İşçi Partisi, May'in ocak ayının 3. haftasında yapılacağını duyurduğu Brexit oylamasının bu hafta yapılmasını sağlamak amacıyla May hakkında güvensizlik önergesi sundu.
Önergede, "Parlamentonun, Brexit anlaşmasının ve İngiltere ile AB arasında gelecekteki ilişkilerin çerçevesinin doğrudan oylanmasını sağlamayan Başbakana güveni yoktur." ifadesi kullanıldı.
Güvensizlik önergesinin parlamentoda yarın tartışılması ve oylanması bekleniyor. Güvensizlik oylaması sadece May hakkında olduğu için hükümetin devamını veya May'in başbakanlık görevini etkilemeyecek.
Güvensizlik önergesi, şayet hükümet aleyhinde verilseydi ve hükümet güven oyu alamasaydı, ülkede erken seçime gidilmesi ihtimali doğabilirdi.
May, geçen yıl yapılan erken seçimin ardından Kuzey İrlanda'nın aşırı sağ Demokratik Birlik Partisinin (DUP) dışarıdan desteğiyle azınlık hükümeti kurabilmişti. DUP da May'in liderliğini yaptığı Muhafazakar Parti içindeki çok sayıda milletvekili de May'in Brexit anlaşmasına karşı çıkıyor.
May, geçen hafta, Muhafazakar Parti içindeki muhaliflerin girişimiyle parti içi güven oylamasına gitmek zorunda kalmıştı. May 117'ye karşı 200 oyla güven oyu alsa da siyasi gözlemciler muhaliflerin sayısının yüksekliğinin İngiliz başbakanın konumunu zayıflattığı yorumunda bulunmuştu.
May'in anlaşmanın oylanmasını öteleyerek, parlamentoyu, İngiltere'nin AB'den resmen ayrılacağı 29 Mart öncesinde zaman baskısı altına almayı amaçladığı belirtiliyor.
Bu hafta sonunda Noel tatiline girecek olan parlamento, 7 Ocak'a kadar iki hafta boyunca toplanmayacak.
KRİZ GETİREN ANLAŞMA
May hükümetinden 10 bakan son 6 ayda Brexit gerekçesiyle istifa etmişti.
May hükümeti ile AB arasında kasım ayında varılan anlaşmanın geçen salı günü parlamentoda oylanması planlanmıştı.
Parlamentonun onay vermeyeceğini düşünen May, Brexit anlaşmasını kurtarmak için perşembe ve cuma günü Brüksel'de bir dizi temasta bulunmuş ancak AB tarafından beklediği tavizleri alamamıştı.
May, anlaşmadaki "tedbir maddesine" zaman sınırı getirmek veya İngiltere'nin bu düzenlemeden tek yanlı çekilmesine izin verecek bir mekanizma oluşturmak istiyor.
İngiltere ile AB'nin Brexit sonrası geçiş sürecinde Kuzey İrlanda sınırı sorununa kalıcı çözümü de içerecek kapsamlı bir anlaşmaya varamaması halinde "tedbir maddesi" devreye girecek. Buna göre İngiltere'nin bütünü AB ile süresiz biçimde gümrük birliği içinde kalacak ve taraflar bu düzenlemeye tek yanlı son veremeyecek.
"ÖLÜ ATI KIRBAÇLAMAK"
İngiltere'de siyasi gözlemciler, May'in Brexit anlaşmasını kurtarmaya dönük gayretlerini "ölü atı kırbaçlamak" diye nitelendirerek, bunun parlamentoda kabul edilmesinin neredeyse imkansız olduğu görüşünde birleşiyorlar.
İngiltere'nin AB'den resmen ayrılacağı gün yaklaşırken, ülkenin önündeki seçenekler arasında anlaşmasız ayrılık, yeni referandum veya erken seçim olarak görünüyor.
May, yeni referandum taleplerine ülkedeki bölünmüşlüğü derinleştireceğini ve halkın siyasete güvenini zayıflatacağını ileri sürerek karşı çıkıyor. Kendi anlaşmasının reddedilmesi halinde May, ülkenin önündeki iki seçeneğin "anlaşmasız ayrılık" veya "Brexit'in iptali" olacağını iddia ediyor.
İngiliz basınında yer alan kulis haberlerine göre ise bakanlar kurulu içinde bazı isimler ise referandum seçeneğine sıcak bakıyor.
Seçim Komisyonu, yeni bir referanduma 10 hafta içinde gidilebileceğini belirtiyor ancak 2016'daki Brexit referandumuna ilişkin yasanın parlamentodan çıkması 7 ay sürmüştü.
Yeni bir referandum veya erken seçim üzerinde anlaşılması durumunda, İngiltere'nin AB'den 29 Mart tarihini uzatması için talepte bulunması gerekecek.
İngiltere 23 Haziran 2016'da yapılan referandumda yüzde 48'e karşı yüzde 52 oy oranı ile AB'den ayrılma kararı almıştı.