Çayçı Bayram Akbaş, 31 Mart Yerel Seçimleri'nin ardından Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy tarafından 283 arkadaşıyla birlikte haksız yere işten çıkarıldı. Bayram Akbaş uğradıkları haksızlıkları anlatmak ve işlerine iade edilmek için 22 Ağustos günü bisikletle başkente doğru yola çıktı. Amacı "Namus sözü veriyorum kimse işten atılmayacak" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na derdini anlatmaktı. Bir hafta sonra Ankara'ya ulaştı. Soluğu CHP genel merkezinde aldı. Ancak binanın güvenlik görevlileri Akbaş'ın içeri girmesine izin vermedi. Sözde "halkçı" sözde "sosyal demokrat" CHP İzmirli işçiye kapı duvar oldu. 15 gündür randevu almaya çalışan 4 çocuk babası işçi kapıda kaldı. Güvenlik görevlisinin söylemesine bina da kimse yoktu. Bisikletli adamdan korkan CHP kaçmıştı. Akbaş, CHP milletvekilleriyle görüşürüz ümidiyle TBMM'ye gitti. CHP'li kimse çaycıyı kabul etmedi. Çaresiz kalan Akbaş, Anıtkabir'e giderek Atatürk'ün huzuruna çıktı. Burada Atatürk'ün kurduğu partinin kendisine yaptıklarını, kurucusu olduğu partinin kimlerin elinde oyuncak olduğunu ve ne hallere düştüğünü, halkı nasıl çaresiz bıraktığını anlattı.
AILEDEN DESTEK
SABAH'a özel açıklamalarda bulunan Akbaş, "Bisiklete iki sene önce sigarayı bırakınca aldım. İlk defa böyle bir deneyimim oldu. 610 kilometrenin yaklaşık 100-110 kilometresini yürüyerek geçtim. Çocuklarım yolculuk kararımı olumlu karşıladılar, eşim biraz tuhaf baktı. 50 yaşında adamsın bisikletle Ankara'ya mı gidiler diye endişeleri vardı ama inatçı biri olduğumu bildiği için üstelemedi. Çocuklarım bir süre sonra arayıp sitem etmeye başladılar. Sağ olsunlar ablalarım, ağabeylerim, akrabalarım destek oldular. Amacımız ses getirmek yoksa uçakla bile gelebilirdim" diye konuştu.
RANDEVU TALEP ETTI
Bir süre genel merkez önünde bekleyeceğini ifade eden Akbaş, "Haberimiz yoktu gibi bahanelerin arkasına sığınmasınlar diye bir müddet burada kalacağım. Bir haftadır yollardayım, tüm Türkiye'nin haberi var, 15 gündür randevu talebinde bulunuyorum. Çabalarım sonuçsuz kalırsa eğer kendilerinde olmayan bir vasıf üzerine yemin ettiklerine kanaat getirip buradan ayrılacağım. Sonuç alamasam bile bu benim suçum değil haksızlığı yapanların suçudur. Göz yumanların, söz verip tutmayanların suçudur. Ama yine de umudum var. Umarım bir sonuç alırım ve biz paramızı, haksız yere çıkarılanlar da işlerini geri alırlar" şeklinde konuştu. İşe geri dönüş süreciyle ilgili gerekli adli süreci başlattığını hatırlatan Akbaş, şöyle devam etti: "Davayı kazanırsam ve başkan yine de seninle çalışmak istemiyorum derse tazminat davası açacağım. Geri alınan 15-20 kişiyi tanıdıklık durumuna göre aldılar. Milletin gözünü boyamak içinde bu işe alınan arkadaşlar etrafta, yakında sizi de işe tekrar alacaklar diye konuşmaya başladılar ama inandırıcı gelmiyor tabi. Son olarak sözleşmemizin tek taraflı feshedilmesi söz konusu değil. Maaşlarımızın tamamını da vermiyordu zaten. Mağduriyetimiz olmasaydı, işimizde olsaydık daha iyi olurdu ama olmadı. Keşke böyle olmasaydı, halk olarak hakkımızı aramaya geldik, bu hak arama mücadelesinde yardımcı olan herkese çok teşekkür ediyorum."