Son dakika haberlere göre, dünyayı dize getiren koronavirüs (Kovid-19) salgının sıfır noktası olan Çin'de yine panik havası hakim. Sağlık yetkilileri, İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde bir kişide hıyarcıklı veba görüldüğünü açıklamış ve uyarı seviyesi yükseltilmişti. İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde kemirgen hayvanlardan geçen hıyarcıklı veba nedeniyle bir kişi daha hayatını kaybetti.
ÖLÜ SAYISINDA ARTIŞ
Dünyaya diz çöktüren koronavirüsün sıfır noktası olan Çin'den, yine ürkütücü bir son dakika haberi geldi. Sağlık yetkilileri, Çin'in İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde kemirgen hayvanlardan geçen hıyarcıklı veba nedeniyle bir kişinin daha hayatını kaybettiğini açıkladı.
İç Moğolistan Özerk Bölgesi'ne bağlı Bayan Nur Kent Sağlık Komisyonundan yapılan açıklamaya göre, bölgede bu hafta ikinci kişi hıyarcıklı vebadan öldü.
Açıklamada, söz konusu kişinin perşembe günü yüksek ateş şikayetiyle kentteki bir hastaneye başvurarak, tedavi altına alındığı ancak vebanın neden olduğu çoklu organ yetmezliği sonucu hayatını kaybettiği bildirildi.
Hastanın ölmeden önce temasa geçtiği 7 kişinin tecrit edilerek gerekli testler yapıldığı ve sonuçlarının negatif çıktığı kaydedildi.
Kentte 3 numaralı alarm durumuna geçildiği ve alarm durumunun yıl sonuna kadar süreceği belirtildi.
Bölgede hafta içi hıyarcıklı veba nedeniyle bir kişi hayatını kaybetmişti. Hıyarcıklı veba dönem dönem dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya çıkıyor. 2017 yılında, Madagaskar'da 300'den fazla vaka ortaya çıkmıştı.
Mayıs 2019'da ise Moğolistan'da iki kişi hıyarcıklı veba nedeniyle hayatını kaybetmişti. Kara Ölüm olarak da bilinen hıyarcıklı vebanın, Orta Çağ'da Avrupa'da 25 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden olduğu biliniyor.
GEÇMİŞTE ÇİĞ DAĞ SIÇANI ETİNDEN BULAŞMIŞTI
Moğolistan'ın başkenti Ulanbatur'da BBC'ye konuyla ilgili bilgi veren bir Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi, Moğol kültüründe çiğ dağ sıçanı eti ve böbreğinin sağlığa iyi geldiğine inanıldığını söylemişti.
Olası bir corona virüs taşıyıcısı olan bambu sıçanları, yüzyıllardır ülkede aranan bir besin kaynağı olmayı sürdürüyor ve 'yüksek besin değeri' nedeniyle övülüyor.
Dağ sıçanları hıyarcıklı veba taşıyıcısı olarak bilinen bir tür. Ülkede dağ sıçanı avlamak yasa dışı.
Birçok insan için, fareler evde istenmeyen misafirler olmaktan öteye gitmez. Ancak koronavirüsün doğduğu yer olan ve özellikle son aylarda sıra dışı beslenme alışkanlıklarıyla eleştiri oklarının hedefinde olan Çin'de yemek masasında bir ziyafet olabilirler.
On binlerce çiftçi onları yetiştirdi, şefler onları farklı yönemlerle pişirdi ve dünyayı dize getiren koronavirüs pandemisi ticareti durdurana kadar 'bambu faresi yemek için 100 neden' gibi listeler üretildi.
Bambudan beslenen vahşi bir kemirgen türü olan bu dev sıçanlar, beş kilograma kadar ağırlığa sahip olabilir ve 45 santimetre uzunluğa kadar büyüyebilir. Geleneksel Çin tıbbına göre, etleri kişinin vücudunda detoks etkisi gösterebilir, ayrıca mide ve dalağının işlevlerini iyileştirebiliyor. Yararları, 16. yüzyılda ünlü farmakolog ve doktor Li Shizhen tarafından kaleme alınan antik Çin tıbbi ansiklopedisi Ben Cao Gang Mu'da sıralanmıştı. Kitap, sıçanları 'birçok insanın ördek gibi yediği ve tadına baktığı tavşan büyüklüğünde kemirgenler' olarak tanımlıyor.
400 yıldan uzun bir süre geçip de takvim yaprakları 2018'i gösterdiğinde bambu farelerinin popülaritesi, Çin'de Jiangxi eyaletinden iki gencin hayvan yetiştirme videoları yüklemeye başlamasıyla yeniden yükseldi. Çinli çiftçiler 1990'larda vahşi türlerini zaten evcilleştirmişlerdi, ancak 'Hua Nong Kardeşler'in ortaya çıkmasına kadar "modaya uygun" bir gıda maddesi haline gelmediler. Video platformu Watermelon'da üç milyondan fazla hayranı olan ikili, fareleri yemek için farklı nedenlerle ortaya çıktı. Ayrıca izleyicilere nasıl doğranıp pişirileceğini de gösterdiler. Bir bölümde, sıçanlarından birinin diğer sıçanlar ile kavga nedeniyle çok yaralandığını ve bu nedenle yenilmesi gerektiğini iddia eden kardeşler, bambu sıçanınından kızartma yapıyor.
Milliyet'te yer alan habere göre; Hastalık lenf bezlerinin şişmesiyle kendini gösteriyor. Üç ile yedi gün arasında ortaya çıkan bu belirti öncesinde hastalığın diğer belirtileri gribe benzediği için teşhis etmesi kolay değil. Öte yandan, Orta Çağ'da kara veba olarak da bilinen bu hastalığın o dönemlerdeki gibi bir salgına dönüşmesi düşük ihtimali. Stanford Kliniği'nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Shanti Kappagoda "14. yüzyılın aksine bu hastalığında nasıl yayıldığını artık biliyoruz" diyor ve ekliyor:
"Engellemenin yollarını da biliyoruz, hastalanan kişileri antibiyotiklerle iyileştirmenin yollarını da…" 14. yüzyılda veba Afrika, Asya ve Avrupa'da 50 milyon kişi öldürmüştü. Londra'da son olarak 1665'te görülen salgın, kentin beşte birinin ölümüne yol açmıştı. Kara Ölüm olarak da bilinen hıyarcıklı vebanın, Orta Çağ'da Avrupa'da 25 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden olduğu biliniyor. 19. yüzyılda Çin ve Hindistan'da da ortaya çıkan hastalık 12 milyon kişiyi öldürmüştü.