Her evde mutlaka afet ve acil durum çantalarının bulunması gerektiğini de anlatan Osman Metin Saroğlu, "Bütün ailelerin aile bireyleri ile bir araya gelip evin nerelerinin tehlikeli nerelerinin iyi olduğu belirlemesi lazım. Deprem anında sallanan camlar, dolaplar gibi araçlar sabitlenmeli. Çünkü depremlerde en çok zararı bunlardan görüyoruz. Bunları yaptığımız zaman depremin dışındaki tehlikelerden kendimizi korumuş oluyoruz. Cam önlerindeki yataklarımızı da, camda uzak bir noktaya koymalıyız. Cam kırıldığı zaman bizi kesmemeli, zarar vermemeli" diye konuştu. Deprem anında yapılması gerekenleri de şöyle anlatan Sarıoğlu, şöyle konuştu: "Önce çökeceğiz. Daha sonra yanımızda varsa sabit bir yere tutunacağız ve kafamızı özellikle omurilikten itibaren sağlama alacağız. Deprem geçinceye kadar bekleyeceğiz. Deprem geçip de sallantı bittikten sonra önce evdekilerin yaralanıp yaralanmadığına bakacağız. Sonra komşularımızın yardıma ihtiyacı olup olmadığını kontrol edeceğiz. Seri bir şekilde binayı boşaltmamız lazım. Ama kesinlikle asansörü kullanmamız lazım. Kendimizi camlardan dışarı atmayacağız. Merdivenlerden seri bir şekilde binayı boşaltmaya çalışacağız. Binayı boşaltırken de önümüzdeki ve arkamızdakileri iterek bunu yapmamalıyız."
Ya karada olsaydı?
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi, deprem uzmanı Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir'de yaşanan büyük depremi değerlendirdi. Ege Denizi'nde, Sisam adasının 5 kilometre, Seferihisar'a 20 kilometre uzaklıkta bir fay hattının kırılması sonucu yaşanan deprem için "İyi ki deprem denizden geldi. Üzerinde yaşadığımız fay hatlarından biri kırılmış olsaydı, çok büyük bir facia yaşardık" ifadesini kullandı. Doğu-batı uzantılı bir fay hattının kırıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şu bilgileri aktardı: "Marmara depreminde olduğu gibi çok geniş bir alan, bu depremden etkilendi. AFAD'a göre 6.8, uluslararası sismolojik istasyonlara göre 7 şiddetinde yaşadığımız depremin ardından 4'ten büyük artçılar devam ediyor. 4'ü aşan çok sayıda deprem yaşadık. Depremin yoğunluğu, doğu-batı doğrultusunda tehlike yaratmayı sürdürüyor. Kuşadası tarafında, kırılan fayla bağlantılı faylar var. Aynı şekilde Gümüldür'deki fay da bağlantı. Gerilim, bu hatlara transfer olabilir. Kesin bir şey yok ama jeolojik yapı gereği, tetikleme durumu olabilir."
2007 öncesi binalar test edilmeli
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, denizde kırılan fay hattının yarattığı depremin, Bayraklı'da, Bornova'da bazı evleri yıktığını hatırlatarak, şu değerlendirmede bulundu: "Denizdeki fayın kırılmış olması, bizim için çok büyük bir şans. Karadaki faylar kırılmış olsaydı, çok büyük facia yaşardık ve daha çok bina yıkılırdı. Deprem tehlikesini azaltmaya yönelik çalışmalar yapmak zorundayız. Deprem master planını acilen hazırlamamız lazım. Bunu yıllardır söylüyoruz. 2007 öncesi yapılan binaların depreme dayanıklılığı mutlaka test edilmeli."