Esad rejimi karşıtı gruplar başkent Şam'a açılan stratejik öneme sahip Humus kentinde Rasten ve Telbise ilçelerini ele geçirdi. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Uzmanı Can Acun, Suriye'de yaşanan sıcak gelişmeler hakkında SABAH'a önemli açıklamalarda bulundu. Acun, muhaliflerin sahadaki askeri momentumunun tüm hızıyla devam ettiği, rejim sahasında ciddi bir moral motivasyon çöküşünün ve bozgunun olduğunu söyledi. Bu kapsamda rejimin savunma hatlarını oluşturmakta zorlandığına dikkat çeken Acun, geri çekilme sonucunda arkada askeri ganimet, donanım bıraktıklarını, muhaliflerin ise bunları hızlıca entegre ederek mevcut askeri momentuma destek unsuru olarak kullanmaya devam ettiklerini kaydetti. Hama'nın rejim adına çok önemli olduğuna değinen Acun, " İdlib ve Halep'teki bozgunun ardından Hama ve etrafındaki Zeynel Abidin Dağı gibi bölgelerde önemli savunma hatları oluşturtmaya çalıştılar. Burada rejime bağlı askeri birlikler 25. Tugay gibi önemli birlikler savunma hattı oluşturmaya çalıştı ancak burada da rejim unsurlarının tutunamadığını gördük. Ciddi bir dağınıklık var. Muhalefetin ateş gücü, hızlı hareket mobile kabiliyetleri, yine Şahin Tugayları gibi drone sistemlerini kullanan hava unsurları ciddi anlamda rejimin askeri birliklerine zarar verdi. Bu bölgeyi de savunamayacaklarını anladıkları takdirde Humus hattına doğru geri çekilmeye başladılar. Muhalifler Hama'yı ele geçirdikten sonra yine Rasten ve Telbise bölgelerine de hızlı şekilde ulaştıklarını gördük. Rejimin Humus hattına da çok güçlü bir direnç gösteremedi" dedi.
'ŞAM'A DOĞRU HAREKETLENME MÜMKÜN'
Muhaliflerin önce Humus ardından Kuseyr'e doğru ilerleyerek Lübnan sınır hattını ele geçirip Laskiye ile Şam arasındaki bağlantıyı da keseceklerini aktaran Acun, Şam'ın güneyinde Dera bölgesinde de muhaliflerin hareketlenmeye başladığını kaydetti. Acun, "Daha önce uzlaşı çerçevesinde silahsızlandırılan veya polis gücü haline getirilen bazı muhalif unsurların yine yer altına çekilmiş olan muhalif unsurların da rejime karşı isyan etmeye başladığını, belli bölgeleri ele geçirmeye başladığını gördük. Böylece Ürdün sınır hattında Şam'a doğru uzanan bir çerçevede muhaliflerin hareketlenmesinin çok mümkün olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
'REJİM ÇETE DEVLETİNE DÖNÜŞTÜ'
Acun, rejimin ayakta durmasının güç hale geldiğini belirterek, "Rejim aslında Rusya ve İran'ın koltuk değnekleriyle ayakta tutulan bir korkuluktu. Rusya'nın Ukrayna savaşı bağlamında, İran ve Hizbullah'ın ise Lübnan bağlamında enerjilerini tüketmeleri sonucunda rejime artık yeterli desteği veremez duruma geldiler. Bu durumda da rejimin içi boşalmıştı, tamamen yozlaşmış adeta bir çete devletine dönüşmüşlerdi. Dolayısıyla muhaliflerin karşısında savaşacak ne askeri donanımları ne hiyerarşileri, ne birlik ve bütünlükleri ne de moral motivasyonları kalmadı" ifadelerini kullandı.
'MÜMBİÇ HATTINDA ASKERİ HAMLELER SÖZ KONUSU'
Muhaliflerin Şam'a doğru yürürken Türkiye'nin güney sınırlarında da PKK'ya yönelik çok önemli hamleler, harekatlar düzenlendiğini söyleyen Acun, özellikle rejimin Halep'in kuzeyinden çekildiği bir denklemde söz konusu bölgeleri PKK'ya bıraktığını kaydetti. Acun, PKK'nın da Tapka'dan yukarıya doğru Neyrap ve nihayetinde Tel Rıfat'a uzanan bir terör koridoru oluşturmak istediğini gördük. Buna yanıt verdi muhalifler Özgürlük Şafağı harekatını oluşturdular. Suriye Milli Ordusu buradan PKK'ya ciddi anlamda Şebab'tan güneye doğru ilerleyerek Kuveyris Havalimanına ulaşarak temizlediler. Yine Tel Rıfat'a yönelik çok kapsamlı bir askeri harekat düzenlendi. Çok kısa sürede burası da temizlendi. Tabii şu anda askeri momentum Şam'ı hedef alıyor. Hama'nın ele geçirilmesinden sonra önce Humus ardında da belki Şam'a doğru hareketlenmesi mümkün olabilir. Dolayısıyla geri hatta şu anda Mümbiç ve Ayn el Arap gibi bölgelere yönelik bir askeri harekatı kısa vadede beklemiyoruz. Ama burada da PKK'yı baskılamaya yönelik özellikle Mümbiç hattında çeşitli askeri hamleler söz konusu" şeklinde konuştu. Acun, Türkiye'nin Suriye geçici hükümetine de tam destek verdiğini aktararak, "Türk Ordusunun hem İdlip'te hem de Fırat Kalkanı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı bölgesinde askeri üsleri var. Dolayısıyla bu anlamda Türkiye çok aktif şekilde zaten sahada. Ancak Fırat'ın doğusunda Amerika'nın himayesindeki PKK'ya yönelik büyük bir askeri harekat için Türkiye'nin en azından Trump'ın görevi devralması ve onunla görüşülecek müzakereleri şu an için bekleyeceğini düşünüyoruz" dedi.