Bizim ülkemizde yılda 1,5 milyon bebek dünyaya geliyor. Bu, aynı zamanda bir o kadar annenin de doğum yaptığı anlamına geliyor. Dolayısıyla her yıl 3 milyon insanın sağlık ve beslenme bakımından biraz daha fazla dikkat ve hassasiyete ihtiyaçları var. Sadece sağlık ve beslenme değil tabi, bu bireylerin aile ortamı da bir o kadar önemlidir..
***
Eskiden Kale'sinden Kule'sine kadar derdik, Başkentin hinterlandını ifade etmek için.. Şimdi bu ifade Ankara'yı kuşatmıyor, içeride bile kalıyor.
Söz gelimi yalnızca Aydınlıkevler'de 500 bin nüfusun yaşadığı, bir Ankara'dan söz ediyoruz. Ankara hem yatay hem dikey büyüyor artık, şehir sınırı il sınırı oldu ki belediyenin büyükşehir hizmet sınırı da zaten o sınırlardır.
Başkent için 6 milyon nüfustan söz ediliyor, böyle yoğun bir nüfus içinde annelerin, bebeklerin çok özel bir yeri vardır ve olmalıdır.
"Hiçbir bebek annesiz büyümesin, hiçbir anne evlat acısı çekmesin" Kim katılmaz bu temenniye?! Bir dua, bir yakarış gibi olan bu dileğe katılmamak mümkün mü?! Minicik bebeklerin anneleriyle beraber ve tüm aile bireylerinin her bakımdan hassasiyete ihtiyaçları var. Sokaktan geçen bir sürücünün korna çalarken bile bunu düşünmesi lazım.
Etrafta, her hangi evde mışıl mışıl uyuyan bir bebeğin o korna sesi ile nasıl irkileceği hiç hatırdan çıkarılmamalıdır.
***
Son yıllardaki araştırma ve gelişmelerin doğum hekimliğini çok değiştirdiği, genetik alanından, anne karnındaki bebeğe ve doğum sonrasına kadar teşhis ve tedavide pek çok şeyin inanılmaz şekilde değiştiği, ancak bunun muntazam takibe bağlı olduğu uzmanlarınca ifade ediliyor. Dünyada her yıl 500 bin anne ölümü oluyor ve bu ölümlerin yüzde 99'unun gelişmekte olan ülkelerde meydana geliyormuş. Ülkelerin bu alandaki bütün çabaları; anne ve bebek ölümlerini azaltmak ve sezaryen oranını düşürmek olarak açıklanıyor. Bebek ölümleri zaten ülkelerin gelişme indeksinde çok önemli bir ölçüt.
Yani nasıl bir memlekettir ilk önce bebek ölümlerine bakarlar ve o ülkenin notunu verirler. Şimdi en yeni rakamı bizzat Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'dan veriyorum; açıklamayı bakanlığının bütçesi görüşülürken yaptı. Binde 40 olan bebek ölümü oranı 9,4'e ve binde 64 olan anne ölüm de 14'e düşmüş ki daha aşağılara düşmesi dileğiyle son derece sevindirici bir sonuç.
***
Böylesine bir hassasiyetin sağlık sektörü içindeki bir takım kurumlar ve elemanlarınca istismarı da hiç akıldan çıkarılmamalıdır.
Sezaryenle doğum oranındaki artışlar söyletiyor bize bunları. Bizim de maksadımız; öncelikle sağlıklı bir neslin yetişmesi, anne ve bebeklerin sağlıklı ortamda bulunmaları, doğum birimlerinde canını dişine takan uzman ve yardımcı personelin hatırdan çıkarılmamalarıdır.