Rusya-Ukrayna savaşı Rusya'nın komşusu olan İsveç'in hareketlenmesine neden oldu. Rusya'nın 'girmeyin' uyarısına rağmen İsveç, NATO'ya başvuracağını açıkladı. İsveç Başbakanı Anderson açıklamasında İsveç'in güvenliği için en iyi sonuca bakılması gerektiğini söyleyerek, "İsveç'teki güvenlik durumunu hızla gözden geçirmeliyiz" dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Akademisi Başkanlığının dergisinde yer verilen "Küçük Devletlerin Statü Arayışlarının Bir Göstergesi Olarak Uluslararası Askeri Operasyonlarda Yer Alan: İsveç, Norveç ve Danimarka Örneği" adlı makalede önemli tespitlere yer verildi. Makale; İsveç, Norveç ve Danimarka'nın kendi güvenliklerini doğrudan ilgilendirmeyen bölgelerde, statü arayışı motivasyonu ile askeri operasyonlarda yer aldıklarırı ortaya koydu. Dünya nüfusu açısından 235 ülke içerisinde İsveç 91, Norveç 119 ve Danimarka 115. sırada yer alırken askeri güç açısından ise İsveç 31, Norveç 33 ve Danimarka 54'üncü sırada bulunuyor.
SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİMDE ADLARINI DUYURDULAR
Soğuk Savaş sırasında İsveç, Norveç ve Danimarka BM barışı koruma misyonlara katılarak, yerel çatışmaların süper güç çatışmalarına dönüşme olasılığını engellemeye çalıştı. Operasyonlarda çatışan tarafları ayırmak ve ateşkes süreçlerini izlemek görevlerinin yanı sıra müzakere becerileri ile krizleri engellemeye çalıştı. Bu ülkeler eğitimli ve donanımlı birliklerle kısa süre içerisinde misyonlara katkıda bulundu ve 'silahlarını ateşlemeden' çatışmaları dondurmayı başardı. Bu başarı, onlara küresel tanınırlık ve itibar kazandırdı.
ABD VE NATO'NUN OPERASYONLARINA KATILDILAR
İsveç, Norveç ve Danimarka, Soğuk Savaş sonrasında ABD ve NATO öncülüğündeki operasyonlara yöneldi. ABD liderliğindeki Kosova (1999), Afganistan (2011–2014), Irak (2003–2011), Libya (2011) ve Suriye-Irak (2011-) olmak üzere beş koalisyon gücüne katıldıkları görüldü. Bu operasyonlara hem askeri hem de diplomatik, lojistik ve sivil destekler gibi gayri-askeri anlamda katkı sağladı. Operasyonlara katılarak NATO içerisinde etkili ve yararlı müttefikler olarak görülmeyi ve belirli bir statü elde etmeyi hedefledi. Küçük İskandinav ülkelerinin Batılı büyük güçler tarafından 'iyi güç' olarak tanınmaya çalıştıklarını belirlendi.
NATO ÜYESİ OLMAMASINA RAĞMEN OPERASYONA KATILDI
İsveç, soğuk savaş sonrasında BM misyonlarından ziyade NATO ve ABD öncülüğündeki operasyonlara ağırlık verdi. İsveç, 1999-2013 yılları arasında Kosova'daki KFOR gücüne askeri personel ve danışman desteği sağladı. Bunun yanı sıra, 2002-14 arasında Afganistan'daki ISAF gücüne asker, istihbarat desteği, tıbbi ve lojistik birimleri olmak üzere katkılarda bulundu. 2006'da Mezar-ı Şerif'teki operasyonun komutasını devraldı. ISAF gücüne 2014'e kadar yaklaşık 9 bin asker görev aldı. İsveç'in 11 Eylül saldırıları sonrası ABD ile dayanışma göstererek onun gözünde önemli bir müttefik olduğunu göstermeye çalıştı. 2011 Libya operasyonunda, 'uçuşa yasak bölge' uygulamasına destek olmak üzere savaş uçakları ile koalisyona kattı. İsveç, resmi olarak NATO üyesi olmamakla birlikte, güvenilir bir ortak izlenimi vermeye çalıştı. 2015'te hükümet, DAEŞ'e karşı ABD liderliğindeki koalisyonun bir parçası olarak, Irak askerlerini eğitmek üzere askeri personel desteği sağlayacağını belirtti.
ABD, NATO NEREDE? DAMİMARKA ORADA
Danimarka'nın askeri operasyonlara katkıları ABD ve NATO nezdinde görünür olma amacını taşımaktadır. Bu, 1999'da Kosova'da NATO liderliğindeki 'Müttefik Güç Operasyonu' ilk defa gösterilmiştir. 11 Eylül saldırıları sonrasında Danimarka, ABD nezdindeki duruşunu sağlamlaştırmak için herhangi bir talep olmadan askeri katkılarda bulunmayı teklif etti. Daha sonra, ABD'nin 2003'te Irak'a yönelik harekâtına katkıda bulunan üç AB müttefikinden biri oldu. Dönemin Başbakanı Rasmussen (2003), Irak Savaşı'na 'ittifak dayanışması' ve 'tarihsel borçluluk' nedenleriyle katıldıklarını belirtti. Danimarka, ayrıca 2006'da Afganistan'a savaş birlikleri yerleştiren ve 2011'de Libya'ya hava harekâtlarında bulunan NATO ülkelerinden biri oldu. Bu durum, 2014'ten beri ABD'nin DAEŞ'e karşı yürüttüğü operasyonlara sağlanan askeri katkılarda da görüldü. Danimarka'nın dış politikasında prestij ve itibarın kendi başına bir amaç olduğu, askeri operasyonlara katılarak 'kendi üzerine düşen görevi yapan' güvenilir bir müttefik imajı yaratmaya çalıştığı, NATO içerisinde konumunu artırmaya ve ABD ile yakın ilişkiler geliştirmeye çalıştığı görüldü.
'AĞIRLIĞININ ÜZERİNDE YUMRUK ATAN' ÜLKE
Norveç, NATO'nun 1995'te Bosna'daki barışa destek operasyonunu devralmasından sonra, ittifak içerisindeki itibarını yükseltmek için askeri ve gayri-askeri roller üstlendi. 1999'dan itibaren, Kosova Gücüne 6 bin fazla personel gönderdi. Ayrıca, 2002'den beri Afganistan'da ABD tarafından yürütülen 'Kalıcı Özgürlük Operasyonu' özel kuvvetler hem de savaş uçakları görev aldı. Ağustos 2003'te 'Uluslararası Güvenlik Destek Gücü' (ISAF)'nün komutasını devralmış ve 2014'e kadar 9 bin personel ile katkılarını kademeli olarak artırdı. Mart 2003'te kamuoyu baskısı nedeniyle ABD'nin Irak'ı işgaline doğrudan bir katkı yapmamakla birlikte, ikinci aşamada BM Güvenlik Konseyi kararı doğrultusunda desteklerde bulunmada devam etti. 2011'de Libya'ya yönelik operasyona hava harekâtı ile destek veren ülkelerden biri oldu. 2014'te Danimarka'nın aksine Norveç, ABD liderliğindeki DAEŞ karşıtı koalisyona katılmadı. Ancak DAEŞ'e karşı savaşmaları için Suriyeli isyancılara eğitim vermek üzere özel kuvvetler sağlamayı kabul etti. Norveçli siyasi liderler ve üst düzey yetkililer, ABD önderliğindeki askeri operasyonlara katkılarını insanî veya güvenlik nedenleriyle açıklamakla birlikte, NATO'daki güvenlik garantilerini devam ettirmeyi amaçladıklarını da belirtmektedirler. ABD Başkanı Barack Obama Norveç Başbakanı ile bir görüşmesinde, 2011 Libya operasyonu dolayısıyla Norveç'i 'ağırlığının üzerinde yumruk atan' ülke olarak tanımladı.