İzmir Bornova'da; Gürpınar, Kemalpaşa, Işıkkent, Doğanlar, Mevlana, Ümit mahallesinde yaşayan 70 bin insan, çevrelerini saran taş ocakları ve mıcır tesislerinin yerleşim alanlarına yakınlığından şikayetçi. Tesislerin Pınarbaşı bölgesinin başına bela olduğunu söyleyen Kemalpaşa Mahalle Muhtarı Koray Doğru, "Mahallemiz gelişemiyor, sıkışıp kaldık. Ocakta yapılan patlatma işlemi nedeniyle çok fazla sorun yaşıyoruz. Çıkan toz, birçok hastalığa neden oluyor. Mahallede yaşayan vatandaşlar ciddi sağlık sorunları ile boğuşur hale geldi. Yaşanan sağlık sorunlarını belgeleri ile birlikte yetkililere sunduk. Gereğinin yapılmasını istiyoruz" dedi. Ormanlık alanda faaliyet gösteren ve yerleşim yerlerine 300 metre uzaklığı bulunan ocakların KOAH, astım gibi hastalıklara neden olduğunu öne süren Gürpınar Mahalle Muhtarı Osman Özdemir ise, "Gençlerin tabutlarını taşımak istemiyoruz" diye konuştu. Bölgede faaliyetini sürdüren ocaklara, siyasi partilerden de tepki geldi. Bornova Belediyesi'nin AK Partili Meclis Üyesi Mehmet Arıcı, Türkiye'nin hiçbir bölgesinde yerleşim yerlerine bu kadar yakın mıcır ocaklarının bulunmadığını ileri sürdü. İzmir Büyükşehir Meclisi CHP Grup Sözcüsü Bülent Çetinkaya da, "Önümüzdeki yıl bu bölgede bir lise inşaatı başlayacak ve lisenin yapılacağı alan mıcır ocağına 300 metre mesafede. Biz bu tesislerin kaldırılarak, tahrip edilen orman alanlarının yeniden ağaçlandırılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
KOAH ARAŞTIRILSIN
Pınarkent Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Birol Turhaoğlu da ocaklara ruhsat verilmemesi gerektiğini ifade etti. Gürpınar Mahallesi İlkokulu'nun, ocaktaki her patlatma işleminde sarsıldığını ve okuldaki çocukların 'deprem oluyor' diye kendini dışarı attıklarını söyleyen Turhaoğlu, "Evlerimizin camlarını açamıyoruz. 500 öğrencinin psikolojisi bozuldu. Sağlık müdürlüğü buradaki KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hastalarının sayısını araştırsın. Bundan 5 yıl önceki sayı kaçtı, şimdi kaç? Burada halk sağlığını tehdit edecek bir mesafede bir tesis istemiyoruz" dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından kurulan ve hava kalitesini ölçen cihazdan aldıkları sonuçların vahim olduğunu söyleyen mahalle sakinlerinden Ayhan Gümüşer, "Mıcır ocağının yarattığı hava kirliliğini ölçmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Müdürlüğü'ne müracaat ettik. Buraya hava kalitesini ölçmek için seyyar bir cihaz getirdiler. Cihaz, iki ay boyunca havayı gece ve gündüz ölçtü. Elimizdeki belgeye göre, buradaki konsantrasyon değeri PM10. Partikül madde (hava kirleticiler) konsantrasyon değerleri 23 gün aşılmış. Yani havada, insan sağlığına zararlı partikül maddeler fazlasıyla var. Burada 10 çocuktan 3'ü astım hastası olarak doğuyor. Şu anda bizim havamız zararlı, bu havayı solumamamız gerekiyor. Elimizdeki bu resmi belge ile ÇED iptal davası açacağız" dedi. Pınargücü Spor Kulübü futbol takımında oynayan ve Kemalpaşa mahallesinde bulunan futbol sahasında antrenman yapmak zorunda kalan öğrencilerden Mehmet Akif Kaça (15) ile Kadir Özbudak (15), kirli havadan etkilenmemek için antrenman sırasında maske takıyor. Mehmet Akif Kaça, "Burada bulunan ocaktan çevreye çok fazla kirli hava yayılıyor. Biz de bu nedenle antrenman yapamıyoruz. Maske kullanmak zorunda kalıyoruz diyerek" dert yandı. Kadir Özbudak da sağlığını korumak için maske taktığını anlattı.