hasarlı olup olmadığın tespit edilir. Riskli yapı tespiti ise daha kapsamlıdır. Özellikle bodrum kattaki kolon ve kirişlerdeki demirler ortaya çıktıysa, beton elinizle tuttuğunuzda parçalanıyorsa riskli yapı tespiti yapılması gerekiyor" dedi. Öte yandan DASK ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinin ilk olarak 'çatlak ölçer' ve yapıdaki donatı yerlerini tespit eden 'paşometre' ile ilk tespitlerini yapıldığını belirten Koçak, "Evdeki bir çatlak gördükleri zaman o çatlağın derinliğini ölçmeleri gerekir. Bir bıçak ya da çubuk yardımıyla o çatlağın ne kadar derinliğe ulaştığına bakılmalıdır. Eğer çatlakta uzun bir derinlik varsa yani 5-10 santim arasındaysa kolonun içerisine kadar gidebilir ve bu risk oluşturur. Riskli yapı analizi yaptırmakta fayda var" diye konuştu.