Paşayeva, Düzce Üniversitesi (DÜ) tarafından düzenlenen "Karabağ ve Türk-İslam Dünyasında Ağır Sorunların Çözümlerinde Birliğin Gücü, Azerbeycan-Türkiye Birliği Örneği" adlı konferansa katıldı.
Azerbaycan ve Türki Cumhuriyetlerin geçmişte çok büyük bedeller ödeyerek bugünlere ulaştığını belirten Paşayeva, Türki Cumhuriyetlerinin zayıflatılarak Türkiye'nin gücünün zayıflatılmaya çalışıldığını vurguladı.
"ŞİMDİ O SON KALEYE GELDİLER"
Çanakkale'de binlerce Azeri ve Türki Cumhuriyetlerden gelen vatandaşların şehit düştüğünü hatırlatan Paşayeva, şunları kaydetti:
"Şehit düşen atalarımız savaşa dahil olan ülkeler tarafından fark edilerek, Türkiye'yi zayıflatmanın bu ülkeleri dağıtmaktan geçtiğini gördü. Savaşa giren düşman ülkeler Kırım'dan, Azerbaycan'dan ve diğer Türki Cumhuriyetlerden gelip destek veren vatandaşları görünce, 'Türkiye'yi zayıflatmaya başlamadan önce Türki Cumhuriyetleri zayıflatalım. Önce bu kaleleri yıkalım. Türkiye, bu kaleler yıkılırsa zayıflar ve sonra da onların kalesini yıkarız.' dediler. Şimdi o son kaleye geldiler. O kaleleri bir bir yıktılar ve şimdi geldiler o kaleye. O kalenin adı, Türkiye'dir."
Vatansızlaştırma projesi kapsamında Türki Cumhuriyetlerinin önce topraklarının elden alındığını, sonra da vatan olgusunun günden güne kaybedilmek istendiğinin altını çizen Paşayeva, şöyle konuştu:
"Önce insanları vatanlarından sürgünle atıyorlar, sonra da topraklarına sahip oluyorlar. Eğer kuşaklar duygu ve beyinleri ile bu vatansızlaştırma projesine dahil olursa zaten vatansız kalınıyor. Kalbinizde ve beyninizde vatan olgusuna sahip olmanız gerekir ki, biz o elimizden alınan vatanlarımızı geriye alabilelim." ifadelerini kullandı.
Paşayeva, Avrupa basınının insan haklarından bahsettiğini ancak 1 milyon Azerbaycan Türkünün kendi evinden sürgün edilip geri dönememesine ses çıkarmadığına işaret ederek, "İnsanın en temel hakkı elinden alınmış ama nedense bu duruma ne Batı'dan ne de Avrupa'dan ses var." diye konuştu.