Kırım'ın Rusya Federasyonu'yla birleşmesinin 10'uncu yıldönümünde Rusya'nın İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, düzenlenen basın toplantısında 'Kırım Baharı' olarak adlandırılan birleşmenin tarihine ışık tutarak kronolojik olarak gelişmeler hakkında bilgi verdi.
SEÇİMLERE KATILIM YÜKSEK
Rusya Federasyonu'nda dün yapılan başkanlık seçimlerine de değinen Başkonsolos Buravov, oyların yüzde 87'den fazlasını alan Vladimir Putin'in tekrar kazanmasının Rusya-Türkiye ikili ilişkileri için önemli olacağını vurgulayarak seçimlere katılımının yüksek olduğunu ifade etti.
KRONOLOJİK OLARAK ANLATTI
'Kırım Baharı'nın 10. Yıldönümü sebebiyle Rusya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda o günleri yansıtan fotoğraf sergisi de sunuldu. Tarihi yarımadanın Rusya ile birleşmesinin kronolojik olarak detaylı bir şekilde değerlendiren Başkonsolos Andrey Buravov şunları söyledi:
"Bu günlerde 'Kırım Baharı' adıyla bilinen olayların onuncu yıldönümünü kutluyoruz. Ukrayna'daki devlet darbesinden hemen sonra meydana gelen ve yarımada çapında yapılan referandumun ardından Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının ilanına ve Rusya Federasyonu ile birleşmeye yol açan Şubat-Mart 2014 olaylarından bahsediyoruz. Olanların özünü ve nesnel doğasını daha iyi anlamak için, bir yandan konuya daha geniş bir tarihsel ve jeopolitik bağlamda bakmak, diğer yandan o zaman Kırım halkının yaptığı seçimden önceki olayları analiz etmek gerekir.
REFERANDUM YAPILMADI
Birkaç yüzyıl boyunca (XVIII. yüzyılın sonundan itibaren) Kırım, Rus devletinin bir parçasıydı. Şanlı atalarımız bu topraklara ter ve kan döktü. Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyetinin (RSFSC) yürütme ve yasama organları tarafından Şubat 1954'te kabul edilen, Kırım'ın Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyetine devredilmesine rıza gösterme konusundaki kararlar, SSCB Anayasası ve RSFSC Anayasasına aykırıydı. Çünkü, birlik cumhuriyetleri arasındaki sınırların ayarlanması değil, halk arasında referandum/anket yapılmasını gerektiren toprak devri söz konusuydu. 1954'te ise 2014'ten farklı olarak Kırım'ın üyeliğine ilişkin hiç bir referandum yapılmadı.
DAYATMA HALİNE GETİRİLDİ
'Kırım Baharı' olayları, Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerin genel jeopolitik bağlamından ayrılarak hiçbir şekilde ele alınamaz. Bu olaylar ülkemiz ile ABD liderliğindeki Batı bloğu arasında eşit ve karşılıklı saygılı bir diyalog kurmanın giderek artan imkansızlığının kesinlikle netleşmesinden sonra dünya sahnesinde meydana gelen temel niteliksel değişikliklerin ifadesi oldu. Washington, SSCB'nin varlığının son yıllarından ve yeni Rus devletinin varlığının ilk yıllarından başlayarak, ülkemizin önemli ölçüde zayıflamış ve içsel olarak istikrarsız olduğunu düşünerek, her alanda kendi hegemonyalarını ve yaklaşımlarını dayatmayı bir kural haline getirdi.
SAVAŞ İLAN ETTİ
Batılıların başlangıçtan itibaren yeni Rusya ile ilgili olarak takip etmeye karar verdikleri böyle bir yaklaşımın kabul edilemezliği, V.V. Putin tarafından 2007'de Münih'teki konuşmasında açıkça belirtildi. Bir yıl sonra Bükreş'te Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya girişine giden yolun açıldığı NATO zirvesi düzenlendi. 2008'de Batı, Rusya'nın ulusal çıkarlarını hiçe sayarak fiilen bize savaş ilan etti ve NATO'nun bu kararıyla ülkemizi hesaba katmayacağını gösterdi. Batı, Gürcistan'ın o zamanki liderliğini Güney Osetya'daki askeri maceraya kışkırttı ve sert ve kararlı tepkimizden herhangi bir sonuç çıkarmadan gerginlik derecesini artırmaya devam etti.
AÇIK BİR SAVAŞ BAŞLATILDI
Aynı dönemde Washington, uydularıyla birlikte, aslında Ukrayna'yı kollarına alma, onu Rusya'yı caydırma ve bastırma aracı haline getirme planını uygulamaya başladı. Sonuç olarak, bu Şubat 2014'te Ukrayna'da bir devlet darbesine yol açtı ve bunun sonucunda açıkça milliyetçi ve Rusya karşıtı güçler orada iktidara geldi. Bu güçler Donbas'ta kendi nüfuslarına karşı açık bir savaş başlattılar ve Kırım için de aynısını yapmaya kalkıştılar. Ancak milliyetçilerin kurbanı ve anavatanlarında dışlanmış olmak istemeyen Kırım halkının kararlı tutumuyla karşılaştılar.
ANLAŞMALAR İMZALANDI
'Kırım Baharı' olaylarının ayrıntılı zaman çizelgesine size dağıtılan bilgilendirme belgelerinde bakabilirsiniz. Bu nedenle ayrıntılar üzerinde durmayacağım. Sadece Kırım halkının Ukrayna'dan bağımsızlık ve Rusya'ya geri dönme lehine yaptığı seçimin, Kırım Özerk Cumhuriyeti sakinlerinin yüzde 96,77'sinin ve Sivastopol sakinlerinin yüzde 95,6'sının Rusya ile yeniden birleşmek için oy kullandığı 16 Mart 2014 tarihinde yapılan halk referandumunda onaylandığını söyleyebilirim. 17 Mart 2014 tarihinde Yüksek Sovyet Kırım'ın bağımsızlığını ilan ediyor ve yarımadanın Rusya Federasyonu'na cumhuriyet statüsüne sahip bir üye olarak dahil edilmesi önerisiyle Rusya Federasyonu'na başvuruyor. 18 Mart 2014 tarihinde Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol'un Rusya Federasyonu'na yeni birer üyesi olarak kabul edilmesine ilişkin devletlerarası antlaşma imzalandı. 1992-2014 yıllarında Ukrayna makamlarının yarımadaya ve sakinlerine kalıntı ilkesine göre» yaklaştığı (yani, hiç önemsemediği) bilinmektedir. Ukrayna döneminde ekonomi pratik olarak gelişmedi, altyapı geriledi, insani alan tamamen Ukraynalılaşmaya maruz kaldı ve çevreyi koruma görevleri barbarca göz ardı edildi.
10 YILDAN KISA SÜREDE YAPILDI
Kırım'ın Rusya ile yeniden birleşmesinden sonra yarımadadaki durum önemli ölçüde değişti. Ulaşım ve mühendislik altyapıları kökten yeniden inşa edildi. 2018 yılında 19 km'lik Kırım Köprüsü açıldı (Rusya ve Avrupa'nın en uzunu). Bu yapı Kırım'ın Rusya ile yeniden birleşmesinin sembolü haline geldi. Yeni Simferopol Havaalanı Aivazovsky, modern Tavrida otoyolu inşa edildi. Balaklavskaya (Sivastopol şehri), Taurida (Simferopol bölgesi), Saki Termik santralleri hizmete girdi. Gaz hatlarının büyük ölçekli inşaatı devam ediyor: neredeyse her ay ağlara yeni bir yerleşim yeri bağlanıyor. Konut inşaatı ivme kazanıyor. Spor tesisleri dahil olmak üzere sosyal tesisleri aktif tempolarla inşa ediliyor. Tarım canlandı, şarap yapımı aktif olarak gelişiyor, tatil köyü ve turizm sektörünün konumu ciddi şekilde güçlendirildi. Bütün bunlar, ülkemize yönelik en şiddetli yaptırımlar ve Kırımlılara karşı Ukrayna'dan (enerji, ulaşım, su ablukası gibi) ve sözde medeni ülkeler tarafından alınan alaycı kararlar karşısında 10 yıldan daha kısa bir sürede yapıldı.
YENİDEN İNŞA EDİLİYOR
Son yıllarda Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol'da, burada yaşayan halkların ulusal dillerini ve kültürünü geliştirme adımlarıyla, dini derneklerin yarımadanın kamusal yaşamına aktif katılımıyla desteklenen etnik ve dinler arası bir uyum atmosferi güvenilir bir şekilde korunmaktadır. Simferopol'deki Büyük Cuma Camiinin inşası tamamlanıyor. Bahçesaray'daki ünlü han sarayı da dahil olmak üzere birçok kültürel ve tarihi mekan yeniden inşa ve restore ediliyor. Bu salonda sunulan fotoğraf sergisinde meydana gelen değişiklikleri doğrulayan güzel fotoğraflar görebilirsiniz."