Türkiye'de ve dünyada koronavirüs (Kovid- 19) salgınıyla mücadele eden sağlık çalışanları, daha fazla vakit geçirdikleri yoğun bakım servislerinde salgına karşı mücadele konusunda uzmanlaştı. Kovid-19 hastalığının özellikle akciğerlerde oluşturduğu tahribatla ölümlere sebep olması, yoğun bakım servislerinin öneminin daha da iyi anlaşılmasını sağladı. Daha önce yoğun bakım servislerinde travma, sepsis, trafik kazası, zehirlenme, boğulma vakaları ve büyük ameliyatlara bağlı gelişen sağlık sorunları yaşayan hastaları tedavi eden yoğun bakım çalışanları, Kovid-19 salgını sürecinde ise çok fazla bilinmeyeni olan bir virüsle savaşmaya başladı. Mart ayından itibaren tüm mesailerini yoğun bakım servislerinde geçiren sağlık çalışanları, 2 kat koruyucu elbise, eldiven, maske ve gözlükle görev yapmaya çalışıyor. Henüz ilaç ve aşı bulunamaması, kişiden kişiye farklı belirti ve hasarlar göstermesi nedeniyle doktorlar, Kovid-19'a karşı farklı tedavi yöntemleri geliştiriyor.
'YAŞAYARAK ÖĞRENDİK'
Meslek hayatının 40 yılını hastanelerin yoğun bakımında geçiren uzman doktor Nagihan Altıncı Karahan da Kovid-19'un mesleklerinde yarattığı değişime dikkat çekiyor. İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Kovid-19 Yoğun Bakım Servisi Sorumlu Hekimi olarak görev yapan Karahan, mart ayından bu yana mesaisinin büyük bölümünü Kovid- 19'a karşı hayat mücadelesi veren hastaların yanında geçiriyor. "Pandeminin ne olduğunu yaşayarak öğrendik. Biz bunu bir seferberlik kabul ettik." diyen Karahan, Kovid-19'un hiçbir hastalıkla karşılaştırılamayacağını söyledi.
'AŞI BULUNMALI'
Yoğun bakıma gelen her hastada farklı bir deneyim kazandıklarını aktaran Karahan, "Kovid- 19 şahsa özgü bir hastalık. Uygulanan tedavi her hastada aynı yanıtı vermiyor. En önemli özelliği de hızlı yayılması" dedi. Karahan, yoğun bakım servisine her girdiğinde kendini evine gelmiş gibi hissettiğini, mesai arkadaşlarına bu hastalığın tedavisinin bulunacağını söyleyerek moral verdiğini ifade etti. Kovid-19 ile birlikte tıp biliminde birçok şeyin değişmeye başladığının altını çizen Karahan, "Bu hastalığın ortaya çıkmasıyla birlikte mesela çok farklı branşların birlikte çalışma ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Bu hastalığın tedavisi bulunsa bile bence sağlık çalışanları uzunca bir süre insanların vücutlarında oluşan hasarları tedavi etmekle ilgilenecek" ifadelerini kullandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Anesteziyoloji ve Yoğun Bakım Kliniğinde görevli 33 yıllık hekim Prof. Dr. Mehmet Uyar ise, "Artık hastane denilince akla ilk gelen sorulardan birinin yoğun bakım kapasitesi. Beklentimiz aşının bulunması" dedi.