Koronavirüs (Kovid-19) salgını tüm düyada sağlığı olduğu kadar ekomomiyi de vurdu. İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Kovid-19 ile birlikte salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirgemek adına geçtiğimiz nisan ayında açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ile yaklaşık iki milyon mükellefin nefes aldığını belirtti. Kestelli, İTB olarak bundan sonraki yol haritasını açıkladı. Türkiye ve İzmir ekonomisini Kovid- 19 ile birlikte gelen yeni normalleşme sürecini yorumlayan Kestelli, "Açıkçası hem sağlıkta hem ekonomide yeni normalleşme sürecinin henüz başındayız. Dünya çapında her gün açıklanan veriler ikinci dalga riskinin halen tam olarak bertaraf edilemediğini ortaya koyuyor. Bu nedenle de endişe devam ediyor. Öte yandan, salgınının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirgemek adına Nisan ayında açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ve ardından alınan ek önlemlerin olumlu ve yerinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu paket ile yaklaşık iki milyon mükellefin SGK, kredi ve vergi ötelemeleri altı ay ertelendi. Bazı sektörler bir nebze de olsa nefes aldı. Ancak mesela tekstil ve konfeksiyon sektörü mücbir sebep kapsamında yer alırken, faaliyetleri gereği sadece bu sektörlere mal satabilen çırçır işletmeleri mücbir sebep kapsamına giremedi ve bu avantajlardan faydalanmaları mümkün olmadı. Öncelikle bu tür farklılıkların giderilmesinin gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca geri ödeme için belirlenen takvimin uzatılmasında da sonsuz fayda var. Mart-Nisan- Mayıs aylarında neredeyse hiç çalışamayan,; üretim yapamayan firmaların, bu kayıpları Ekim ayına kadar yerine koyabilmesi çok zor görünüyor. Bu süreçte Türkiye genelinde ve İzmir özelinde yapılması gereken en önemli şeyin, üretim ekonomisini ön plana almak olacağını düşünüyoruz. İşsizliğin bir tehdit olarak karşımızda durduğu, pazarların daraldığı, stokların arttığı bu olağanüstü dönemde tarımdan sanayiye her alanda üretici kaslarımızı güçlü tutmamız ve uzun vadeli planlama yaparak nitelikli üretime yönelmemiz gerekiyor" dedi.
'TARIMIN SİLİKON VADİSİ'
Borsamızı iştigal alanı olan tarım ve gıda sektörleri ile bu sektörlerdeki ürünlerin ticaretinin kovid-19 salgınından nispeten daha az etkilendiğini belirten Kestelli, "Ancak sektörün kronikleşen sorunları yerli yerinde duruyor. Tüm bunları aşmanın ilk şartının eğitim olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle Borsa olarak tüm motivasyonumuzu 'Borsa Akademi' altyapısını oluşturma ve müfredat içeriğini zenginleştirmeye yönlendirdik. Borsa Akademi çatısı atında verilecek eğitimlerle zeytinden pamuğa kadar bölgemize özgü ürünlerde üreticiden tüketiciye kadar tüm kesimlerin bilgilendirilmesini ve bilinçlendirilmesini çok önemsiyoruz. Diğer yandan da tarımın geleceğini planlamaya da devam ediyoruz. Borsa olarak yakın geçmişte Ege Üniversitesi ile Tarım 4.0 Raporu'nun hazırlamıştık. Bu rapor bir yol haritasıydı. Mevcut durumu ve neler yapılması gerektiğini ortaya koyuyordu. Şimdi de teoriden işin pratiğine geçiyoruz. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Menemen Çiftliğinin bir tarımsal eğitim merkezi, tarım-teknoloji uygulama merkezi, sürekli eğitim merkezi, ileri teknoloji uygulamaları yapan akıllı çiftlik formatında bir örnek modele dönüşmesini sağlamak üzere, İzmir Kalkınma Ajansı Fizibilite Destek Programları kapsamında sağladığımız destekle çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bu konuda hayli iddialıyız. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Menemen Çiftliğinin, Türk tarımının Silikon Vadisi olmasını hedefliyoruz" dedi.