Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) açtığı İsrail ile ilgili soykırım davasına müdahil olan Türkiye'nin başvurusunun detayları ortaya çıkmaya başladı. Dışişleri Bakanlığı koordinasyonundaki devam eden çalışmalar ve başvuru metninde öne çıkanlar şöyle:
ÇERÇEVE NETLEŞTİ: Çalışmalar devam ediyor. Ne zaman teslim edileceğine ilişkin bir tarih henüz belli olmasa da başvurunun çerçevesi netleşmiş durumda.
ÜÇ BOYUTLU BAKIŞ: Dosya üç bakış açısına göre hazırlanıyor: Hukuki, siyasi, Türkiye ve Türk dış politikasının hassasiyetleri. Bu üç bakış açısının ortaklaştığı noktalardan oluşan bir metin yazılıyor.
TERS DÜŞMEYECEK: Güney Afrika ve davaya müdahil olan ülkelerin başvuru metinleri incelendi. Bunlara paralel, tamamlayan, destekleyen bir metin ortaya çıkacak.
SOYKIRIM EŞİĞİ AŞILDI: Başvuruda dosyanın en önemli başlığı "Soykırım eşiği aşıldı mı?" sorusunun yanıtı olacak. Dosyada, belgeler ve hukuki argümanlar ile birlikte "soykırım eşiğinin çoktan aşıldığı" belirtilecek.
KANITLAR ÇOK NET: Bir topluluğa gıdanın ulaşımının engellenerek ölümüne neden olunması, doğumların engellenmesi, kadın ve çocukların açık hedef olmasının soykırımın açık kanıtları olduğunun altı çizilecek. Filistin halkına uygulanan psikolojik şiddet de ayrı bir başlık olacak. Başvuruda, "İnsanlar sürekli hareket etmek zorunda bırakılıyor. 'Burası güvenli bölge' diye gönderiliyor. Orada vuruyor" denilecek. Sağlık, eğitim hizmetlerinin engellendiğine, savaşta bile dokunulmaması gereken yerlerin bombalandığına vurgu yapılacak.
SAVAŞ SUÇU DEYİP KURTULAMAYACAK: İsrail'in, uyguladığı soykırımı "savaş suçu" boyutuna indirmesi ve "meşru müdafaya" sokmasına izin verilmeyecek. Savaş suçu iddiası için 'Savaş olabilmesi için iki devlet gerekir. Karşıda bir devlet ve ordu yok. Asimetrik savaş desek kaç milis öldürdün? Terörle mücadele diyorsan neden sivilleri öldürüyorsun? Kadınlar, çocuklar terörist mi?" argümanları kullanılacak.
MEŞRU MÜDAFAA DEĞİL: Meşru müdafaa konusunda ise UAD'nin geçen günlerde yayınladığı Filistin ile ilgili danışma görüşüne dikkat çekilip, "İşgal ettiğin yerde meşru müdafaadan bahsedemezsin" denilecek.