Epilepsinin tekrarlayan nöbetlerle kendini gösteren bir hastalık olduğunu ifade ederek açıklamasına başlayan Doç. Dr. Sevim Türay, "Nöbet: anormal, kuvvetli ve hızlı bir elektrik akımı sonucunda beyin hücrelerinde oluşan, kişinin bilincinde ve/veya hareketlerinde görülen geçici değişikliklerdir. Nöbet geçirmek epilepsi hastalığı nedeniyle olabileceği gibi, çeşitli nedenlere bağlı da (ateş yükselmesi, kan şekeri düşüklüğü, kalsiyum, magnezyum, sodyum düşüklüğü gibi) olabilir. Bu nedenle sadece bir kez nöbet geçirmek ile epilepsi tanısı konulmaz." dedi.
Epilepsi hastalığı tanısı konması için bir kişinin birden fazla tekrarlayan nöbeti olması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Türay, eğer bir kez nöbet geçirmişse, nöbete ek olarak EEG ve beyin MR incelemelerinde epilepsi ile ilişkili bulgular saptanmasının gerekli olduğunu vurguladı.
"Epilepsi Bir Beyin Hastalığıdır"
Epilepsinin bir beyin hastalığı olduğunu ifade eden Doç. Dr. Sevim Türay, açıklamasına şu şekilde devam etti: "Hem çevresel faktörler (travma, ilaç, toksin, enfeksiyon gibi), hem genetik etkiler nedeniyle, hem de vücudumuzun diğer hastalıklarının beyni etkilemesi sonucunda epilepsi gelişebilir. Epilepsi beyni etkileyen birçok farklı nedenle meydana gelebilir. Bu durumları iki ana başlıkta toparlayabiliriz: Birincisi altta yatan nedenin saptanabildiği epilepsiler; beyinde oluşan yapısal ya da doğuştan bir bozukluğa bağlı, tümör, beyin hasarlanması, kaza ya da kanama sonucu olan zedelenmeler ve bilinmeyen nedenlere bağlı olanlar ve genetik (ailesel) geçişli epilepsilerdir."
"Her Yüz Çocuktan Biri Epilepsi Hastasıdır"
Epilepsi hastalığının en sık görülen nörolojik hastalıklardan biri olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Türay, "Epilepsi en sık 1 yaş altındaki çocuklar ve 65 yaş üstündeki bireylerde gözlenir. Tüm toplumda epilepsi görülme sıklığı binde beş, çocukluk çağında ise yüzde birdir. Yani her yüz çocuktan biri epilepsi hastasıdır. Bazı epilepsi türleri genetik kökenlidir. Anne babadan birinde epilepsi olması halinde çocuklarında epilepsi olması oranı yaklaşık yüzde altıya yükselebilir." şeklinde konuştu.
Çocuğun Epilepsi Nöbeti Geçirdiğini Nasıl Anlayabiliriz?
Epilepsi nöbetlerinin toplum tarafından şekliyle büyük nöbetler şeklinde olabileceği gibi, küçük nöbetler şeklinde de görülebildiğini ifade eden Doç. Dr. Türay, "Her epilepsi nöbetinde şuur kaybı olmayabilir, bazı nöbetler sadece uykuda görülebilir." şeklinde konuştu. Büyük nöbetler sırasında hastada şuur kaybı, kollar ve bacaklarda kasılma, sonrasında çırpınma, arkasından da derin ve hırıltılı bir solunum şeklinin ortaya çıktığını aktaran Doç. Dr. Türay, "Ağızdan köpük gelebilir, hasta dilini ısırabilir, idrar kaçırabilir ve dudaklarında, yüzde, ellerde morarma olabilir. Kasılma ve çırpınma dönemi 1-3 dakika süren bu nöbet aile için çok ürkütücü gelir. Bu nöbetleri ardından uyku hali izleyebilir." dedi.
Küçük nöbetleri ise ailelerin geç tanıyabileceği veya hiç fark edemediğini dile getiren Doç. Dr. Sevim Türay, sık görülen küçük nöbetler belirtilerini şu şekilde sıraladı: "Gözlerde boş bakma, gözün bir yere takılması şeklinde ortaya çıkan dalma nöbetleri, çevreye şaşkın bakınma veya birlikte, yalanma yutkunma hareketleri, kol-bacakta silkinme, atma veya anlık kasılma, başın ve gözlerin bir yana dönmesi, yüzde veya bedende ani kısa süreli atmalar, aniden başta veya tüm vücutta öne ya da arkaya doğru düşmeler, baş ve kolların öne ve içe doğru katlanması(sıçrama) spazm şeklinde nöbetler sayılabilir." Anne ve babanın doktora yeterli bilgi verebilmeleri için nöbetleri dikkatle gözlemesinin çok yararlı olacağını vurgulayan Çocuk Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Türay, "Hatta gören kişilerin nöbetleri videoya almaları bizim açımızdan tanı koymada çok önemlidir. Bazen çocukluk çağında görülen iyi huylu bazı hareketler aile tarafından yanlışlıkla nöbet sanılabilir. Bunları ayırt etmede bu videolar doktora çok yardımcı olacaktır." ifadelerine yer verdi.
"Erken Tanı ve Tedavi Çok Önemlidir"
Epilepsi hastalarının yüzde 60 ile 70'nin ilaç tedavisine iyi yanıt verdiğini ve tek bir ilaç ile kontrol altına alınabildiğini belirten Doç. Dr. Türay, "Bu hastaların büyük kısmında 2-3 yıllık bir ilaç kullanımı sonrasında tamamen iyileşme görülmektedir. Çocuklarda bu oranlar erişkine göre daha yüksektir. Bazı hastalar ömür boyu ilaç tedavisine devam ederler. Bazı hastalarda ise nöbetler ancak birden fazla ilacın bir arada kullanılması ile kontrol altına alınır ve bazen de alınamaz. Nöbetlerin kontrol altına alınamadığı bu tip epilepsilerde ketojenik diyet, steroid ve intravenöz immunglobulinlerin kullanımı, kannabinoid kullanımı, cerrahi tedavi gibi bazı tedavi seçenekleri gündeme gelebilir. Nöbetlerin erken tespit edilmesi ve kontrol altına alınması çok önemlidir. Devam eden ağır nöbetler çocuğun nörolojik gelişimini yavaşlatabilir, gelişim basamaklarını etkileyebilir. Okul başarısını ve algı düzeyini bozabilir. Ayrıca kontrol altına alınmayan, tekrarlayan büyük nöbetlerde hayatı tehdit eden riskler oluşabilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir." dile getirdi. Epilepsi krizi sırasında yapılması gerekenler hakkında da bilgiler paylaşan Doç. Dr. Türay, "Öncelikle sakin olmak şarttır. Hastayı panikleyerek çekiştirmek, sürüklemek, yüzünü ıslatmak, tokatlamak, kolonya sürmek gibi sık yapılan uygulamalar fayda sağlamaz. Hasta yavaşça yere yatırılarak yaralanmasını engellemek gerekir. Etrafındaki keskin ve sivri cisimler uzaklaştırılmalı, gözlüğü varsa çıkarılmalıdır. Solunum yolunun açıklığını sağlamak ve ağzındaki sekresyonların akciğerlerine kaçmaması için yan yatış pozisyonu vermek önemlidir.
Nöbet sırasında nöbetin kendiliğinden sona ermesini bekleyin, nöbet süresini takip edin. Bazı nöbetlerde kasılma olmayabilir. Hastanızda oluşan durumları anlatabilmeniz tanı ve tedavi için önemlidir. Etrafınızdaki diğer kişilerden doktora göstermek üzere video kaydı almasını isteyin. Boynuna sarılı bir şey varsa çıkarın, hareketleri engellemeyin, durdurmaya çalışmayın. Eklemlerde çıkmalara, uzun kemiklerde kırılmalara, yaralanmalara sebep olabilirsiniz. Ağzını açmaya çalışmayın, ağzına bir şey sokmayın. Çene kasları sıkıca kapandığından nöbet sırasında parmağınızı sokarak ağzını açamazsınız. Ancak yiyecek maddesi varsa çıkarmaya çalışın. Nefes alması güçleşirse, alt çenesini hareket ettirmeye çalışarak nefes almasına yardımcı olun. Hasta nöbet sırasında dilini ısırabilir, bunu önlemek için ağzına parmağınızı ya da kaşık gibi cisimleri sokmayın. Bu durumda eğer ağzı kendiliğinden açılmış ise bükülmüş bir kumaşı araya hafifçe sokabilirsiniz. Nöbet sırasında suya sokmayın. Ateşi varsa nöbeti sona erdikten ve kendine geldikten sonra ılık suyla yıkayabilirsiniz. Nöbetten sonra hastanın kendine gelmesi zaman alabilir. Sersemlik, kafa karışıklığı olabilir. Tamamen kendine gelene kadar yanından ayrılmayın. Dinlenmek veya uyumak isteyebilir. Çoğu nöbet 1-2 dakika da sonlanır. Eğer nöbet 3 dakikadan uzun sürerse, nöbetler üst üste tekrarlarsa, nöbet durduğu halde hastanın soluk alıp verme problemi varsa, hastanın nöbet sonrası uyku hali 1 saatten uzun sürerse, nöbet sırasında yaralanma meydana geldiyse ya da yaralanma sonrası bir nöbet meydana geldiyse, nöbeti olan kişinin şeker hastalığı varsa acil yardım isteyin" sözlerine ekledi.
"Çocuğu Endişeye Sevk Etmemeli, Aşırı Koruyucu Ve Kısıtlayıcı Davranmamalısınız."
Epilepsi hastalığı olan çocukların ailelerine tavsiyeler veren Doç. Dr. Türay, "Her şeyden önce hastanın normal bir çocuk gibi hissetmesini sağlamak gerekir. Çocuğu endişeye sevk etmemeli, aşırı koruyucu ve kısıtlayıcı davranmamalısınız. Hastalığının tedavisi olduğunu, ilaçlarını kullanırsa iyileşeceğini hissettirin. Çocuğun öğretmenleri ile işbirliği yapılıp eksik olduğu konularda destek eğitim alması, yetenekli olduğu alanların geliştirilmesi sağlamak önemlidir.E vet çocuğunuzun hayatında bazı kısıtlamalar olabilir; mesela tek başına yüzemez, yüksekten atlama, dövüş sporları gibi tehlikeli sporları yapamaz. Epilepsisi erişkinlikte devam ederse bazı meslekleri yapamaz. Fakat (doktorunuza danışarak) yapabileceği çok sayıda spor aktivitesi mevcut, ileride sahip olabileceği çok sayıda meslek var. Dünyaya büyük katkı sağlayan nice epilepsili ünlü insan mevcut. Julius Sezar, Büyük İskender, Napoleon Bonapart, Dostoyevski, Gustave Flaubert, Dante, Alfred Nobel, Tchaikovsky, Van Gogh bunlardan bazıları. Çocuğunuzun bir meslek sahibi olması, aile kurması, çocuk sahibi olması, normal bir hayat yaşaması için onu desteklemeniz ve hep yanında olduğunuzu hissettirmeniz yeterli." şeklinde açıklamasını sonlandırdı.