İzmir'in Çiğli ilçesinde oturan Gülçin Mersinli (45) ve Göksel Mersinli (53 çifti, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen evliliklerini uzun yıllardır büyük bir bağlılıkla sürdürüyor. Elektrik işleri yapan Göksel Mersinli'nin 12 yıl önce geçirdiği beyin kanaması sonucu yatağa bağımlı hale gelmesiyle birlikte yaşamları alt üst olan aile, hayatlarına, birbirlerine daha sıkı sarılarak devam ediyor. Göksel Mersinli'nin tüm ihtiyaçlarıyla büyük bir özveriyle ilgilenen ve yaşamını onun bakımına adayan Gülçin Mersinli, eşinin elini hiçbir zaman bırakmadı. Evlenirken birbirlerine, 'İyi günde, kötü günde' diyerek söz verdiklerini ifade eden Gülçin Mersinli, "Zorlandığımız günler oldu ama hiçbir zaman yanından ayrılmadım, ayrılmayı da düşünmedim. Bir süre, ayrılalım diye bana kötü dahi davrandı. Çünkü benim onunla ilgilenmek, yanında durmak zorunda olmadığımı düşünüyordu. 'Ayrılsak sen beni, ben seni nasıl göreceğiz' diye sordum. Ayrılmak istediğinde sadece benim iyiliğimi düşünüyordu. Güzel bir hayat yaşadık, insanların birbirini sevmesi planlı durum değil. İnsanlar artık bunları kaçırıyor, sabırları yok" dedi.
'BİRBİRİMİZİ BIRAKMAYIZ'
Biri 22, diğeri 27 yaşında olan iki çocuklarıyla birlikte mutlu bir hayat sürdürdüklerini söyleyen Gülçin Mersinli, "2007 yılında eşimin kronik hale gelen baş ağrıları sebebiyle sürekli doktora gidip gelmeye başladık. 1 haftanın sonunda banyoda fenalaştı. Ege Üniversitesi Hastanesi'ne başvurduk, burada beyin kanaması geçirdiği ve komaya girdiği ortaya çıktı. 5 gün kadar yoğun bakımda kaldı. Hastanede 2 ay boyunca yattı. İlk hasta olduğu günden sonra 8 kere ameliyat geçirdi. Şu anda ise yalnızca konuşabiliyor ve sağ kolunu kullanabiliyor. Biz nişan alışverişine çıktığımızda eşim benim elimi tuttu. Galiba her şey o an başladı. Oradan sonra da o eli hiç bırakmadım, o da benimkini bırakmadı" dedi.
'SEVGİMİZ BİZE YETER'
Oturma yetisi olmaması ve vücudunun dengesini sağlayamaması nedeniyle tekerlekli sandalyeyle dahi bir yere gidip gelemeyen Göksel Mersinli ise, "Hiçbir konuda bir şeye ihtiyaç duymadan yaşamaya çalışıyoruz. Bizim tek ihtiyacımız birbirimize olan sevgimizin sonsuza kadar sürmesi. İyi kötü her şekilde ihtiyaçlarımızı görüyoruz. Bunca zamandır eşimin bana 'of' dediğini duymadım. Gülçin dediğiniz zaman benim ilk günden beri kalbim başka atıyor. O, iki doğum yaptı, iki doğum sırasında ben bin doğum yaptım. Bazı şeyler, hisler karşılıklıdır. Hayat paylaşım üzerine, ödün vermek, kendinden vermek ve başka bir şey yaratmak üzerine kurulu" diye konuştu.