İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato'nun talimatı ile İzmir polisi önceki gün 14 ilde eş zamanlı FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) operasyonu gerçekleştirdi. FETÖ/PDY'ye yönelik 3 Kasım'da gerçekleştirilen operasyonunun ikinci dalgasında haklarında gözaltı kararı verilen emniyet ve TÜBİTAK personelinin, kamuoyunda "Askeri Casusluk" davası olarak bilinen "Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma" davasının soruşturma sürecinde ev ve iş yeri aramalarına katıldıkları, sözde delillerin yerleştirilmesinde ve ele geçirilmesinde rol aldıkları, dijital veriler hakkında usule aykırı rapor düzenledikleri, usulsüzlük yaptıkları iddia edildi. Operasyonda aralarında polis şeflerinin de olduğu 18 kişi gözaltına alındı. Operasyon kapsamında halen 7 kişinin firari olarak aranırken, arananlar arasında bulunan TÜBİTAK çalışanı Burak Akoğuz'un Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Tübitak görevlileri Süheyl Mustafa Keskin ile Yalçın Çakmak'ın Rusya'ya kaçtığı ortaya çıktı.
RUSYA'YA KAÇTILAR
Egeli Sabah, yurt dışına kaçan firarı TÜBİTAK görevlileri Burak Akoğuz, Süheyl Mustafa Keskin ve Yalçın Çakmak tarafından 9 Haziran 2014'te hazırlanan sahte dijital analiz raporuna ulaştı. Askeri Casusluk operasyonunda ele geçirilen harici hard disk, flash bellek gibi veri depolama araçlarının içinden çıkan sahte bilgileri meşrulaştırmak için hazırlanan 69 sayfalık TÜBİTAK raporundaki çelişkiler dikkat çekti. Raporda mahkeme tarafından dijital verilerin el koymadan sonra herhangi bir tahrifat ve manipülasyona maruz kalıp kalmadıkları, imaj alındıktan sonra herhangi bir ekleme çıkarma yapılıp yapılmadığı soruldu. TÜBİTAK görevlilerinin ev aramalarında imaj alınmamasına rağmen, imaj alma tutanaklarının dijital delillere el konulduğunda oluşturulduğunu belirtip gerçeğe aykırı ifadeler kullanması dikkat çekti.
POLİS TUTANAĞI FARKLI
TÜBİTAK görevlileri tarafından incelenen deliller arasında Askeri Casusluk davası sanıklarından astsubay Saygın Özdemir'in evinden çıkan ve 22 ay hapis yatmasına neden olan hard disk de yer aldı. Saygın Özdemir'in ev aramasının ardından polisler tarafından oluşturulan tutanaktaki bilgiler TÜBİTAK raporunun gerçeğe aykırı olduğunu belgeledi. TÜBİ- TAK görevlilerinin raporda imajların deliller hemen bulunduktan sonra alındığını ifade etmesine karşın, polisler tutanakta hemen imaj alamadıklarını yazdı. Polis tutanağında, "Yukarıda bahsi geçen malzemelere teknik imkansızlık nedeniyle içlerinde şifrelenmiş program ve dosyalar olabileceğinden dolayı mahkeme kararına istinaden tarafımızca el konulmuştur" denildi. Normalde polislerin arama yaptıktan sonra evde dijital verilerin kopyasını hemen alması ve istenmesi halinde şüpheliye veya avukatına bir kopyasını da hemen vermesi gerekiyor. Ancak polislerin buldukları hard disk veya flash belleği incelemeden şifreli olabileceğini söyleyerek delillere el koyup, şüphelilere ve avukatlarına da istenmesine rağmen bir kopyasını vermediği ortaya çıktı. Polislerin buldukları delilde hiçbir inceleme yapmadıkları ve şifreli olduğuna dair de bir tespitlerinin olmadığı anlaşıldı.
UYUMSUZLUK YOK!
Askeri Casusluk davası sanıkları Bilgin Özkaynak, Narin Korkmaz, Saygın Özdemir, Onur Süer, Hakan Öğuzhan, Safiye Köten, Sunay Akkaya, Filiz Albayrak, Songül Akdin ve Meryem Bağcı'nın adresinden bulunan delillerin incelendiği raporun sonuç kısmında, "Yukarıda kapsamı belirtilen adli analiz incelemeleri bütüncül olarak değerlendirildiğinde normal kullanıcı davranışlarıyla açıklanamayacak bir uyumsuzluğa rastlanmamıştır" denilerek bulunan delillerin içeriğinin kimin evinde bulunduysa o kişiye ait olacağı vurgulandı.