Peş peşe iki cihan harbinin ardından, dünya kalleş bir savaşın içine sürüklendi.
Cephe de belirsizdi artık, düşman da!
Kendi evlatlarına kıyamayanlar, emperyal planları için cehaletin pençesindeki taşeronlarını sahaya sürüyordu!
Kiralık katillerle kalleşçe arkadan saldıran devletler, delil bırakmadan, hatta timsah gözyaşları dökerek vuruyordu!
Suçüstü olsalar bile inkar ediyor, teröre sahte lanet okuyorlardı!
ASALA, PKK, FETÖ, DEAŞ, El Kaide, Taliban ve
benzeri taşeron örgütlere
değirmenin suyu
uzaklardaki o gizli
ellerden akıtıldı, hala
da akıtılıyor!
Vekalet savaşı denen bu kalleş cihan harbinden en çok çeken ülkelerden biri de Türkiyemiz!
Israrla Türk düşmanlığı pompalanıyor.
İşin ironik tarafı, yeni dünya düzeninin baronları hem bize vuruyor hem de bizi suçlu ilan ediyor!
Bu kanlı oyun gizli oynansa da küresel planlara yön veren düşünce kuruluşlarının raporlarındaki satır araları ipuçları veriyor.
Ege Üniversitesi'ndeki doktora derslerim, o raporları perde arkasından okumayı ve gelecekteki muhtemel tehlikeleri görebilmeyi sağladı bana.
2025/2050 projeksiyonları, terörün ağırlık merkezinin
Ortadoğu'dan Asya- Pasifik'e kayacağını gösteriyordu.
Çin'in ve
Hindistan'ın hem nüfus hem de ekonomik yükselişi büyük tehdit görülüyordu!
BATI'DAKİ TEHLİKE
Sovyetler'in devamı
Rusya zaten tescilli düşmandı!
Gereği yapılmalıydı!
Türkiye'nin yönünü Doğu'ya, doğduğu topraklara çevirmesi, Türk dünyasıyla kucaklaşması da Batı için riskti!
Üstelik 15 Temmuz, bu uyanışı güçlendirmiş, NATO'nun gerçek yüzü karşısında ülkemiz Doğu'ya, köklerine daha sıkı sarılmıştı.
Epeydir Afganistan'dan Pasifik'e uzanan Asya hattı karıştırılıyor, kaosa giden yolun taşları döşeniyordu.
En son Müslüman görünümlü militanlar Suriye'den o bölgeye taşındı.
Emperyalistlerin hezimete uğradığı
Çanakkale Savaşı'nın 104'üncü yıldönümünde de bir Anzak sahneye çıkarıldı!
Çanakkale'de kimin için savaştıklarını bilmeden Mehmetçiğe saldıran ataları gibi o da silahını ateşledi.
Yeni Zelanda'daki cami saldırısı, Türk ve Müslüman düşmanlığını Çanakkale'nin yıldönümünde Asya'ya yayma,
barışı dinamitleme amaçlı korkunç bir kışkırtmaydı!
Asya-Pasifik planları için düğmeye basıldığı, bundan sonrasının daha sancılı geçeceği ne yazık ki görünen köy misali!
2025/2050 projeksiyonlarının satır aralarındaki mesajlar ve yaşananlar bize bunu söylüyor!
Doğunun, doğduğumuz toprakların bu tehlikeyi görmesi,
Garbın afakında saklı tuzağa düşmemesi gerekiyor!..