Şili Seçim Servisi verilerine göre, şu ana kadar sandıkların yüzde 98,43'ü açıldı.
Yapılan sayımda, ülkede yeni anayasanın yürürlüğe girmesini isteyenlerin oranı yüzde 38,1, istemeyenlerin oranı ise yüzde 61,9 olarak belirlendi.
Böylece, diktatör Augusto Pinochet döneminde hazırlanan ve birçok kez revize edilen mevcut anayasa yürürlükte kaldı.
Şili'de hazırlanan yeni anayasa, devlet çalışanlarının yarısının kadınlardan oluşması, ülkedeki 11 yerli topluluğun tanınarak Şili'nin "çok uluslu ülke" olarak tanımlanması, cumhurbaşkanı adayı olma yaşının 35'ten 30'a düşürülmesi, kürtajın yasal hale getirilmesi, Senatonun kaldırılması ve yerine Bölgeler Meclisi kurulması, su kriziyle mücadele için su kaynaklarına "sahiplenilemez" statüsü verilmesi ve Ulusal Sular Ajansı kurulmasının da aralarında bulunduğu 388 maddeden oluşuyordu.
Yeni anayasa, Ekim 2020'de anayasanın yeniden yazılıp yazılmaması için yapılan referandumla kararlaştırılmış, 2021'deki belediye seçimlerinde yeni anayasayı yazacak heyet halkın oylarıyla seçilmişti.
"DİKTATÖRLÜK REJİMİNİN MİRASI"
Şili'de Ekim 2019'da başlayan ve 5 aydan fazla süren yağma, şiddet olaylarına neden olan ve "sosyal patlama" adı verilen hükümet karşıtı gösterilerde, anayasanın yeniden yazılması protestocuların başlıca isteklerindendi.
Diktatör Pinochet döneminde yazılan Şili anayasası, halkın bir kısmınca "diktatörlük rejiminin mirası" ve "eşitsizliğin temel kaynağı" olarak değerlendiriliyor.
Anayasa'nın, Pinochet eliyle yapılan özelleştirmeler ve özelleştirme teşvikleri nedeniyle yeterli sağlık, eğitim ve emeklilik imkanı sağlamayan ekonomik sistemi koruduğu düşünülüyor.