Suudi Arabistan'ın müstakbel kralı Muhammed bin Selman, veliaht prens olduktan sonraki ilk yurtdışı ziyaretini Mısır'a düzenledi. Başkent Kahire'de Prens'in geçiş yollarında trafik durdurulurken şehrin tamamında yoğun güvenlik önlemleri alındı. Geçen Pazar akşamı Kahire'ye gelen Veliaht Prens Muhammed Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile bir araya geldi. İki ülke arasında farklı alanlarda 4 anlaşma imzalandı. Görüşmede Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin bu tür temaslarda söylediği "Körfez ülkelerinin güvenliği Mısır'ın güvenliğinin bir parçasıdır" sözünü ifade ettiği, ikili ilişkiler ve bölgesel konuların ele alındığı şeklinde rutin açıklamalar yapıldı. Veliaht Prens'in Kahire temasları, Kral Selman'ın 2016 Nisan'ında Mısır'a düzenlediği ziyarete bazı yönleriyle benzese de, yaşanan ilkler bakımından ilginç sahnelere neden oldu.
ZİYARETTE YAŞANAN İLKLER
Veliaht Prens Bin Selman'ın ilk yurtdışı ziyaretini Mısır'a yapmış olması zaten başlı başına bir mesajdı. 16 milyar dolarlık yatırım fonu, ziyaretin ekonomi ve yatırımlar alanında öne çıkan en önemli başlığı oldu. Bin Selman'ın Kahire temaslarındaki ilklerden birisi de Mısır Kıpti kilisesini ziyareti etmesiydi. Daha önce Kıpti lider Papa II. Tavadros ile Suudi Arabistanlı yetkililer görüşmüş, ancak kiliseyi ziyaret etmemişlerdi. Veliaht Prens'in Papa ile kilisede görüşmesinin yanı sıra Papa'yı Suudi Arabistan'a davet etmesi de dikkat çeken diğer ilk gelişme olarak kayda geçti. Ziyaretin başlangıcından itibaren, Mısır'ın Sina yarımadasında Suudi Arabistan'a toprak sattığı iddiaları konuşuluyordu. Konu bazı uluslararası haber ajanslarda yer almasına rağmen Mısır tarafından doğrulanmadı. Ancak ünlü televizyon programı sunucusu, rejim yanlısı Amr Edib iddiaları programına taşıdı. Edib "Mısır'ın toprak sattığı yönünde haberler yapılıyor. Prens Bin Selman'a bu konuyu sorduğumda bana 'Mısır ve Ürdün'ün NEOM projesine ortak olduğunu ve bu bağlamda Kahire ile 10 milyar dolarlık bir turizm yatırım projesi üzerinde anlaşıldığını, proje çizimlerinin 2018 yılı sonunda hazır olacağını, 2019 sonunda da inşaata başlanması için 2 milyar doların aktarılacağını' söyledi" dedi.
ARAP BİRLİĞİ RİYAD ZİRVESİ ÖNCESİNDE KRİTİK ZİYARETLER
Müstakbel Kral'ın ilk yurtdışı ziyaretini Mısır'a yapmasının simgesel birkaç özelliği var. Bunlardan biri de Suudi Arabistan'da 2017 yılının Kasım ayında, içlerinde ünlü milyarder Velid bin Talal'ın da bulunduğu prenslerin gözaltına alındığı operasyonla ilgili. Mısır yönetiminin söz konusu operasyona tam destek verdiği konuşuluyor. Mısır sokağında, Veliaht Prens'in elini güçlendiren bu operasyonu Mısır'ın planladığına dahi inananlar var. Ziyaret bir nevi Mısır yönetiminin desteğine karşı yapılmış bir jest niteliği taşıyor. Mart ayı sonunda Riyad'da Arap Birliği zirvesi yapılacak. Bu zirvede Arap liderlerle yapılacak ikili görüşmelerde, müstakbel kral Muhammed'in görevi devralma süreciyle ilgili bilgilendirme yapılacak. Mısır devlet gazetesi El-Ahram'ın Pazartesi günkü sayısının üçüncü sayfasında imzasız yayınlanan "Görüş" (Ra'y) başlıklı yazıda ziyaretin, Arap Birliği zirvesi öncesinde iki ülke arasındaki koordinasyonun sağlanması bakımından önemli olduğunun altı çizildi. Yazıda Kahire'nin Suudi Arabistan'ın "2030 Değişim Programı"nı desteklediği, Veliaht Prens Muhammed'in Suudi Arabistan'ın modernizasyonu ve kalkınması hedefiyle yaptığı icraatları benimsediği ve içişlerine karışmaksızın Suudi Arabistan yönetiminin yanında yer aldığı kaydedildi.
Veliaht Prens'in Mısır'ın ardından İngiltere ve ABD ziyaretleri ve dönüşte Arap Birliği zirvesine katılacak olması fotoğrafın tamamının görülmesi bakımından önem arz ediyor.
SON DÖNEMDE İKİ ÜLKE ARASINDA YAPILAN ANLAŞMALAR
Kral Selman'ın 2016 yılının Nisan ayında Mısır'a yaptığı ziyaret esnasında önemli konularda imzalar atılmış, özellikle Tiran ve Sanafir adalarının egemenliğinin Suudi Arabistan'a geçmesiyle ilgili Kızıldeniz sınır antlaşması büyük tartışmalara neden olmuştu. Tiran ve Sanafir adalarının 2017 yılında resmi bir törenle Suudi Arabistan'a verilmesi bekleniyordu. Ancak bu devir henüz gerçekleşmedi. Adalar konusunda bazı yasal işlemlerin henüz bitirilemediği tahmin ediliyor. Yine aynı ziyarette imzalanan, Kızıldeniz'de yapılacak olan "Kral Selman Köprüsü" ile ilgili de herhangi bir adım atılamadı. Köprü için adaların resmen teslim edilmesi bekleniyor. Köprünün ayaklarının bu iki adada olması planlandığı için, köprü ve adalarla ilgili antlaşma da birbirine bağlı.
MISIR-SUUDİ ARABİSTAN KRİZİNİN AŞILMASI
Kral Selman'ın Mısır ziyaretinden 6 ay sonra, Ekim 2016'da iki ülke arasında fikir ayrılıkları ortaya çıkmaya başlamıştı. Suudi Arabistan tarafından yapılan sürpriz bir açıklama, iki ülke arasındaki ilişkilerdeki ilk kırılma noktası olarak yorumlanıyor. Suudi petrol şirketi ARAMCO yetkilileri, hiçbir gerekçe göstermeden 2016 Ekim ayından itibaren, ikinci bir emre kadar Mısır'a petrol tedarikinin durdurulduğunu duyurmuştu. Halbuki antlaşmaya göre, Mısır'ın petrol tedarikini 5 yıl boyunca Suudi Arabistan sağlayacaktı. Mısır tarafı ise Suudi Arabistan'a 2016 Kasım ayında BM Güvenlik Konseyi'nde Halep tasarısı oylamasında cevap verdi. Mısır'ın Rusya lehinde oy kullanması ve Suudi Arabistan'ın desteklediği tasarıya destek vermemesi dikkat çekti. Suudi Arabistan tarafı ipleri daha da gererek Etiyopya yönetimiyle yakınlaşmış ve üst düzey iki Suudi Arabistanlı yetkili Nil suları üzerine yapılmakta olan Rönesans barajını dahi incelemişti.
TÜRKİYE-SUUDİ ARABİSTAN İLİŞKİLERİ
Kral Abdullah'ın ölümünün ve Kral Selman'ın işbaşına gelmesinin ardından Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinde bir yakınlaşma gözlendi. Kral Abdullah'ın cenazesine Cumhurbaşkanı Erdoğan katılırken, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi katılmamıştı. Bu durum, yeni Kral Selman'ın Mısır'dan çok Türkiye'ye yakınlaşacağı şeklinde yorumlanmıştı. Fiilen iki taraf arasında bir yakınlaşma da gözlendi. Ancak Birleşik Arap Emirlikleri'nin aracılığıyla 2017'nin Nisan ayından itibaren, Mısır Suudi Arabistan'a tekrar yaklaşmaya başladı. Kısa bir süre sonra da Katar'a operasyon düzenlendi. Türkiye'nin Katar'a destek vermesi nedeniyle de Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri nazik bir hal aldı.
Mısır-Suudi Arabistan ilişkilerinde bazen küçük çaplı krizler yaşansa bile, taraflar birbirlerinin güçlü ve zayıf noktalarını iyi bildiği için, krizi iyi yöneterek kısa bir süre sonra ilişkileri normalleştirebiliyor. Bunda iki taraf arasındaki dil, ırk, mezhep ve coğrafi yakınlık gibi ortak paydaların da etkisi büyük. Türkiye ise Arap alemiyle ilişkilerinde açılan 100 yıllık mesafeyi, kadro eksikliğinden dolayı kapatmakta zorlanıyor.