Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile birlikte mutabakat muhtırasına tepki gösteren Yunanistan ve Mısır dışişleri bakanları, izleyecekleri ortak stratejiyi ele aldılar. Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Mısır'ın başkenti Kahire'ye hareketinden önce Yunan To Vima gazetesine demecinde, deniz yetki alanlarının sadece komşu ülkeler arasında belirlenebileceğini, Türkiye ile Libya'nın komşu ülke olmadıklarını, dolayısıyla da söz konusu mutabakat muhtırasının uluslararası hukuka ve özelikle deniz hukuku sözleşmesine aykırı olduğunu iddia etti.
'TÜRKİYE'DEN ŞAH MAT'
Hürriyet'in haberine göre; Türkiye-Libya mutabakatının içeriği hakkında Yunanistan'da belirsizlik sürüyor. Mutabakatın nihai bir anlaşma mı, yoksa anlaşma yolunda bir adım mı teşkil ettiği tartışılıyor. Yunan Demokratia gazetesi mutabakat hakkında, "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de şah mat hamlesi" diye yazdı. Etnos gazetesi "Atina uykuda yakalandı" ifadesine yer yerdi. Kathimerini gazetesi Yunanistan'ın 45 yıldır hiçbir ülke ile deniz yetki sınırlarını belirlememiş olmasını eleştirdi. To Vima ise "Türkiye, eğer bu mutabakat muhtırasını BM'ye ilan ederse, durum daha da ciddi olacak" dedi.
LİBYA ELÇİSİNİ TEHDİT ETTİ
Yunan Dışişleri Bakanı Dendias Libya'nın Atina Büyükelçisi'ne, "Ya perşembe gününe kadar mutabakat muhtırasının içeriğini bize açıkla, ya da seni sınır dışı ederiz" şantajı yapmıştı. Dendias, Türkiye'yi "düşman" sayan Libya'nın doğusundaki güçlerin lideri Halife Hafter'e yakın Tobruk'taki "Temsilciler Meclisi" Başkanı Akile Salih'i Atina'ya davet etmeyi planlıyor. Mısır'daki Abdulfettah el Sisi yönetimi Hafter'i destekliyor.
İşte Türkiye'nin Libya ile vardığı ve Akdeniz'de dengeleri değiştiren mutabakatın tüm detayları...
DIŞİŞLERİ'NDEN NET CEVAP!
Yunanistan ve Mısır'ın Türkiye-Libya anlaşmasının hukuksuz olduğu yönündeki açıklamalarına ilişkin soruya yazılı yanıt veren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Bu, başta uluslararası hukuk içtihatlarını oluşturan mahkeme kararları olmak üzere, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri dahil, uluslararası hukuka uygun olarak imzalanmış bir anlaşmadır" dedi. Aksoy, gerçekte tüm tarafların, "Türkiye'nin kıyı projeksiyonunun adalarla kesilmeyeceğinin, iki anakara arasındaki ortay hattın ters tarafında kalan adaların karasuları dışında deniz yetki alanı yaratamayacağının ve deniz yetki alanları hesaplaması yapılırken kıyıların uzunluklarının ve yönlerinin hesaba katıldığının" farkında olduğunu ifade etti.