Yurt dışındaki hastaları Türkiye'ye getirerek tedavi ettiren Mest Group Assistance, sağlık turizminde yeni bir çığır açtı. Yurt dışındaki hastaların Türkiye başta olmak üzere ve dünya üzerindeki en iyi diğer hastanelerde tedavi olmalarına yardımcı olan Mest Group Assistance, Kanada'da şube açtı. Medifema Hastanesi Başhekimi ve Kurucu Ortağı Op. Dr. Fatih İnmez'in yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Mest Group Assistance, Adam Evren Garipoğlu'nun sahibi World17 şirketiyle yaptığı ortaklık sonucu artık İzmir'den Kuzey Amerika'ya şifa dağıtmaya başladı. Egeli SABAH'a Mest Group'un faaliyetlerini anlatan Op.Dr. Fatih İnmez, "52 kişilik ekibimiz var. Bunlardan 8 tanesi Libya, Ürdün, Pakistan, Rusya ve Türkiye'deki doktorlardan oluşuyor. Anlaşmalı olduğumuz doktorlara anlaşmalı olduğumuz hastalar geldiğinde muayene ediliyor. Hastalık için teşhis konuyor. Evraklar Mest Group'a gönderiliyor. Mest Group doktor ekibiyle bunu değerlendiriliyor. En iyi yerde cihaz ve doktor neredeyse hasta oraya yönlendiriliyor. 'Biz bu hastayı değerlendirdik x ülkedeki x hastanede tedavi olabiliyor' diyoruz. En iyi cihaz ve doktor neredeyse oraya gönderiyoruz. Ben bu hastanın vizesini ve uçak biletini alıyorum. Konaklamalarını transferlerini yapıyorum. Tedavisi bittikten ve kontrol olduktan sonra hastanın bağlı olduğu şirkete 'hastanızın işi bitti. Ülkesine geri gönderiyorum' diyorum" dedi.
SAĞLIKTA İLK 3'TEYİZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok ciddi desteğiyle şehir hastanelerinin ortaya çıktığına vurgu yapan İnmez, şöyle konuştu; "Şehir hastanelerinin derleyici özelliğinin yanı sıra sağlık turizmi için önem taşıyor. Sağlık turizmi için böyle devasa hastaneler kuruluyor. Şu an Sağlık Bakanlığı'nda USHAŞ (Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.) dediğimiz bir anonim şirketi kuruldu. Başında Sağlık Bakan Yardımcımız genel müdürlüğünü yapıyor. Bu sağlık turizmine ciddi bir önem verildiğini gösteriyor. Elimizdeki cihazlar pek çok ülkede bulunmuyor. İstanbul'daki MR sayısı İngiltere'deki toplam MR sayısından daha fazla. Türkiye'deki sağlık sistemi dünyadaki sayılı Hindistan, Tayland, Çekya gibi sağlık turizminde öncülük eden ülkelerin arasına girmiş durumda. Bizim hastanelerimiz oradaki hastanelerden daha kaliteli. Dünyanın her yerinde tedavi yaptıran bir kuruluşun başındaki kişi olarak söylüyorum. Bence Türkiye dünyadaki ilk üç ülke arasında. Herkesin gıpta ile baktığı çekim merkezi haline geldik. Bu paralel şekilde sağlık turizmine de yansıyor." Kanada'nın kendileri için önemli bir ülke olduğunu anlatan İnmez, "Sağlık turizminin kontrol altına alınabilmesi için devlet bir sertifikalandırma yaptı. Türkiye'de 49 tane sertifikalı aracı kuruluş var. Biz lisanslı bir aracı sağlık kuruluşu olarak hizmetimizi dünyanın her yerinde devam ediyoruz. Bundan dolayı bu sistemi kontrol altına aldığı için devletimize teşekkür ederiz. Kanada gibi ülkelere gittiğimizde bunlar kesinlikle dikkate alınıyor. Oradan lisans olmadan hiçbir hastayı getiremiyorsunuz. Kanada'da sağlık sistemi çok çok yetersiz. Orada özel sağlık sektörü yok. Özel diye bir kavram yok. Eğitim ve sağlık, Kanada vatandaşlarına ve çalışma izni olanlara ücretsiz. Aile hekimliği gibi bir sistem var. Sağlığa ulaşmak bu yüzden çok zor. Kanadalı bir kişinin göz rahatsızlığı için doktora muayene olması en az 3 ay. Örneğin 3 ay geçti ve muayene olduktan sonra 'katarakt' dediler. Ameliyat için 6 ay geçmesi gerekiyor. Bir insanın 9 ay boyunca tedavi olması mümkün değil. Mesela beyninizde tümör var. Aciliyeti yoksa 54 hafta sonra ameliyat. Kanadalılar bundan neden memnun? Para ödemedikleri için memnunlar. Daha iyisini görmedikleri için bu sisteme artık alışmışlar" dedi. 3 yıllık süreçte Türkiye'ye tedavi için 3 bin 125 hasta getirdiklerini anlatan İnmez, "Bunun bin 525'i İzmir'de tedavi oldu. Bu hastalara saç ekimi ya da estetik operasyon yapılmadı. Onkoloji başta olmak üzere böbrek, karaciğer nakli, beyin cerrahisi gibi tedaviler uygulandı. Mest Group olarak Türkiye'ye 82 milyon 237 bin 638 lira para girişi yapmışız. Mest Group olarak ülkemize katkımız bu açıkçası. Dünya devleri ile yarışır hale gelmek için uğraşıyoruz. Ülkemize gelen hastalara İstanbul ve İzmir'i de tanıtıyoruz. İngiltere Londra, Singapur, Karadağ, Türkiye'de toplamda 3 yer olmak üzere dünyanın 5 farklı ülkesinde hizmet veriyoruz. Sağlık turizminin Türkiye için de toparlanması gerekiyor. Biz bu konuda devreye giriyoruz" diye konuştu.
ŞİMDİ ÖDEŞME ZAMANI
KANADA'DA faaliyet gösteren danışmanlık kuruluşlarından World 17'in Yönetim Kurulu Başkanı Adam Evren Garipoğlu ise, "Bir zamanlar Meksika sağlık turizmi için Kanadalı ve Amerikalıların en çok gittiği ülkeydi. Ancak önce 2 bin dolar deyip sonra 20 bin dolar fatura çıkartılınca insanlar buralara gitmekten vazgeçti. Hastalara gece ekstra ilaç verip faturayı yükseltmişler. 2 bin dolar fatura 20 bin dolara çıkmış. El Salvador'dan Türkiye'ye saç ektirmeye gelen insanlar var. Para böyle bir şey. Kanada'da doğmuş biri olarak dışarıdan birçok şeyi çok tatlı yapar. Size şeker veren bir adamdır. Ama kazın ayağı öyle değil. Bursa'da 189'dan fazla Kanadalı şirket var. Kanada'da mercimeğin yüzde 98'i gelir. Kanadalılar buradan mercimek tohumu alıp yetiştirmişler bize satıyorlar. Onlar bizim madenlerimizi işleyiş bisiklet olarak satıyorlar. Biz de onlara sağlık hizmeti veririz. İzmir'in de markalaşması lazım. Mest Group Türkiye'de çığır açtı. Çok önemli bir şey var. Komplikasyonlar verilen ücrete dahil. Bunu Türkiye'de adam akıllı kimse yapmıyor. Sağlıkta her şey dahil sistemi uyguluyoruz. Zaten Kanadalıların mantığı da budur. Turizmde de Kanadalılar her şey dahil sistemini seviyor. Otele gittiğinde cebinden bir kuruş fazla çıksın istemiyor. Medifema'nın yaptığı şey bir hizmet ihracatı. Hizmet ihracatı için beyne gerek var. Çok iyi yerlere gidebilecek bir proje" diye konuştu.