Kıtlık ilan edilen Somali'de, halkı açlık ve susuzlukla beraber salgın hastalıklar da vuruyor. Mogadishu'daki hastanedeki birçok çocuk; annesini, babasını ve kardeşlerini alan ölüme, tahta sedyelerin üzerinde, yardım kuruluşlarının gönderdiği ilaçlarla direnmeye çalışıyor. Hastalıkların birçoğu yetersiz beslenme ve vitamin eksikliğinden kaynaklanıyor. En öldürücü hastalık ise sıtma. Zorunlu olarak tüketilen sağlıksız sular, özellikle çocukları bu hastalığın pençesine düşürüyor. Yetersiz ve besin değeri düşük gıdaların tüketilmesinin neden olduğu hastalıklar ise yüzde 30 artmış. Hal böyle olunca, soluğu Mogadishu'daki tek hastane olan Banadir'de alıyoruz. Banadir sadece "dahiliye" ve "çocuk hastalıkları" bölümlerinin bulunduğu bir hastane.
ÖLÜMÜ BEKLERKEN
El yapımı, tahta sedyeler üzerindeki hastaların ve başuçlarında bekleyen yakınlarının umutsuzluğu yüzlerinden okunuyor. Daha hastaneden içeriye adım atar atmaz, yatacak bir yer bulamadıkları için koridorlara serilmiş yatan hastalar görüyoruz. Ellerindeki fişlerle hastanede bulunan sadece birkaç doktorun numarlarını okuyup, onları çağırmasını bekleyen insan kuyrukları uzayıp gidiyor. Bir hastabakıcı, kovadaki sütü odalardaki hastalara bardak bardak dağıtıyor. Odalardan birine kafamı hafifçe uzattığımda, kaburgalarını tek tek sayabileceğiniz kadar zayıf çocuğunun başında ağlayan bir kadınla karşılaşıyorum. Bir yandan da açlıktan kurumuş evladının yüzüne konan sinekleri kovmaya çalışıyor. İçeri girip çocuğun ismini sorduğumda, annesi "Selman" diye cevap veriyor. Yetersiz beslenme yüzünden yakalandığı hastalık kıpırdayamayacak kadar bitkin düşürmüş Selman'ı. Annesi Mana, oğluyla birlikte Beydava şehrinden Mogadishu'daki yardım kamplarına geldiklerini anlatıyor. Henüz 7 yaşındaki bu çocuk arkadaşları ile oynayıp, koşması gerekirken annesinin kucağında ölümün onları ne zaman ayırcağını bilemeden baygın vaziyette yatıyor. Hemen yanlarındaki sedye üzerinde kırmızı bir branda, üzerinde de şuurunu tamamen kaybetmiş bir çocuk var. Ali Muanine Nur henüz 2 yaşında. Yetersiz beslenmek zayıf düşürmüş bedenini. Afgoye şehrinden getirilmiş Banadir'e.
KİMİNİN TÜM AİLESİ
Odadan çıkıp koridorda yürümeye devam ettiğimde geniş bir salon çıkıyor karşıma. Ortaya bırakılmış 6-7 sedye üzerinde, kollarına serumlar takılı zavallı bedenler... Hemen önümde bir çocuk. Adı Ali Abdi, 3 yaşında. Babası Afyar Abdi, oğlunun yanı başında serumunu tutuyor. Ali'nin 5 kardeşi açlığa dayanamayıp ölmüş, 6 kardeşi ise halen Beydava şehrinde... Salonun ortasındaki sedyede yatan çocuğa, doktorlar serum bağlamaya çalışıyorlar. Adı Ahmed Abduki bu çocuğun. 4 yaşında. Anne ve babasını kaybetmiş. 5 kardeşinden 4'ü halen Holvadak kampında. Bir kardeşi ise 4 ay önce hayata gözlerini yummuş.
HEP O ACI TABLO
Kafamı ne yana çevirsem benzer acı tablolarla karşı karşıyayım. Hepsi hayata gözlerini birkaç yıl önce açmış ve o gün bu gündür acıdan, yokluktan başka bir şey görememiş. Çoğu ailesinden birilerini, bazıları tamamını kaybetmiş. Sağlığı, geleceği olmayan küçük bedenler... Daha da vahimi, Banadir Hastanesi'ne getirilen çocukların ve kadınların çoğu; gerekli müdahalenin yapılamaması nedeniyle hastalıklarından kurtulamıyor. Yani eninde sonunda, hepsi yaşamını yitiriyor.
YÜREK DAYANMAZ
Kıtlık ve açlığın vurduğu Somali halkı bir yandan da salgın hastalıklarla boğuşuyor. Bu durumdan en çok etkilenenler çocuklar oluyor. Hastaneye gelenlerin birçoğunun durumu açlığın getirdiği hastalıklardan kaynaklanıyor.
YARIN: Somali'deki Horvadak Kampı'nda hayata tutunmaya çalışan ailelerin mücadelesi. Uluslararası topluma acil yardım çağrısı: Yarın çok geç olabilir, şimdi hemen gelin.